Gezgin çift 32 ülkeyi motosikletle dolaştı

Gezgin çift 32 ülkeyi motosikletle dolaştı

Motosikletli gezginler Gülçin Söğüt ve Ferry Schouten çifti, günlük 50 dolar bütçeyle Afrika’da 32 ülkeyi gezdi.

Heyecan ve macera tutkunu Gülçin Söğüt ve Ferry Schouten çifti, motosikletleriyle 18 ay önce çıktıklarıAfrika turuna 32. durakları olan Etiyopya’yla devam ediyor.

İki tekerlek üstünde 32 ülkeyi dolaşan çift, yol boyunca neler yaşadıklarını başkent Addis Ababa’da AA muhabirine anlattı.

Günlük 50 dolar bütçeyle seyahat eden ve geceleri yol kenarlarında kurdukları çadırda sabahlayan gezginler, karşılaştıkları zorluklara rağmen Afrika’yı tanımanın ve hayallerini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor.

İstanbul’da yaşayan ve 15 yıl boyunca bilgi işlem sektöründe çalışan Gülçin Söğüt, Latin Amerika, Asya ve Avrupa’dan sonra Afrika’yla devam eden seyahat tutkusuna aldığı üzücü bir haberle başladığını belirtti.

Latin Amerika’yı sırt çantasıyla 3 yıl dolaştı

Söğüt, “2013’te annemi kaybettim ve ondan sonra anladım ki hayat çok kısa ve hayallerimin peşinden gitmeliyim. İşi gücü bıraktım. Sırt çantamı aldım ve ilk olarak Latin Amerika’ya gittim. Sırt çantamla yaklaşık 3 sene burada tek başıma dolaştım.” dedi.

Endonezya’da tanıştığı Hollandalı Ferry Schouten ile yollarını birleştirmeye karar veren Söğüt, motosikletle Afrika’yı dolaşmanın ise hep hayali olduğunu söyledi.

Söğüt, Kuzey Burnu’nda başlayan Avrupa turundan sonra İspanya’dan Fas’a geçtiklerini ve Kasım 2016’dan bu yana kıtada olduklarını dile getirdi.

“Batı Afrika rotasında asfalt ve bazen yol yoktu. GPS’le yolumuzu buluyorduk.” diyen Söğüt, karşılaştıkları yardımsever insanlar sayesinde zorlukların üstesinden geldiklerini ifade etti.

"Okuduğumuz Afrika’yla yaşadığımız Afrika çok farklı”

Medyada Afrika’nın olumsuz yönlerinin yansıtıldığına dikkati çeken Söğüt, yol boyunca farklı bir Afrika’yla karşılaştıklarını, yerel halkın kendilerine evlerini açtığını, ekmeğini paylaştığını anlattı.

Söğüt, “Bazı yerlerde mahsur kaldık. İnsanlar bize kapılarını açtı ve yemeklerini paylaştı. Bizim okuduğumuz Afrika’yla 1.5 yıldır içinde yaşadığımız Afrika çok farklı.” diye konuştu.

Gine Bissau’da bir köyde misafir olduklarını, halkın onlar için tavuk kesip, balık avlamaya çıktığını anlatan Söğüt, “Biz bunları okumadık ve bu bizi çok etkiledi.” dedi.

Seyahat sırasında genellikle uygun buldukları yerlere çadır kurup sabahladıklarını dile getiren Söğüt, bölgenin tehlikeli olup olmadığını anlamak için çadır kurduktan sonra hava kararana kadar beklediklerini söyledi.

"Hırsızlardan iki saat boyunca kaçtık"

Söğüt, Afrika’da dolaşırken her şeyin toz pembe olmadığını türlü tehlikeler de atlattıklarını belirterek, “Namibya’da 7-8 kişi Ferry’nin etrafını sararak onu soymaya çalıştı, hırsızlardan iki saat boyunca kaçtık. Güney Afrika’ya girdiğimizde dönmeyi bile düşündük.” ifadelerini kullandı.

Karşılaştıkları zorlukların ve bu tür olayların dünyanın her yerinde görülebileceğini hatırlatan Söğüt, Afrika turuna çıkacaklara kendilerine güvenmeleri, motosikletle ilgili teknik birikime sahip olmaları ve karşılaşacaklarına zihnen hazır olmalarını önerisinde bulundu.

Söğüt, tüm seyahati boyunca unutamadığı ülkelerin başında ise Zimbabve’nin geldiğini anlatarak, “Zimbabveliler, Afrika’daki en cana yakın insanlar.” dedi.

"En önemli dil beden dili”

Ferry Schouten ise şimdiye kadar kıtada 50 bin kilometre yol aldıklarını, Sudan ve Mısır’a da giderek yolculuklarını sonlandıracaklarını bildirdi.

Kendisini en fazla yoran şeyin yol koşulları ve yağmur olduğunu kaydeden Schouten, Afrika’nın her köşesinin kendine özgü ayrı bir güzelliğe ve kültüre sahip olduğunu söyledi.

İngilizce’nin yanında biraz Fransızca ve Afrikaans da konuşabildiğini ifade eden Schouten, yolda en fazla kullandıkları ve en önemli olan dilin ise beden dili olduğunu belirtti.

Schouten, seyahatlerinin Afrika’da bitmeyeceğini ve arzularının dünyayı dolaşmaya devam etmek olduğunu söyledi.