Ömer Faruk Kavurmacı: Ben alkışlamadım

Ömer Faruk Kavurmacı: Ben alkışlamadım

Kapatılan TUSKON'un başkanı Rızanur Meral ve genel sekreteri Mustafa Muhammet Günay ile Ömer Faruk Kavurmacı ve Faruk Güllü'nün de aralarında bulunduğu 86 sanığın yargılandığı davada, tahliye talepleri reddedildi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) iş dünyası yapılanmasına yönelik FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, kapatılan TUSKON'un başkanı Rızanur Meral ve genel sekreteri Mustafa Muhammet Günay ile Ömer Faruk Kavurmacı ve Faruk Güllü'nün de aralarında bulunduğu 86 sanığın yargılandığı davada, tahliye talepleri reddedildi.

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısında bulunan salonda yapılan duruşmaya 9 tutuklu sanık, 36 tutuksuz sanık ve avukatları katıldı.

Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet savcısı, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamı yönünde karar verilmesini talep etti.

Tutuklu sanık Ömer Faruk Kavurmacı, tutukluluğunun 746. gününü yaşadığını, her celse ifade ettiği gibi bu celse de FETÖ ile bir alakasının olmadığını anlatacağını söyledi.

Kapatılan TUSKON'un başkanı Rızanur Meral'in yaptığı konuşmayı alkışladığı iddiasının yalan olduğunu savunan Kavurmacı, "Benim gibi ön sırada oturup alkışlayanlar tutuksuz yargılanıyor. Ben alkışlamayarak protesto ediyorum ve tutuklu yargılanıyorum. O konuşmanın ardından noter aracılığıyla resmi olarak istifa eden ilk ve tek kişi benim. Yargılamanın başından beri gerçekleştirdiğim savunmalara vakıfsınız. Bu savunmaların yargılamanın geri kalanında özgürlüğe kavuşmam için yeterli olması gerekiyor. Özgürlüğe kavuşamamam beni derinden yaralamaktadır" diye konuştu.

 

- "Günah kesçisiymişim gibi hissediyorum"

Hakkında hala "Kadir Topbaş'ın FETÖ'cü damadı en önde alkışlıyordu" şeklinde algı haberlerinin yapıldığını söyleyen Kavurmacı, "Algılara değil gerçeklere bakmanızı istiyorum. TUSKON yönetim kurulu eski üyelerinden, tutuklu olan tek sanık benim. Günah keçisiymişim gibi hissediyorum. Her savunmamda aleyhime yöneltilen suçlamaları kanıtlamama rağmen aynı gerekçelerle tutukluluğumun devamına karar verildi" ifadelerini kullanarak tahliye talebinde bulundu.

Tutuklu sanık Faruk Güllü de yurt dışında oturum izni olmasına rağmen kaçmadığını, 15 Temmuz darbe girişiminde 03.00'e kadar polislerle beraber tankların gidişini engellemeye çalıştığını öne sürdü.

Telefon kayıtlarında FETÖ ile iltisaklı kişilerle görüşme kaydının olmadığını ifade eden Güllü, "Bank Asya ile olan tüm sıkıntılarımı içeren mailleri mahkemeye sunduk. Bu banka beni batırmak için bana haciz koydu, beni iflasın eşiğine getiren banka Bank Asya'dır. Raporlarda da Bank Asya'da para artışımın olmadığı sabittir. Benim TUSKON ile 2010 yılından sonra hiçbir ilişkim kalmamıştır. TUSKON'da gerçekleştirilen toplantıya ne katıldım ne de imzam var. Şirket araştırmalarında teröre finansman sağlamaya yönelik hiçbir belgeye rastlanılmadığını öğrenmekteyiz. Kaçmadım ve gizlenmedim, iş yerine gidip teslim oldum. Tahliyemi talep ediyorum" şeklinde konuştu.

Diğer tutuklu sanıklar da suçsuz olduklarını iddia ederek tahliye talebinde bulundu.

Tutuklu sanıkların avukatları da müvekkillerinin suça karışmadıklarını öne sürerek tahliyelerini istedi.

Talepleri değerlendiren mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Ömer Faruk Kavurmacı, Faruk Güllü, Tolga Güven, Şafak Koca, Çetin Tekdemir, Ahmet Tuzlu, Mehmet Ali Göv, Suat Barış, Mehmet Zenginer ve Mustafa Zenginer'in bu hallerinin devamına karar verdi.

Tefrik ve birleştirme taleplerini reddeden heyet, duruşmaların Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu'ndaki duruşma salonunda sıralı olmak üzere 17, 18, 19, 20 ve 21 Aralık'ta yapılmasını da hükme bağladı.

 

- Ceza istemleri

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, firari sanıklar Gülen, Meral ve Günay hakkında, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, "terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçlarından ayrı ayrı 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası ve "örgüt suçu kapsamında özel belgede sahtecilik" suçundan da ayrı ayrı 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Sanıklardan Ramazan Erdem, Serkan Ercan ve Süleyman Tari'ye "örgüt suçu kapsamında özel belgede sahtecilik" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından 8,5 yıldan 18'er yıla kadar hapis cezası öngörülen iddianamede, aralarında Ömer Faruk Kavurmacı ve Faruk Güllü'nün de bulunduğu 80 sanığın "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15’şer yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

İddianamede, sanıklarla ilgili sunulan deliller olarak da MASAK raporları, şüpheli ifadeleri, sorgu tutanakları ile "Boran", "Demir" ve "Berat" kod adlı gizli tanık anlatımları, TUSKON 5. Olağan Genel Kurulu sandık kayıt ve hazirun listeleri, iletişim dinleme tutanakları, tanık Yüksel Yılmaz'ın beyanları, ihbar tutanakları, kayyum olarak atanan TMSF raporları, "ByLock" raporları, Bank Asya hesap dökümleri, Digitürk cevap yazısı, il dernekler müdürlüğünce gönderilen dernek üye kayıt listeleri ve sosyal paylaşım tespitleri yer alıyor.

 

- Tahliye edilip tekrar tutuklanmıştı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından başlatılan soruşturma sonucunda 8 Eylül 2016'da tutuklanan sanıklardan Ömer Faruk Kavurmacı'nın avukatları, 1 Mayıs 2017'de 5. Sulh Ceza Hakimliğine tutukluluğa itiraz başvurusunda bulunarak tahliye talep etmişti. İtiraz dilekçesini değerlendiren hakimlik, dilekçe ekinde sunulan özel bir hastanenin 18 Nisan 2017 tarihli sağlık raporundaki tespitleri değerlendirerek, Kavurmacı'nın tahliyesine karar vermişti.

Silivri Devlet Hastanesi'nin "mahkumun hayatı için kesin bir tehlike arz etmediği" şeklindeki sağlık raporu üzerine İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce çıkarılan yakalama kararı çerçevesinde yeniden gözaltına alınan Kavurmacı, 17 Haziran 2017'de tutuklanmıştı.

 

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :