Gelinliğinle çıktın, kefeninle geri dönersin’ mantığından çıkıldı

Gelinliğinle çıktın, kefeninle geri dönersin’ mantığından çıkıldı

Uzman Ülkü Demirci, Boşanma oranlarını son yıllarda artış olmasının tek sebebe dayanmadığını söyleyerek, “Boşanmalardaki ayrılığa evlilik öncesi yaşantının da etkisi büyük. Gelinliğinle çıktın, kefeninle geri dönersin’ mantığından çıkıldı” dedi.

Ailelerin günümüzdeki sorunlarının en büyüğünün boşanma olduğunu söyleyen Dem Aile Danışmanlık Merkezi Uzmanı Ülkü Demirci, Boşanmalardaki artışlara dur demek için Aile danışmalık eğitiminin ortaya çıktığını ifade etti. Yanlış boşanmalar konusunda da konuşan Demirci,  anlaşmazlık gibi aşılabilecek sorunların önüne geçilmesi gerektiğini söyledi. Demirci, “Boşanmalar sonucu ayrılan çiftlerin yüzde 20’ye yakını yanlış boşandığını anlayarak aynı eşiyle 5 yıl içinde geri evleniyor. Bu süreçte maddi manevi olarak büyük hasarlar meydana geliyor. Aile danışmalığı ise bu yanlış boşanmaların önüne geçebilecek bir meslek grubu oluyor. Aile danışmanı evliliği kurtarmaya çalışır. Evli kalma veya boşanma kararını kişiler alır. Hiçbir bilim dalı bunun sorumluluğunu kabul edecek kadar ilerlemedi” dedi.

 

“İhtiyaç Önceliği Konusunda Anlayışlı Olunmalı”

 Aile içindeki problemin büyük bir sorun olduğu vurgusu yapan Demirci, evlendikten sonra yeni problemlerle başa çıkmanın yolunu anlattı. Demirci, “Evlenene kadar olan problemler hep dışarıda oluyor. Evlendikten sonra meydana gelen problemlerin birçoğu aile içinde oluşuyor ve bu durum aileleri derinden etkiliyor. Çiftler ayrılmaya karar verdiğinde o noktaya neden geldiklerini bilmeleri gerekiyor. Daha önce birbirini seven iki insan neden şimdi birbirini sevmiyor bu sorunlar ele alınmalıdır. Çiftlerin farkında olmadığı en büyük sorunlardan birisi ise; kadınlar ve erkeklerin ihtiyaçları aynı olmasına rağmen, sadece ihtiyaç öncelikleri farklı olduğu için anlaşmazlıklar ortaya çıkıyor. Bu sorunları ortadan kaldırdığımızda çiftlerin bakış açıları bile değişmiş oluyor ve hayatta fark edemedikleri olayları fark etmeye çalışıyorlar. Bunlarla birlikte eşlerin sorunlarını konuşmadığından kaynaklanan problemler oluyor” dedi.

 

“Boşanmalar 50 Yıl Önceki Sorunların Sonucu!”

Geçmişte iyi bir aile düzeni olmayan bireylerin evlendiklerinde birçok problemle karşılaştığını aktaran Demirci, “Günümüz dünyasında ‘Gelinliğinle çıktın, kefeninle geri dönersin’ mantığından çıkıldı. Kadınların ekonomik özgürlüğü arttı. Bundan önceki yıllarda boşanmayan ailelerin hepsine iyi aileler diyemeyiz. Bu olay sadece kötü şartlarda yaşayıp sabır etmek zorunda olan insanlarda oluyordu. Böyle kopuk ilişkilerden gelen ailelerin çocukları ise büyük oranda boşanma ile karşı karşıya kalıyor. Bu boşanmaların sorunu sadece günümüzün sorunu değil, geçmişteki olumsuz aile şartlarından da kaynaklanan bazı olaylar boşanmalara sebep olabiliyor. Bir çocuk aile içindeki kötü şartlarda büyüyüp evlendiğinde, yeni hayatını eşine göre değiştirmiyor ve ortaya büyük sorunlar çıkıyor. Bu çiftlerden olan çocuklar ise kendisinde büyük bir özgüven eksikliğiyle büyüyor” şeklinde konuştu.

Görücü usulünde boşanma oranı düşüyor!

 Görücü usulüyle evliliklerde boşanma oranları düşük olduğunun altını çizen Uzman Ülkü Demirci, “Görücü usulüyle boşanmaların az olmasını tek bir nedenle açıklamak doğru olmaz. Görücü usulüyle evlenmelerde insanlar ilk defa birbirlerini gördükleri için bu yüzden büyük beklentileri olmuyor. İlk defa birbirlerini gören çiftler olanı olduğu gibi kabul ederek evleniyorlar ve hayatlarına kabul ettikleriyle devam ediyorlar. Görücü usulündeki az boşanmaların sebebi ise karşıdaki kişiyi olduğu gibi kabul etmekten kaynaklanıyor. Tanışarak olarak evliliklerde ise; beklentiler farklı oluyor. İçimizden gelen duyguları karşıdakinden görmediğimiz için çok fazla hayal kırıkları oluyor. Bunlardan başka olarak ise karşıdakine saygı azaldığı için de boşanmalar kaçınılmaz duruma geliyor. Günümüzdeki evliliklerde insanlar her şeyi değiştirebileceklerine inanıyor ve bu olay olmayınca kendisini mutsuzluğa veriyor” şeklinde konuştu.

                                                                                        

“Öfke Kontrol Merkezleri kurulmalı”

Şiddet konusunda önemli açıklamalarda bulunan Demirci, öfke kontrolünü sağlayacak yöntemlerle şiddetin önemli bir kısmının ortadan katlığının altını çizdi. Uzman Demirci, “Türkiye’nin bazı illerinde ‘Öfke Kontrol Merkezleri’ kuruldu. Bu merkezler şu an Konya’da bulunmuyor. Aile içi şiddetin önüne geçilmesi için tüm il ve ilçelerde Öfke kontrol merkezlerinin kurulması gerekiyor. İlişkileri düzeltmek için her ne yapıldıysa kişi öfkelendiğinde yapılan her şey tekrar yıkılmış olacak. Bir kişinin öfkelenmesi yüksekse kesinlikle bir psikiyatriye veya Öfke Kontrol Merkezine gitmesi gerekiyor. Bu konuda erkeklerin çok duyarlı olması lazım. Öfkeli olmanın bir sorun olduğunun bilincinde olarak aile düzenini bozulmaması için psikiyatriye gitmesi gerekiyor.  Öfkenin önüne geçilmesini anlamamız için karşıdakini en iyi şekilde anlamamız gerekiyor. Şiddet gösterin bireylerin bilinçaltındaki sorunları bularak en aza indirmeye çalışıyoruz. Bizim ilgi alanımıza girmeyen sorunları gerekli yerlere gönderiyoruz” şeklinde konuştu. Yeni evlenecek çiftelere tavsiyelerde bulunan Demirci, vazgeçemeyecekleri durumları birbirlerine söylemeleri gerekiyor. Daha yeni tanışan çiftler birbirlerine vazgeçemediği ve ihtiyaç duydukları konuları, davranışlarını yazarak vermelerini tavsiye ediyoruz. bu olayı yaptıklarında insanlar neleri karşılayıp neleri karşılayamaları konusunda orta yolu bulmuş olacaklar.  Eş uyum testlerinin temelini de bu kriterler oluşturur. Bunun yanında karşındakinin kültürüne duyarlı olmak ve eşlerin birbirine saygılı olmasıdır. Haftada en az bir kere baş başa konuşmak iyi bir evlilik için gerekli şartlardır” ifadelerine yer verdi. Servet R. Çolak - Memleket