Gıda Enflasyonunun Çözümü: "Lisanslı Depoculuk"

Gıda Enflasyonunun Çözümü: "Lisanslı Depoculuk"

İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Kopuz:

BELGİN YAKIŞAN MUTLU - Gıda fiyatlarındaki artış ve enflasyona etkisi kamuoyunda tartışılırken, bu durumun çözümü için pazarlama zincirindeki aracı sayısının azaltılması ve lisanslı depoculuk sisteminin geliştirilmesi öneriliyor.

AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz, son zamanlarda gıda fiyatlarında ciddi artışlar yaşandığını, bunun da enflasyon rakamlarına yansıdığını belirterek, dolayısıyla halkın bütçesinin olumsuz yönde etkilendiğini söyledi.

Son 20 yıldır küresel ısınma ve mevsimlerde yaşanan değişimin tüm dünyayı etkilediğini, Türkiye'de de kuraklık ve don olaylarının sebze ve meyve üretimine doğrudan yansıdığını aktaran Kopuz, "Bu ürün düşüşlerine rağmen, genel olarak hububat ürünleri başta olmak üzere bitkisel üretimimizde bir artış gerçekleşeceğine inanıyoruz. Bizim tahminlerimize göre yaz aylarında tarımsal rekolte sezonunun başlamasıyla gıda emtia fiyatları düşüşe geçecektir" diye konuştu.

Kopuz, iklimsel değişikliklerin gelecek yıllarda da Türkiye ve dünyanın gündeminde olacağını kaydederek, bu nedenle köklü tedbirler alınması gerektiğini vurguladı.

Gıda fiyatlarındaki artışı yakından izlemek ve gereken önlemleri almak amacıyla Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi ile Tarım Bakanlığı bünyesinde Tarım Ürünleri Piyasası İzleme Koordinasyon Birimi kurulduğunu anlatan Kopuz, şunları kaydetti:

"Bu kurulların önemli vazifeleri var. Üreticiden ucuza ürün alıp, fahiş fiyatla satan aracılara yaptırım uygulamak bunların başında geliyor. Dolayısıyla yakın zaman içinde, fahiş fiyatla satış yapan aracılara çeşitli müeyyideler uygulanacağını söyleyebiliriz. Kurulun tarla fiyatı ile market-pazar fiyatı arasındaki farkı düşürecek önlemleri de kısa zaman içinde alması gerek. Bunların yanı sıra gıda sektöründe yapısal bir sorunla da karşı karşıyayız. Bu da tarımsal emtia ticaretinde hem aracıların fazla olması, hem de komisyon miktarlarının yüksek olmasıdır. 

Bu noktada hem üreticiyi, hem de tüketiciyi zarara uğratan gereksiz ve rantçı aracılar ortadan kaldırılmalıdır. Bunların yerine, kooperatifler toptancı hallerinde doğrudan işlem yapmaya başlamalıdır. Ayrıca arz kontrolünü sağlamak ve bazı spekülatif fiyat artışlarını önlemek amacıyla lisanslı depoculuk sisteminin aktif olarak devreye sokulması gerekir. Lisanslı depoculuk yerleşmediği sürece, spekülatif artışları önlemek oldukça zor olacaktır."

Ali Kopuz, bölgesel maliyet farklılıklarının da gıda fiyatlarını etkilediğine de değinerek, "Bunu önlemenin yolu da lojistik altyapıyı geliştirmektir. Lojistiğe yatırımın karşılığı gıda fiyatlarının düşmesi, yani gıda enflasyonunun azalmasıdır" dedi.

 

- "Spekülatif fiyat dalgalanmalarının önüne geçer"

 

Konya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Çevik de tarım sektörünün kuraklığın etkisiyle 2007'den bu yana ilk kez geçen yıl daraldığını anımsatarak, bu riskin, tarımı iklimsel faktörüne bağlı ülkelerde her zaman olabileceğini anlattı.

Sulamanın istenilen zaman ve miktarda yapılabilmesinin yanı sıra, kontrollü bir tarım için sulama altyapısının geliştirilmesi ve sulanan arazilerin arttırılması gerektiğini kaydeden Çevik, "Bu açıdan toplam nadas alanlarının yüzde 16'sına sahip Konya Ovası'na dış havzalardan su transferi bir 'Devlet Projesi' olarak ele alınmalıdır. Sertifikalı tohum kullanımı, modern tekniklerin uygulanmasının yanında arz kontrolünü sağlamak amacıyla lisanslı depoculuk sisteminin geliştirilmesi de önemli bir konudur. Lisanslı depoculuk sistemiyle arz kontrolü sağlanıp, spekülatif fiyat dalgalanmalarının önüne geçilecektir" diye konuştu.

 

- "Tarla ile market fiyatları arasında yüzde 500'leri bulan fark var"

 

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ise bazı ürünlerde doğal afetler yüzünden arzın yetersiz kalmasının yanı sıra birim alan veriminin azalmasının maliyetleri artırdığına dikkati çekerek, "Yine de gıda fiyatlarındaki artışın en büyük sebebinin çiftçi olmadığı açıktır. Tarla ile market fiyatları arasında yüzde 500'leri bulan fark bunun delilidir. Fiyat artışı esas itibarıyla tarladan sonra pazarlama kanallarında artmaktadır" dedi.

Türkiye'de üretici birliklerinin fonksiyonel olmaması ve üretimde planlama yapılamaması nedeniyle üretici ile tüketici arasında pazarlama kanallarının oluştuğunu anlatan Bayraktar, şunları söyledi:

"Pazarlama kanallarında devlet alımlarının yanı sıra kooperatif alımlarıyla çok sayıda aracı tüccar, komisyoncu, dağıtıcı, toptancı, perakendeci, simsar gibi değişik isimler altında faaliyet gösteren aracılar bulunmaktadır. Bunların sayıları arttıkça pazarlama kanalları uzamakta, ürün fiyatları artmaktadır. Ayrıca, bu uzun zincir hem çiftçilerimizi hem de tüketicileri mağdur etmektedir. Gelişmiş ülkelerde üretici birlikleri çiftçiye ucuz girdi temin etmekte ve ürettiği ürünün pazarlamasını yapmaktadır. Ülkemizde ise çiftçimiz hem üretmekte, hem de ürettiği ürününü pazarlamak zorunda. Ayrıca, ürettiği ürünün fiyatını belirleyememekte, fiyat ve gelir istikrarını koruyamamaktadır. Sorunun çözümü için üretim planlaması yapılmalı, üretici birlikleri mali ve idari yönden güçlendirilerek fonksiyonel hale getirilmelidir. Pazarlama kanallarının sayısı azaltılmalı, disipline edilmelidir."

 

- "Tarım sektöründe ölçek ekonomisi prensipleri uygulanmalı"

 

Bursa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı da geçen yılın kurak geçtiğini, bu yıl aşırı yağışlar nedeniyle bazı bölgelerde geç ekim yapıldığını, hasadın gecikebileceğini belirterek, "Ancak bundan daha önemlisi dünya genelinde son birkaç yıldan beri devam eden buğday gibi temel gıda maddesi olan tahıl ürünlerinin üretildiği ve sevkiyatının yapıldığı ülkelerdeki karışıklıklar fiyatların artmasına neden olmaktadır" dedi.

Matlı, gıda fiyatlarındaki artış sorunun çözülmesine ilişkin, "Tarımın yapısal problemleri olan arazi parçalılığı giderilmeli, yasal altyapısı güçlendirilen sözleşmeli üretim modeline geçilmeli. Ayrıca, bilinçsiz zirai ilaç ve gübre kullanımının önüne geçilmeli, depolama hizmetleri geliştirilmeli, dayanıklı ve birim alandan yüksek verim elde edilebilen üretim materyalleri kullanılmalı ve sulama sistemleri geliştirilmelidir" değerlendirmesini yaptı.

Üretim maliyetlerinin azaltılması ve çiftçinin mazot, gübre gibi temel girdilerinin daha güçlü desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Matlı, "Devlet mülkiyetinde bulunan tarım arazileri çiftçinin kullanımına açılmalı ve çiftçinin üretebilir halde kalması sağlanmalıdır. Çok önemli bir faaliyet olan tarım sektöründe ölçek ekonomisi prensipleri uygulanmalı, işletmeler büyütülmeli ve rantabl hale getirilmelidir" dedi.

Özer Matlı, gıda fiyatlarında yaşanan artışlar için, orta ve uzun vadeli politikalarla tedbirler alınması gerektiğine işaret ederek, sözlerini, "Üretim modelleri geliştirilmeli, çiftçinin daha bilinçli üretim yapabilmesi sağlanmalı ve tarım, hayvancılık alanında da ölçek ekonomisi uygulanmalıdır" diye tamamladı.

Kaynak:Haber Kaynağı