FETÖ sanıklarının "bir dolar" bahaneleri

FETÖ sanıklarının "bir dolar" bahaneleri

Iğdır'da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında görevden uzaklaştırılan Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yılmaz ve akademisyenlerin de aralarında bulunduğu 70 kişi hakkında "Silahlı terör örgütüne üye olma", "Terör örgütü propagandası yapma" ile "Zincirleme

 Iğdır'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında haklarında dava açılan ve aralarında görevden uzaklaştırılan Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Hakkı Yılmaz, akademisyenler ve üniversite personelinin de olduğu 70 sanıktan bazıları, kendilerinde ele geçirilen bir dolara ilişkin ilginç savunmalar yaptı.

Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ/PDY'nin faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve suça karışanların saptanması amacıyla yürütülen soruşturma çerçevesinde, görevden uzaklaştırılan Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Hakkı Yılmaz ile 2 profesör, 1 doçent, 6 yardımcı doçent, 6 öğretim üyesi, 5 öğretim görevlisi, 3 daire başkanı, 6 şube müdürü, 5 araştırma görevlisi, 17 akademisyen ve 4 öğrencinin de bulunduğu bir kısmı tutuklu 70 kişi hakkında başlatılan soruşturma tamamlandı.

Soruşturma sonunda sanıklara "Silahlı terör örgütüne üye olma", "Terör örgütü propagandası yapma" ile "Zincirleme şekilde görevini kötüye kullanarak haberleşmenin gizliliğini ihlal etmeye azmettirme" suçlarından 8 yıl 6 aydan 28 yıla kadar değişen hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Davanın mahkemece kabul edilen 176 sayfalık iddianamesinde, FETÖ/PDY'nin tanımı, kuruluşu, hiyerarşik yapısı, amacı, gelir kaynakları, yapısı, faaliyetleri, açılan soruşturmalar, Milli Güvenlik Kurulunun (MGK) değerlendirmesi, yargı ile Türk Silahlı Kuvvetlerindeki (TSK) yapılanması ve faaliyetleri hakkında ayrıntılı olarak bilgiler verildi.

İddianamede, FETÖ/PDY'nin "cebir ve şiddet kullanarak baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, anayasada belirtilen cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirerek, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmaya çalıştığı, Türk Devletinin ve cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak, yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla her türlü suç teşkil eden eylemleri işleyecek kişi veya kişilerin mensup olduğu örgüt" olduğu vurgulandı.

- "Gerçek amaç devleti ele geçirmek"

Terör örgütünün, kuruluş yıllarından itibaren toplumun dini duygularını suistimal ederek "himmet" adı altında topladığı finans ile yurt içi ve yurt dışında faaliyete geçirdiği eğitim müesseseleri üzerinden amaç ve ilkeleri doğrultusunda yetiştirdiği öğrencilerini, elde ettiği finans ve siyasi gücünü, örgütsel menfaat ve ideolojisi çerçevesinde kullandığına işaret edilen iddianamede, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tüm anayasal kurumlarını ele geçirmek, aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük ve etkili siyasi, ekonomik güç haline gelmek olduğunun geçmişte örgüt içinde faaliyet göstermiş kişilerin beyanlarından anlaşıldığı aktarıldı.

İddianamede, bu yapılanmanın gerçek amacının "devleti ele geçirmek" olduğu, bu amaçla tüm kamu kurum ve kuruluşlarında, özellikle TSK, mülki idare birimleri, yargı teşkilatı, kolluk birimleri, eğitim kurumları gibi yerlerde kadrolaştığı belirtilerek, bu yapının devletin amaçlarından ziyade yapılanmanın amaçları doğrultusunda faaliyette bulundukları iddialarının öteden beri kamuoyunda tartışıldığı ifade edildi.

- Sanıklardan ilginç "1 dolar" savunmaları

Soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve yapılan aramalarında bir ABD doları ve fotokopisi bulunan sanıkların ifadelerine de yer verilen iddianamede, bu kişilere verilen sembolik bir doların, FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen tarafından "kutsanmış" olduğu ve örgüt üyelerine başarılı çalışmalarından dolayı gönderildiği görüşü aktarıldı.

İddianamede, dosya kapsamında tutuklanan sanıklardan Yrd. Doç. Dr. K.A.K'nin ifadesinde, örgüt ile herhangi bir bağlantısının olmadığını, eylemlerine de hiçbir şekilde iştirak etmediğini öne sürdüğü belirtildi.

Cüzdanında ele geçirilen bir dolar fotokopisinin bu örgüt ile hiçbir alakası olmadığını ileri sürdüğü aktarılan K.A.K'nin, "Beyan ettiğim üzere, ben bu fotokopiyi din kültürü derslerinde konu olarak anlatmak için yanımda bulunduruyordum. Bunun dışında bir maksadım yoktur." savunmasını yaptığı anlatıldı.

İddianamede, ifadesine yer verilen sanık Yrd. Doç. Dr. M.Ç'nin de iş yerindeki aramada ele geçirilen bir doların, oğlunun koleksiyonuna ait olduğunu söylediği anlatıldı.

Bulunan bir doların herhangi bir örgütsel anlamı olmadığını öne süren M.Ç'nin, "Bu koleksiyona ilişkin fotoğrafları avukatım dosyaya ibra edecek. Ben 17-25 Aralık süreci sonrasında etrafımda bulunan insanlara 'bu yapılanmaya fayda sağlayacak davranışta bulunmayın, gazetelerine abone olmayın, bağışta bulunmayın. Bunları yaparsanız yaptığınız yardımlar size kurşun olarak döner' şeklinde açık bir şekilde söylemlerde bulundum." dediği belirtildi.

İddianamede, gözaltına alındıktan sonra adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakılan tutuksuz sanık Yrd. Doç. Dr. Ö.Y'nin de evinde ele geçirilen bir doların düğünlerde bahşiş olarak orkestraya verilen dolarlardan birisi olduğunu, evde bu paranın varlığından bile haberlerinin olmadığını öne sürdüğü kaydedildi.

Dosya kapsamına göre sanıkların isnat edilen suçları işledikleri yönünde haklarında kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delilin mevcut olduğu kanaatine varıldığı kaydedilen iddianamede, sanıkların "Silahlı terör örgütüne üye olma", "Terör örgütü propagandası yapma" ve "Zincirleme şekilde kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanılmak suretiyle haberleşmenin gizliliğini ihlal etmeye azmettirme" suçlarından 8 yıl 6 aydan 28 yıla kadar değişen hapis cezasına çarptırılmaları talep edildi.

Sanıkların yargılanmasına önümüzdeki günlerde Iğdır Ağır Ceza Mahkemesinde başlanacak.

 

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :