Fetö Kumpasına Yargıtay Engeli

Fetö Kumpasına Yargıtay Engeli

Konya'da (FETÖ/PDY) üyelerince asılsız delillerle şirketine operasyon düzenlendiği iddia edilen iş adamı Nusret Argun hakkında yerel mahkemenin verdiği 177 yıl 4 ay 15 günlük hapis cezası kararı, Yargıtay tarafından bozuldu.

Konya'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyelerince asılsız delillerle şirketine operasyon düzenlendiği iddia edilen iş adamı Nusret Argun hakkında yerel mahkemenin verdiği 177 yıl 4 ay 15 günlük hapis cezası kararı, Yargıtay tarafından bozuldu.

Konya'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyelerince asılsız delillerle şirketine operasyon düzenlendiği iddia edilen iş adamı Nusret Argun hakkında yerel mahkemenin verdiği 177 yıl 4 ay 15 günlük hapis cezası kararı, Yargıtay tarafından bozuldu.

Argun'un avukatı Battal Özer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kamuoyunda "Okyanus davası" olarak bilinen olayda, Konya'da ticaretle uğraşan Nusret Argun ve 233 kişiye yönelik 2008'de operasyon düzenlendiğini söyledi.

Adana'daki kapatılan özel yetkili 8. Ağır Ceza Mahkemesince müvekkiline 177 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası verildiğini anımsatan Özer, başvuruları üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesinin tüm sanıklar hakkındaki hükmü kaldırdığını dile getirdi.

Yargıtayın, yerel mahkeme kararının gerekçe içermediğini belirttiğine dikkati çeken Özer, şunları kaydetti:

"Yargıtay, iddianame okunmayarak savunma hakkının kısıtlandığına, bazı sanıklar hakkında esas hakkında mütalaa alınmadan karar verildiğine, savunmanın hazır ettiği tanıklar dinlenmeyerek savunma hakkının kısıtlandığına, kovuşturmada dinlenmeyen tanıkların beyanlarının yasaya aykırı olarak hükme esas alındığına işaret etti. Ayrıca, müdafi isteyen sanığın talebinin yasaya aykırı reddedildiğine, adalet müfettis¸lerinin iletis¸imin denetlenmesi ve teknik araçlarla izleme kararı verilmesini mahkemeden talep etme yetkileri bulunmadıgˆı halde yetkisiz olarak talep edilip alınmıs¸ hakim kararına dayanılarak alınan iletis¸imin denetlenmesi ve teknik araçlarla izleme tedbirleri sonucu elde edilen delillerin hükme esas alındığı vurgulandı.

İletişimin denetlenmesi sırasında tesadüfen elde edilen delillerin CMK 138/2 maddesine aykırı kullanıldığına, telefon santral numaraları hakkında verilmis¸ kararlar yoluyla elde edilen delillerin hükme esas alınamayacagˆına, idare müfettişlerince düzenlenen raporların da yasal kanıt olması nedeniyle tartışılması gerektiğine, hükme esas alınan bilirkis¸i raporlarının hüküm kurmaya yeterli ve elveris¸li olmaması nedeniyle bazı belgelerin celbedilerek yeniden bilirkişi raporu alınması gerekliliğine işaret edildi."

"Hukuk dışı uygulamalara muhatap olanlar için emsal"

Özer, yan delillerle desteklenmeyen, kis¸isel kanaate dayalı, somut olgularla örtüs¸ür nitelikte olmayan beyanların tek bas¸ına suçun sübutuna yeterli delil kabul edilmeyeceğinin aktarıldığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mağdur ve katılan beyanları somut olaylarla uyumlu bulunmadı. I·haleye fesat karıs¸tırma suçuyla korunan hukuki yarar, adalet ve kanun önünde es¸itlik ilkesi, yaptırımlarının haklı ve ölçülü olması gereği göz ardı edilerek zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasına yer olmadıgˆına karar verilmesinin yerinde olmadığı bildirildi. Sahtecilik suçlarında mağdurun toplumun tamamı olması nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacagˆının tartıs¸ılması gerektigˆinin gözetilmemesi gibi gerekçelerle eleştirmiş, kararı tamamen bozarak ortadan kaldırmıştır. Final Operasyonu, terör örgütünün amaçlarına ulaşmak için yapılmıştır. Müştekilerin ifadeleri kolluk yönlendirilmesiyle alınmıştır.

İletişim tespit tutanaklarının içerikleri değiştirilmiştir. Usulsüzlüklerle dolu dava bozulmuştur. Yargıtayın kararı benzeri hukuk dışı uygulamalara muhatap olanlar için emsal teşkil etmesi nedeniyle önem taşımaktadır."

Yargıtayın kararının ulaştığı yerel mahkemenin, bozma ilamına uyması halinde kovuşturmanın en baştan tekrarlanacağını ifade eden Özer, iddianame okunup sanıkların savunmalarının alınacağını, bozmaya konu eksiklikler giderildikten sonra yeniden karar verileceğini söyledi.

Davanın geçmişi

İş adamı Nusret Argun, 2014'te Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığına verdiği dilekçede, 2008'de sahte deliller üretilerek şirketlerine ve Konya bürokrasisinde çalışan birçok kişiye "Final" adı verilen operasyon yapıldığını ileri sürmüştü.

Operasyonu yapan KOM Şube personelinin paralel yapıya mensup kişilerden olduğunu savunan Argun, bu yapıya mensup kişilerin, başta öğrenci yurdu olmak üzere taleplerini yerine getirmemesi üzerine FETÖ/PDY'nin emniyet ve yargı ayağıyla koordineli şekilde kendisine kumpas kurduğunu iddia etmişti.

İddialar doğrultusunda Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca, KOM Şube Müdürlüğü tarafından planlı çalışma dosyası açılarak çalışmalara başlanmıştı. Soruşturma çerçevesinde iddialara yönelik birtakım deliller elde edilince rütbeli polislerin de bulunduğu bazı kişiler gözaltına alınarak tutuklanmıştı.

Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlanan davada, 2'si tutuklu 74 sanık yargılanıyor. Sanıklara, "FETÖ/PDY'ye üye olmak" ve "soruşturmanın, özel hayatın ve haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek, gizlemek veya değiştirmek" gibi suçlamalar yöneltiliyor.

Soruşturma kapsamında 19 ilde düzenlenen operasyonların gözaltı gerekçesinde sanıkların, Konya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesinin 2008'deki operasyonunda, Konya merkezli Okyanus Şirketler Grubu Başkanı Nusret Argun ve 233 kişiye asılsız delillerle işlem uyguladıkları iddiası yer alıyor.

O dönemde Okyanus İnşaat'ın yaklaşık 200 dairesine satılmaması için tedbir konulduğu ancak sanıklardan birinin bu dairelerden 2'sini usulsüz şekilde piyasadan daha ucuza satın aldığının ortaya çıktığı kaydediliyor.

Yine sanıklardan emniyet mensubu olduğu belirtilen kişinin, Konya'daki emlak şirketinin reklamında oynadığı ve karşılığında 2 daire aldığı öne sürülüyor.

Ayrıca, iş adamı Argun'un borsada halka arz edilen 75 milyon liralık doğalgaz şirketinin değerinin usulsüz soruşturmalarla düşürüldüğü ve değerinin çok altında, 11 milyon liraya başka iş adamına sattırdıkları iddia ediliyor.