Prof. Dr. Ali Akpınar

Prof. Dr. Ali Akpınar

Gerçek Müslüman olabilmek için…

Rüya, bugün mahiyeti bütün yönleriyle tam olarak bilinemese de hemen her insanı ilgilendiren hayatın bir parçasıdır. Rüyalar, bizim uykuda da boş durmadığımız ve bize asla boş durmamamız gerektiğini fısıldayan uyarıcılardır. Rüyalar, günlük hayatta yarım kalan işlerimizi tamamladığımız yahut günlük uğraşılarımızı sürdürdüğümüz, uyusak bile hayattan koparmadan bizi hayata hazırlayan araçlardır. Kur’ân bize rüyalardan bahseder. Hz. Yusuf’un, Hz. İbrahim’in, Hz. Peygamberin rüyaları başta olmak üzere; Mısır Aziz’inin, Yusuf’un zindan arkadaşlarının rüyalarını da anlatır. Bunların hepsinde sayısız ders ve mesaj vardır.

Bilim adamları, rüyaların çok kısa sürdüğünü ve görülen rüyaların hepsinin hatırlanmadığını, hatta bazen yanlış hatırlanabileceğini söylerler. Bu yüzden olacak ki, İslam âlimleri, rüya ile amel edilmez, çünkü rüyalar kesin bilgi kaynağı değildir demişlerdir. Ancak bu rüyaların bütünüyle yok sayılacağı anlamına gelmez. Zira rüyalar, bizi etkiler ve sadık/sâlih olanları bize yön verir. Yeter ki rüyada görülenler ve onlarla ilgili yapılan yorumlar, İslam’ın özüne ve ruhuna ters düşmesin.

İşte geçenlerde rüyamda bana birilerinin fısıldadığı gerçeklerden uyanınca hatırlayabildiğim cümlelerden bir kaçı: Biri bana şunları söyledi rüyamda:

İNANACAKSIN. Öncelikle inanacaksın, çünkü iman söz ve davranışlara değer kazandıran ruhtur. İman olmadan hiçbir şeyin Allah katında bir değeri olmaz. İnsana değer kazandıran imandır, imansız sineler paslıdır ve sahipleri için yüktür. Bu yüzden eskiler şu dua ile imanlarını yenilerlerdi:

Âmentü billah ve bimâ câe min ındillah= Allah’a ve Allah katından gelen her şeye iman ettim.

Âmentü bi rasülillah ve bimâ c âmin ındi rasülillah= Allah’ın rasülüne ve onun getirdiği her şeye iman ettim.

ANLAYACAKSIN. İmanın tahkik derecesine erişmesi için, iman ettiklerini anlamaya çalışacaksın. Bunun için de ilim yolcusu olmak gerekir. Zira İslam’ın ilk emri, namaz kıl, oruç tut, zekat ver, cihad et gibi emirlerden önce Yaratan Rabbinin adıyla oku’dur. O halde mümin, okuyup öğrenmelidir. Ancak Allah’ın dinini, kendi temel kaynaklarından ve onu doğru anlayıp yorumlayanlardan öğrenmelidir. Bu nedenle mümin, dinini hangi kaynaklardan ve nasıl aldığına dikkat etmelidir.

YAŞAYACAKSIN. Din yaşanmak için gelmiştir ve din yaşandıkça hayatımızı anlamlı hale getirir. Hayatımızda yaşamadığımız dinin bize bir faydası olmaz. Üstelik uygulamaya geçmeyen bilgiler sahibinin omuzlarında bir yüktür. O takdirde şu ilahî uyarı bizleri sarsar: Ey iman edenler! Yapmadığınız/ yapmayacağınız şeyleri niçin söyleriniz. Yapmadığınız/ yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir günah/kızgınlık sebebedir.[1]

YAŞATACAKSIN. Müslüman, söz ve davranışlarıyla en güzel örnek olan kimsedir. O, bulunduğu her yerde her zaman Müslümanlığın temsilcisidir. Bu yüzden inancının gereğini layığı ile ve bilinçli bir şekilde yerine getirerek bu temsil görevini en iyi bir şekilde yapmaya gayret eder. Hâl ile tebliğ, en etkili ve en kalıcı tebliğdir. Bu yüzden peygamberler, insanlar için en güzel örnek/üsve i hasene olarak takdim edilmişlerdir. Onlar, söylediklerini en güzel şekilde kendileri yaşamışlar ve bu halleriyle örnek olmuşlardır.

Eskiden ilk mekteplerde çocuklarımıza, Kur’ân dili öğretilirken şu cümleler ezberletilirdi:

İnsanlar, mahvoldu, ancak bilenler hariç!

Bilenler de mahvoldu, ancak bildikleriyle amel edenler müstesna!

Bildikleriyle amel edenler de mahvoldu, ancak ihlâslı olanlar hariç!

Hep hayırlara gelen sadık rüyalar görün, Allah gördüklerinizi hayırlara getirsin efendim!



[1] 61 Saf 2-3.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum