"Gizli bilgi ve belge bulundurma" davası

"Gizli bilgi ve belge bulundurma" davası

Sanık askerlerden Jandarma Üsteğmen Süer'in evinde yapılan ve buzdolabının arkasında suç unsuru harici belleklerin bulunduğu aramaya katılan 2 polis, aramadan önce amirlerinin kendilerine "özellikle buzdolabının arkasına bakmaları" talimatı verdiğini beya

İZMİR (AA) - İzmir'de 357 sanığın tamamının tutuksuz yargılandığı “gizli bilgi ve belge bulundurma” davasında, sanık askerlerden Jandarma Üsteğmen Onur Süer'in Marmaris'teki evinde aramaya katılan 2 polis, arama öncesi amirlerinin, "suç unsuru olarak ele geçirilen harici belleklerin bulunduğu buzdolabının arkasına özellikle bakmaları yönünde talimat verdiğini" iddia etti. 

İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın bugün öğleden sonra yapılan oturumunda, davanın sanıklarından Jandarma Üsteğmen Onur Süer'in Marmaris'teki evinde yapılan aramaya katılan Başpolis Adem Demir ve polis memuru Tüzün Bayındır tanık olarak dinlendi. 

Tanıklardan Bayındır, aramaya ilişkin verdiği ifadesinde, mali suçlarla mücadele şubede görev yaptığını ve 9 Mayıs'ta mesaiye geldiğinde şube müdürü Mehmet Emin Çakıcı'nın kendisine, "şehir dışında aramaya gideceklerini, kamerayı almasını, evde çok detaylı arama yapacaklarını ve özellikle buzdolabı, televizyon gibi elektronik cihazların arkasına iyi bakmalarını istediğini, gerektiğinde arkalarını açmak için yanına ekipman alması" yönünde talimat verdiğini söyledi. 

Tanık Demir ise şube müdürleri Çakıcı'nın başka elektronik cihazları da söylemesine rağmen "buzdolabının arkasına bakılmasına" özellikle vurgu yaptığını belirtti.

Sanık avukatları, Onur Süer'in ev sahibi Ayşe Akman'ın ifadesinde "arama öncesi kendisiyle beraber 5 polisin Onur Süer'in evine çıktıklarını, sonrasında 3 polisle aşağı indiklerini 2 polisin bir süre daha evde kaldığını" belirttiği ifadesini hatırlatarak, bu olayın doğruluğunu sordu.

Bayındır, "Marmaris'e giderken araçlarının arıza yaptığını ve ekibin Muğla'dan istenen başka bir araçla bölgeye gittiğini, kendisinin araç başında kaldığını ve arızanın giderilmesinden sonra ekibe dahil olduğunu, dolayısıyla buna şahit olmadığını" söyledi. 

Başpolis Demir de şüphelinin evde olup olmadığını kontrol için ekipten 3-4 kişinin ev sahibi Akman ile birlikte binanın çatı katındaki daireye girdiğini, ama kaç kişinin geri indiğini, yukarıda kalanın olup olmadığını görmediğini dile getirdi. 

- "Harici bellekler buzdolabının arkasından temizdi"

Mahkeme heyeti ve sanık avukatları aracılığıyla yöneltilen bir soruya "buzdolabının arkasında bulunan harici bellekleri ilk olarak kendisinin eline aldığını" beyan eden Başpolis Demir, orijinal kılıflarında bulunan iki belleğin buzdolabının arkasındaki kir durumuna göre temiz olduğunu belirtti. 

Teknik uzmanlığa sahip olması nedeniyle manyetik alandan etkilenen bir malzemenin buzdolabı arkasına saklanmasının mantıklı olup olmadığı sorusuna ise Bayındır, bu konuda yorum yapmasının doğru olmayacağını söyledi. 

-İmaj talebi neden karşılanmadı 

Tanıklar, "Onur Süer'in ele geçirilen dijital materyallerin imajlarının alınmasını talep etmesi ve şüphelinin asker şahıs olması nedeniyle aramada hazır bulunan jandarmanın, bununla ilgili gerekli teknik imkanı sağlayabileceklerini bildirmelerine rağmen neden imaj alınmadığı" sorusuna ise şube müdürlerinin, savcının bu yönde talimatı olduğu gerekçesiyle müsaade etmediğini kaydetti. 

Mahkeme heyeti, ifadelerin alınmasının ardından duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verdi. 

-Dava

TMK 10'uncu maddesiyle görevli savcı Zafer Kılınç'ın "Askeri gizli bilgi ve belgeleri ele geçirme, bulundurma" suçlamasıyla 49'u muvazzaf asker, 79'u tutuklu 357 sanık hakkında hazırladığı iddianamede sanıklar hakkında 2 yıl ile müebbet hapis arasında değişen cezalar istenmişti.

İddianamede adı geçen 831 mağdurdan arasında devlet memuru, asker ve MİT mensuplarının da bulunduğu çok sayıda kişinin suç örgütü tarafından "fişlendiği" iddia edilmişti. Çete lideri olduğu iddiasıyla suçlanan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz hakkında, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kişisel verileri kaydetmek, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek" suçlarından müebbet ve 9'ar yıl, sanıklar arasındaki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele hakkında ise "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, yasaklanan bilgileri temin etmek" suçlamasıyla 2 ila 6 yıl hapis cezası talep edilmişti.

TMK 10. maddesiyle görevli İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 16 Nisan 2013 tarihinde görülmeye başlanan davada bugüne kadar 44'ü Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından olmak üzere tutuklu 69 kişi tahliye edilmişti.

TMK 10. maddesiyle görevli 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin düzenlemenin ardından İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesi kararlaştırılmış, bu mahkemece görülen son duruşmada 5'i asker 10 tutuklunun da tahliye edilmesiyle 357 sanıklı davada tutuklu sanık kalmamıştı. 

Kaynak:Haber Kaynağı