GÖRÜŞ - Rusya'da kitlesel gösterilerin arkası gelebilir

GÖRÜŞ - Rusya'da kitlesel gösterilerin arkası gelebilir

26 mart 2017 günü Rusya geniş katılımlı protesto gösterilerine sahne oldu- Protestoların söylemi her ne kadar yolsuzluk olsa da, arka planda halkın beceriksizce yürütüldüğünü düşündüğü reform sürecine tepkisi var

İSTANBUL (AA) -SASLANBEK İSAEV- 26 Mart’ta Rusya’nın bir çok şehrinde izinsiz gösteriler gerçekleşti. Başta Moskova ve St. Petersburg olmak üzere ülkenin meydanlarını dolduran halk, başbakan Dmitri Medvedev’in istifasını istedi. Rusların bu şekilde tepki vermesinde, muhalif siyasetçi Aleksey Navalny’nin yönettiği Yolsuzlukla Mücadele Vakfı’nın filminin epey etkisi oldu. Film Rusya başbakanı Dmitri Medvedev’in yolsuzluk sistemini anlatıyor. Detaylı ve inandırıcı şekilde yapılan araştırma, Medvedev’in ve onun kontrol ettiği işadamlarının federal bütçeden nasıl para çaldıklarını anlatıyor. Bu ağır suçlamalara karşı ise devletten hiç bir açıklama gelmedi. Film sosyal medyada yayınlandıktan sonra Komünist Parti milletvekili olan Valeriy Raşkin, Rusya Federasyonu Soruşturma Komitesi’nden resmi soruşturma talep etti. Talep görmezden gelinirken, okullarda ve üniversitelerde Navalny’nın ekibi tarafından çekilen filmi seyrettikleri için veya devleti bu konuda eleştirdikleri için insanlar çeşitli baskılara maruz bırakıldı, cezalandırıldı. Devletin bu vurdum duymazlığından kaynaklanan rahatsızlık yayıldı ve 26 Mart’ta izinsiz miting ve protestolara neden oldu.

Rusya’da her zaman olduğu gibi, bu protestolar da şiddetle bastırıldı. Sadece Moskova’da binden fazla kişi tutuklandı. Mitinglerin olduğu diğer şehirlerde de polis çok sayıda insanı tutukladı ve protestocular zor kullanarak dağıtıldı. Bu gelişmelerin ardından muhalifler “Rusya’da devrim havası var” yorumları yaparken, protestocular devrim değil, “yolsuzluğa dur” mesajı verdiklerini söylüyor. Zelimhan Süleymanov Moskova’da yaşıyor. Katıldığı mitingden tutuklanmadan ayrılan Zelimhan Facebook sayfasında mitinge katılma sebeplerini sıralarken, devletin üst düzey yöneticilere yöneltilen ağır suçlamalara karşı suskunluğunu en başa yazıyor. The Village’e konuşan lise son sınıfı öğrencisi Roman Şingarkin de mitinge devletten açıklama duymak için gittiğini anlattı. Daha önce Navalny’ye destek vermediğini, fakat filmi izledikten sonra başbakanın gerçekten yolsuzluğa karıştığına inandığını söyleyen lise öğrencisi, bunu kabul etmediğinin altını çiziyor. Katıldığı protesto gösterisinde tutuklanan genç, 18 yaşını doldurduktan sonra, yapılacak yeni protestolara da katılacağını söyledi.

Rusya’da son beş yılın en büyük kitlesel protestoları yaşanırken devletin resmi basın kurumları olayları yine görmezden geliyor. Muhalif lider Navalny tutuklandı; onun yönettiği Yolsuzluklarla Mücadele Vakfı ise polis tarafından basıldı. Vakıf çalışanları tutuklanırken ofislerinde polis arama yaptı. Göründüğü kadarıyla Rusya’da devlet yine halka hitap etmek yerine, güç kullanarak onu susturmaya çalışıyor. Oysa devletin bu tarzının Rusya tarihinde hep çok ağır sonuçlara neden olduğu da bilinen bir gerçek.

- Navalny ile protestolar son bulacak mı?

Medvedev’e yöneltilen yolsuzluk iddialarının yol açtığı tepkiler bardağı taşıran son damla denilebilir. Halkın sokaklara dökülmesine neden olan bu yolsuzluklar tepkilere yol açan tek sebep değil. Geçmişte binlerce kamyon şoförünün protestosuna neden olan yeni vergilendirme sistemi Proton ile ilgili kamyoncuların rahatsızlığı devam ediyor. Proton’u protesto eden kamyoncuların gösterisi de Dağıstan’dan başlamış ve bir ay boyunca yük taşımayacağı ilan edilmişti. Daha 2017 yılının başında, Rostov ilinin çiftçileri traktörlerle yolları kapatmıştı. Buna neden olan ise çiftçilere verilen mali desteklerdeki yolsuzluktu. Kafkasya’ya bakıldığı zaman, yerel yönetimin ağır baskısından dolayı sesleri çıkmayan Çeçenler bile devlete karşı sivil protestolara katılıyor. Çeçenistan’ın Açkhoy Martan ilçesine bağlı Davıdenko köyünde halk sokaklara döküldü. Sebep yine yolsuzluk ve devletin, polisin ağır baskılarıydı.

Son iki günde Rusya’da, etnik olarak çeşitli toplulukların yaşadığı farklı bölgelerde halk, devlete mesaj vermek için sokaklara döküldü. Fakat devlet bu tepkileri ağır bir şekilde bastırıyor. Rusların yoğun yaşadığı bölgelerde bu baskılar tutuklama ve göz altılarla sonuçlanırken, Çeçenistan gibi bölgelerde protestocu gençler terörist yaftasıyla katlediliyor. Çeçenistan’da geçtiğimiz günlerde yaşanan DAEŞ saldırısının hiç de öyle olmadığını iddia eden basın organları var. Novaya gazetesinin yayınladığı araştırma, Çeçenistan’ın Naurskaya bölgesindeki askeri üste yaşanan saldırıda öldürülen sözde DAEŞ militanların hepsinin kafasından vurulduğunu söylüyor. Resmi kaynaklar saldırganların elinde sopa ve bıçak olduğunu bildirirken, ölen Rus askerlerinin tamamının otomatik silahlarla vurulduğu da aynı makamlar tarafından duyuruldu. Bıçak ve sopayla saldıran militanların tamamı otomatik silah elde etme imkanı bulamadan öldürülmüşken, nasıl bir çatışmanın yaşanmış olduğu merak ediliyor. Novaya gazetesi açık açık yazmasa da, Çeçenistan’da yaşanan saldırının yargısız infaz olduğunu ima ediyor. Askerlerin nasıl ve nerede vurulduğu da başka bir soru.

Sonuç olarak, devletin halka uyguladığı baskı ve üst düzey bürokratlara yönelik yolsuzluk iddiaları halkta büyük rahatsızlığa neden oldu. 2015 yılında Ukrayna’da ve Ortadoğu’da yaşanan devrimlerin Rusya’daki yansımalarına karşı ‘başarılı’ olduğu görünen Rusya, bu sefer izlediği siyasetin kurbanı olabilir.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :