Salih Sedat Ersöz

Salih Sedat Ersöz

Fetö’nün palazlanma yolları ve İkinci Çanakkale zaferi

                                            Fetö’nün palazlanma yolları ve İkinci Çanakkale zaferi

15 Temmuz’da, milletimize TC tarihinin en büyük ihanetini yaşatan Fetö, dış güçlerin desteğiyle yaptığı bu kanlı girişimine, bir yandan devlet kademelerine sızarak diğer yandan da akıl almaz bir şekilde ekonomik olarak büyüyerek 40 yıldan bu yana hazırlanmıştır.

Ekonomik büyümede, bilinen kadarıyla değişik yöntemler kullanmışlardır.

Bunlarda amaca ulaşmak için her şey mubah kabul edildiğinden, haram-helal, hak-hukuk gözetilmeden, para gelsin de nasıl ve ne şekilde gelirse gelsin mantığı içinde hareket edilmiştir.

Palazlanmanın yolları olarak;

1-Kendi cemaatlerinin içinde olanları, himmet toplantılarında sülük gibi emmek.

2-Doğrudan içlerinde olmadığı halde, cemaatlerine sevgi duyanları daha önceki bir yazımda kaleme aldığım şekilde, Allah ile, Peygamber ile kandırarak, Peygamber Efendimizin sana selamı var denilerek saf ve samimi insanların kanını emmek. Yani en ulvi din duyguları kullanılarak ve istismar edilerek menfaat temin etme yoluna gidilmiştir.

3-Kendileri ile ilişkisi olmayan bilhassa iş adamlarının veya zengin taifenin, yatak odalarına kadar girilerek her şeylerini kaydetmek ve bu görüntüleri kullanarak şantaj, tehdit yoluyla büyük paralar elde etmek. Kendilerine bağlı emniyet mensupları arama bahanesi ile girdikleri evlere bu kameraları yerleştiriyorlardı.

4-Emniyet ve yargıdaki örgüt elemanları yoluyla yine iş adamlarından ve zenginlerden baskı yoluyla büyük paralar temin etmek. Bu yolla para vermeyenlerin akıbetleri bir bahane ile cezaevi olmakta idi. Ayrıca kendilerine bağlı maliyeciler aracılığı ile de işadamlarına baskı yapılıyordu.

5-Öğrencilere burs, vakfa yardım, bağış, zekât ve kurban adı altında topladıkları büyük paralar hiçbir zaman amacı doğrultusunda kullanılmamıştır. Yani ne zekâtlar ne kurban paraları yerinde kullanılmamış, zekâtlar gerekli yerlere verilmemiş, kurbanlar kesilmemiştir.

6-Okul ve dershane ücretleri çok yüksek tutulurken, öğretmenlere ve çalışanlara oldukça cüz’i paralar ödenmiştir. Burada da yine dini değerlerin istismarı ve kullanılması söz konusu olmuştur.

7-Türkçe Olimpiyatları adı altında düzenledikleri faaliyet yolu ile bilhassa belediyelerden çok büyük paralar temin edilmiştir. Bu faaliyetlerde harcanan paranın en az 10 -15 katı kadar bir meblağ kasaya aktarılmıştır. Para vermek istemeyen veya istenilenden daha düşük para veren belediye başkanları tehdit edilmişlerdir.

8-Siyasilere el atılmış, durumlarına göre kimisinin yatak odası, kimisinin ihale işleri kaydedilerek, bu görüntüler büyük paralar karşılığında şantaj olarak kullanılmıştır. Para vermeyenlerin siyasi hayatı bitirilmiştir. Genel Başkan ve Genel Başkan Yardımcıları seviyesinde yapılan şantajlar ile de siyasete müdahaleler yapılmıştır. 

Bu ve benzeri yollarla üstelik tüm dünya ülkelerinden elde edilen büyük paralar, Amerika ve İsviçre bankalarına transfer edilmiş ve Pensilvanya’daki haydut başının istifadesine sunulmuştur. Bu paraların bir kısmı haydut başının onayı ile her türlü gayri meşru işlerde kullanılmış, bir kısmı da o psikopat adamın şahsi hesabına aktarılmıştır. İsrail’e de zaman zaman yardım yaptıkları bilinmektedir. Resmi kayıtlara geçen, kontrolleri altında tuttukları para miktarı 150 milyar dolardır ki bu para Türkiye’nin döviz rezervinden daha fazladır.  

***   ***   ***

 Milletimiz, 15 Temmuz’da TC tarihinin en büyük ihaneti ile karşı karşıya kalmıştır ama; başta Allah’ın yardımı ve nusreti, ikinci olarak Cumhurbaşkanımızın cesareti ve halka yaptığı çağrı, son olarak da, milletimizin şahlanarak destanlar yazması suretiyle bu ihanet şebekesi püskürtülmüştür.

Milletimizin kazandığı bu zafer, hiç şüphesiz ikinci bir Çanakkale zaferidir ve tarihe geçecektir.

Müstevliler, Çanakkale’yi geçselerdi önce İstanbul’u sonra da tüm Anadolu’yu işgal edeceklerdi. Aynen onun gibi, ihanet çetesi bu girişiminde başarılı olsa idi, cennet vatanımızı dış güçlere peşkeş çekecekti. Zira bu plan, Türkiye düşmanları ile birlikte yapılmıştır.

Kesinlikle diyorum ki, bu girişim darbenin ötesinde bir şeydir. Önce büyük bir katliam hareketine başlanarak iç savaş çıkartılacak, sonra da bu bahane ile dış güçlerin, İslâm’ın son kalesi olan Türkiye’mizi işgal etmelerinin yolu açılacaktı. Allah korudu, uçurumun kenarından döndük.

15 Temmuz’un karanlık gecesini, 16 Temmuz’un nurlu sabahına dönüştüren Rabbimize sonsuz şükürler olsun. Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.     

 

    

 

Önceki ve Sonraki Yazılar