"Filmlerimde haksızlığa uğramış insanlara söz veriyorum"

"Filmlerimde haksızlığa uğramış insanlara söz veriyorum"

Yönetmen Khemir:- "Filmlerimde kendimi değil, toplumda haksızlığa uğramış ve bir yeri olmayanlara söz vermek, onları anlatmak istiyorum"- "Her film benim için bir aşk ve sevgi hikayesidir. Filmlerdeki hikaye benim değil başkaların hikayesidir"

PARİS (AA) - YUSUF ÖZCAN - Bab'Aziz, Kayıp Güvercin Gerdanlığı, Çöl İşaretçileri gibi filmleriyle tanınan Tunuslu yönetmen Nacer Khemir, "Filmlerimde kendimi değil, toplumda haksızlığa uğramış ve bir yeri olmayanlara söz vermek, onları anlatmak istiyorum" dedi.

Dünya çapında büyük beğeni toplayan yönetmen Khemir, filmleri ve hayat hikayesi hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Khemir, filmlerinde kendini anlatmak istemediğini, toplumda adaletsizliğe uğramış ve yer edinememişlerin sesi olarak bu tür haksızlıklarla mücadele etmek istediğini söyledi.

"Toplumun onda biri suyun üstünde ve dokuzu suyun altında" diyen Khemir, çalışmalarının suyun altında olanlara yönelik olduğunu ifade etti.

1971 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatının (UNESCO) bursuyla Fransa'nın başkenti Paris'e sinema eğitimi almak için gelen Khemir, filmlerinin aracılığıyla toplumda yeri olmayanlara yer vermek, kültürel ve tarihi mirası aktarmak ve bunları dinamik hale getirmeyi hedeflediğini söyledi.

Bab'Aziz filminin Müslüman olmayan kişilerin İslam hakkındaki olumsuz imajını da kırdığını ifade eden Khemir, "Filmi izleyen bir kişi bana mektup gönderdi. Bu mektupta 'İslam'ın çok korkunç bir şey olduğunu sandığını' ancak filmi izledikten sonra düşüncesinin değiştiği yazıyordu." dedi.

Sinemaya dair tarzından ödün vermeyeceğini aktaran Khemir, filmleri çekerken öz değerlerine dikkat edilmesinin önemli olduğunu ve başkalarını memnun etmek için kendi değerlerine ihanet etmemek gerektiğini dile getirdi.

Her filmin kendisi için bir aşk ve sevgi hikayesi olduğunu ifade eden Khemir, filmlerdeki hikayelerin başkalarını anlattığını belirtti.

- "Film yaparak babama tanıklık etmek istiyordum"

1948 yılında Tunus'un Korba şehrinde dünyaya gelen Khemir, sinemaya yönelişi ve yönetmenlik serüveni hakkında da bilgi verdi.

Hayatında babasının önemli bir yere sahip olduğunu belirten Khemir, "Film çekerek babama tanıklık etmek istiyordum. Sonra anladım ki babam bir kültür, bir dil, tarihi bir miras, bir dünya ve insanlardır." diye konuştu.

Khemir, film çekmeye karar verdiği döneme dair bir anısını da şöyle paylaştı:

"Tunus'ta babamın çiftliğinde yürürken bir yerde durdum, ilerleyemedim ve düşündüm. Asıl meselenin, sahip olunması veya sahip çıkılması gereken şeylerin maddi olmadığını anladım. Tam orada Nazım Hikmet'in şiiri aklıma geldi. O dönem en çok sevdiğim şiirlerden bir tanesiydi. Nazım Hikmet şiirinde birinin ölümünden bahsediyordu. Ölen kişinin ailesinde hüzün ve sorunlar çok büyüktü. Herkes bu hüznü paylaşmaya geldi. Mahallede bu acı daha hafifti. Köyde ise bu acı katlanabilir bir acı idi. Şehirde ve ülkede bu ölümden kimsenin haberi olmadı."

14 yaşındayken babasını kaybeden Khemir, "Babamın ölümünden sonra şunları anladım: Bir şeye tanıklık etmeyen, daha ölmeden ölmüştür. Hayatına ve dünyaya tanıklık etmiyorsan, anlamadan kaybolmuşsundur." sözleriyle hafıza ve bilincin kendisi için önemine değindi.

Khemir, tanıklık etmenin, bir kültürün içerisinde insanı insan yapan her şeye tanıklık etmek anlamına geldiğini çünkü insanın bir kültürün içerisinde var olabileceğini ifade etti. Khemir'in sinema projesinin en önemli amaçlarından biri de babasının mirasına sahip çıkarak hem babasının hayatına hem de çocukluk dönemine dair tanıklıkları kayda geçirmek.

- "Bu hayatta bir şeye sadık kalmak ve bir şeyi sevmek gerekiyor."

"Bu hayatta bir şeye sadık kalarak ve severek başarılı olunabileceğini fakat bunu elde etmenin zor olduğunu" söyleyen Khemir, sinemanın yanında resim yapmayı da sevdiğini ve bunu bazen özlediğini dile getirdi.

Filmlerini çok zor şartlar altında çektiğini ve hiçbir zaman iyi imkanlar içerisinde bir film çekme şansına sahip olmadığını aktaran Khemir, 1975'te çektiği ilk filmini 15 film kutusu, bir kameraman, bir araba ve bin litre benzin ile bitirdiğini vurguladı.

Kendi filmlerinin Avrupa'nın birkaç ülkesindeki sinemalarda yer aldığını ama Arap ülkelerinde yer almadığını ifade eden Khemir, "Arap dünyası, yetimler dünyasıdır ve Nacer Khemir yetimdir. Benim yaptığım ilk film hala Tunus'a gelmemiştir. Filmlerim Avustralya'da, Hindistan'da ve Amerika'daki insanları heyecanlandırırken Tunus'un insanlarını heyecanlandırmıyor." diye konuştu.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :