'FETÖ Galatasaray'a sızmış!'

'FETÖ Galatasaray'a sızmış!'

Galatasaray'da Hakan Şükür ve Erdem'in ihracı konusunda yaşanan gelişmeler, FETÖ'nün bu kulübe futbolcu boyutundan öte sızdığıı yorumlarına neden oldu

 

Genel kurulda Hakan Şükür ve Arif Erdem'in kulüp üyeliğinden ihraç edilmesinin reddedilmesi deprem etkisi oluşturdu.  Karar, “FETÖ’nün Galatasaray’a sadece futbolcu düzeyinde değil yönetim anlamında da sızdığı” şeklinde yorumlandı. Karar sosyal medyada yankı bulurken aralarında Galatasaraylı taraftarların da olduğu futbolseverler, kararın Türkiye’nin güzide kulüplerinden Galatasaray’ın adının ‘FETÖ’cü Galatasaray’ olarak karalanmasına neden olacağına dikkat çekerek tepki gösterdi

 

Galatasaray Yönetimi gelen tepkiler üzerine olağanüstü toplaşandı ve Hakan Şükür ve Arif Erdem’i aidat ödemediği gerekçesiyle 2 bin 750 kişiyle birlikte ihraç etti. Ancak Şükür ve Erdem’in ihracının gerekçesinin aidat nedeniyle olması ve 2 bin 750 kişinin içerisine sıkıştırılarak yapılması, kamuoyunda başlayan  Galatasaray’da FETÖ yapılanmasıyla ilgili tartışmaları dindirmeye yetmedi

 

Galatasaray’da yaşanan gelişmeler gözleri eski Galatasaraylıe eski  futbolcular İsmail Dermiriz, Arif Erdem ve Uğur Tütüneker’in yargılandığı davaya içevirdi. Öte yandan Memleket, bir dönem Konyaspor’da da teknik direktörlük yapan Uğur Tütüneker’le ilgili çarpıcı bir bilgiye ulaştı. Uğur Tütüneker’in Konyaspor’da görev yaparken örgütün önde gelen isimleriyle birlikte himmet topladığı iddia edildi.

 

Galatasaray Kulübünün Lütfi Kırdar Kongre Merkezi Anadolu Auditorium Toplantı Salonu'nda gerçekleştirilen yıllık olağan mali genel kurul toplantısında, FETÖ/PDY ile olan ilişkileri dolayısıyla kulüp disiplin kurulunun değerlendirmesi sonucunda yönetim kurulunun üyelikten çıkartılmalarına karar verdiği eski savcı Zekeriya Öz, tutuklu valiler Hüseyin Avni Mutlu ve Şahabettin Harput, eski futbolcular Hakan Şükür, Arif Erdem ve İsmail Demiriz ile iş adamı Hazim Sesli ile ilgili oylama yapıldı. Oylamada Zekeriya Öz, Şahabettin Harput, Hüseyin Avni Mutlu, İsmail Demiriz ve Hazim Sesli'nin üyelikten çıkartılması oy çokluğuyla kabul edildi.

 

OY ÇOKLUĞUYLA REDDEDİLDİ

Genel kurulda Hakan Şükür ve Arif Erdem'in kulüp üyeliğinden ihraç edilmesi ise oy çokluğuyla reddedildi. Öte yandan üyeler Mehmet Koçarslan ve Mehmet Uğur Sunakan'ın da farklı nedenlerden dolayı oy çokluğuyla kulüp üyeliğinden ihracına karar verildi.

 

‘CAMİAMIZIN DURUŞU BELLİ’

Galatasaray Kulübünün eski yöneticisi Adnan Öztürk, "Camiamızın bu terör örgütüne karşı duruşu zaten belli. Bu iki sporcunun durumu da çok sıkıntı yaratmaz. Zaten mahkeme kararıyla suçlu bulundukları zaman, üyelikleri düşer. Arif ve Hakan genel kurulda ayrı tutuldu. Her ne kadar fikirleri yanlış da olsa, onlarla ilgili böyle bir karar alındı." dedi.

Galatasaray Kulübü Disiplin Kurulu Başkanı Celal Emon ise Hakan Şükür ve Arif Erdem'in kulüpten ihraç edilmeleri konusunu genel kurula taşıdıklarını ancak bu isimlerin daha önce Galatasaray'da sportif başarılar elde ettikleri için üyelikten atılmaması yönünde karar çıktığını aktardı.

 

BÜYÜK TEPKİ GELDİ

Galatasaray’da özellikle Hakan Şükür gibi azılı bir FETÖ’cünün kulüpte tutulmasına tepki yağdı. Siyasiler ve spor dünyasından da sert tepkiler yükseldi. Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Arif Erdem ve Hakan Şükür'ün Galatasaray Kulübü'nden ihraç edilmemesiyle ilgili, "Alınan karar konusunda Galatasaray Yönetim Kurulu ivedi şekilde bir düzeltmeye gitmelidir. Çünkü ülkemize, devletimize ihanet edenlerin ülkemizin köklü kurumları ve kulüplerinde işi yoktur" derken Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak da, "Galatasaray'ın tartışılacak bir karara imza atması asla kabullenilemez. Orada üyelikten ihraç edilmesine karar verilenler var. Onların FETÖ ile olan bağlantısı Hakan Şükür kadar asla değil. Hakan Şükür, o camianın, o hareketin sembol isimlerinden biri olmuştur. Eğer Hakan Şükür'ün ihracını uygun görmemişlerse diğerlerine yazık etmişler. Galatasaray, milletimizin her kesimini, her siyasi rengi derinden yaralayan ve hala travmasını atlatmaya çalıştığımız 15 Temmuz'dan sonra bu isimlere sahip çıkıyorsa Galatasaray'a yazık ederler, asırlık kulübümüze yazık ederler."

 

FETÖ GALATASARAY’A BEKLENENİN ÖTESİNDE SIZMIŞ

Galatasaray’ın bu kararı İstanbul 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde görülen “Futbolda FETÖ Yapılanmasıyla” ilgili Galatasaraylı futbolcular Uğur Tütüneker, Arif Erdem ve İsmail Demiriz yargılandığı davayı akla getirirken aslında FETÖ’nün sadece sarı-kırmızılara futbolcu düzeyinde değil, kulübün içine yönetim düzeyinde de sızdığının göstergesi olarak değerlendirildi.

 

‘FETÖ’CÜ GALATASARAY’

Öte yandan verilen karara futbolseverler ve Galatasaraylı taraftarlar da tepki gösterdi. Sosyal medya üzerinde yapılan tartışmalarda “Sorumsuz yöneticiler yüzünden Türkiye’nin güzide kulüplerinden birisinin bir kulübün adı bundan sonra FETÖ ile anılacak. Kulübün adı “FETÖ’cü Galatasaray”a çıkacak” şeklinde görüşler belirtilerek karara tepki gösterildi.

 

GERİ ADIM ATILDI

Gelen tepkiler üzerine olağanüstü toplanan yönetim kurulu Hakan Şükür, Arif Erdem’in de aralarında bulunduğu 2 bin 750 kişiyi 8 yıldır aidatlarını ödemedikleri gerekçesiyle üyelikten ihraç etti. Ancak aidat gerekçesiyle ihraç, tepkileri ve başlayan Galatasaray’daki FETÖ yapılanması tartışmalarını dindirmeyecek gibi gözüküyor. Yaşanan gözlerin yeniden Eski futbol imamı Sait Alpsoy’un ifadeleri sonrası başlatılan soruşturma neticesi açılan ve Galatasaraylı eski futbolcular; Uğur Tütüneker, Arif Erdem ve İsmail Demiriz’in İstanbul 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı FETÖ’nün futbol yapılanmasıyla ilgili davaya çevrildi.

 

FUTBOLDA FETÖ YAPILANMASI

Şimdi İstanbul 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ve ilk duruşması yapılan davaya kısaca bakalım:

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından Fetullahçı Terör Örgütü’nün futbol ayağına yönelik soruşturmada eski Galatasaraylı futbolcular Uğur Tütüneker, Arif Erdem ve İsmail Demiriz yargılanıyor.  İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılığınca hazırlanan 92 sayfalık iddianamede, eski milli futbolcular hakkında ayrı ayrı "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları talep ediliyor.

İLK DURUŞMADA DEMİRİZ TAHLİYE EDİLDİ

İstanbul 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk oturumu 14 Şubat’ta gerçekleştirildi. Sanık İsmail Demiriz cezaevinden getirilirken, hakkında adli kontrol tedbiri bulunan sanık Uğur Tütüneker duruşma salonunda hazır bulundu. Hakkında yakalama kararı bulunan Davanın firari sanığı Arif Erdem'i ise avukatı temsil etti. Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) futbol yapılanmasına yönelik 3 eski futbolcunun yargılandığı davada tutuklu sanık İsmail Demiriz'in, mevcut delil durumu, savunmasının alınması ve tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak tahliyesine karar verildi.

sait.jpg

SAİT ALPSOY: GAYRİRESMİ OLARAK FUTBOL İMAMIYDIM

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanık savunmalarının ardından tanık olarak hazır bulunan, FETÖ'de bir dönem imamlık yaptığı belirtilen Sait Alpsoy'un beyanı alındı . Örgütle ilgili kamuoyuna deklare edilen amaç ve hedeflerin, gerçek amaç ve hedefler olmadığını söyleyen Alpsoy, "Biz inanıyorduk fakat bunlar gerçek değildi. Bu bildiğimiz amaçlar, hukuki, vicdani, insani açıdan yadırganacak şeyler değildi. İnsanların ahiretlerinin kurtarılmasına yönelik, dindar sorumluluğu arz etmeye yönelik dile getirilen amaç ve hedeflerdi. İnsanların büyük kısmı da buna inandı, aldandı ama asıl gerçekler daha sonra ortaya çıktı." dedi.

‘KİRLİ HEDEFLERİNE YÖNELİK EN KÜÇÜK BİR TAHMİN SÖZ KONUSU DEĞİLDİ’

Darbe girişiminin yapıldığı 15 Temmuz'da örgütün gerçek amaç ve hedeflerinin görünür hale geldiğini anlatan Alpsoy, "Devleti ele geçirmek için Fetullah Gülen'in önderliğinde, onun zihninde inşa edilmiş, totaliter bir rejim oluşturmak şeklindeki hedefe, bu kirli hedefe yönelik olduklarına dair, bizzat şahitlik edebileceğim en küçük bir tahmin, bir algı söz konusu değildi. Olsaydı, bu en azından ikili, üçlü dar dairedeki sohbetlerde gündem konumuz olurdu." ifadesini kullandı.Örgütle ilgili kişisel değerlendirmeyi 15 Temmuz'da değil 17-25 Aralık sürecinde yaptığını da belirten Alpsoy, "Bu süreç yaşanıncaya kadar örgüt mensubu ya da değil kişilerin, örgütün deklare ettiği sahte amaçlarına inanarak, iyi niyetle, samimi olarak işin içinde bulunmasını makul karşılarım. Ama 17-25 Aralık'tan sonrasında da örgütün gerçek niyeti, amaçları itibarıyla bir kısım insanlar halen inanmaya devam etmişlerse, edebi tabirle bir mim koyulması gerektiğini düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

‘GAYRİRESMİ OLARAK FUTBOL İMAMIYDIM’

FETÖ'yle ilgili iddialı konuşacağı dönemin 1999-2005 seneleri arası olduğu ve doğrudan Pensilvanya'dan geldiğini tahmin ettiği bir emir üzerine bu örgütten dışlandığına dikkati çeken Alpsoy, şöyle devam etti: "Bana gelen bilgilere göre, benimle ilgili, 'yüzüne hakaret edin, rencide edin' denilmiş. Ben gayriresmi olarak futbol imamıydım. Benim pozisyonum spontane, kendiliğinden gelişmiş bir pozisyondu. Atanmadım. O nitelikte olan, 'Nusret' adlı başka biri vardı, futbol imamı olarak. Antalyalı olduğunu ve o tarihlerde İstanbul'daki üniversitelerden birinde yüksek lisans yaptığını biliyorum. Futbolcularla kişisel uyum problemi olduğu, çocukların ona çok sempati duymadıkları söyleniyordu. Kişisel olarak Demiriz ve Tütüneker ile tanışıyordum. Onlar, cemaatin tayin ettiği kişileri sevmiyorlar, oynayan futbolcular onunla bir araya gelmek istemiyorlar. İslami motivasyonlarına yönelik olarak, yukarıya da haber vermeden İstanbul sorumlusu Ahmet Kara'dan, çocukların dinlerini daha iyi öğrenmeleri, manevi gelişimine örnek olması için imamlık teklifi geldi. Örgütteki motivasyonuma uygundu, teklifi kabul ettim. Fakat kısa süre sonra bu durum yukarısı tarafından tespit edildi ama yukarısı futbolcuların benden ve benim fonksiyonumdan memnun olduğunu duyunca, 'bu böyle devam etsin, buna göz yummuş olalım' deyip bir çeşit gayriresmi tasvip oluştu."

 

DEMİRİZ VE TÜTÜNEKER, MANEVİ ÇÖKÜNTÜDEN ŞİKAYETÇİYDİ

Ahmet Kara ile oluşan sürtüşme ve ahlaki çöküşü görmesiyle 2003 yılında örgütle irtibatını sona erdirdiğini belirten Alpsoy, "Buradan ayrıldım. Bunu Tütüneker ve Demiriz ile paylaşmışızdır. Onlar da manevi çöküntüden şikayetçiydiler, herkes gibi. 2005 senesine kadar futbolcu arkadaşlarla sadece kişisel samimiyetim devam etti. Ahmet Kara çok sert şekilde devreye girdi. Pensilvanya'dan emir geldiğini ileri sürerek, futbolcu arkadaşların beni aforoz etmelerini tayin etti. Zaten o saatten sona yüz yüze gelmiş değiliz." ifadesini kullandı.

Bu süreçte İsmail Demiriz ve Uğur Tütüneker'in örgüt içinde hiyerarşik pozisyonlarının olmadığını, emekli pozisyonunda bulunduklarını ve örgütün emekli olanları ikinci derecede önemli gördüğünü de vurguladı.

feto-(2).jpg

İSMAİL DEMİRİZ: 17-25 ARALIK’TAN SONRA YAPIYLA İLİŞİĞİ KESTİM

Savunma yapan tutuklu sanık İsmail Demiriz, "Ben bu hareketin devletin içinde gizli olarak kadrolaştığından ve gayrimeşru bir amacı taşıdığından habersizdim. Yapıyla gönül bağım 2013 yılına kadar devam etti. 2013 yılı içinde henüz 17-25 Aralık operasyonları olmadan önce ABD'ye Fetullah Gülen'in yanına gittim. O tarihten sonra da yapıyla irtibatımı kestim." dedi. Müslüman bir insan olduğu için dinini öğrenmek istediğini belirten Demiriz, "Bu amaçla birtakım dini yayınları okumaya başladım. Hatırladığım kadarıyla 1990 veya 1991 yılları itibariyle evlerde düzenlenen dini sohbetlere katılmaya başladım. 1991 yılı içinde Fetullah Gülen ile tanıştım. Tanıştıktan sonra da lideri olduğu hareketi bir dini hareket olarak düşündüğüm için sohbetlere devam ettim." diye konuştu. Hiçbir zaman bu hareket bünyesinde sorumluluk düzeyinde bir görev almadığını ve hareketi bir hizmet hareketi olarak bildiğini aktaran Demiriz, "Bu yapının gayrimeşru amacından hiçbir zaman haberim olmadı. Yalnızca Sait Alpsoy ile 1990'lı yıllarda tanışmıştık. Diğer sanık Uğur Tütüneker ile Fatih'te ortak olduğumuz restoranımız vardı. Sait Alpsoy, zaman zaman buraya gelir giderdi. Hatırladığım kadarıyla 1998 yılı içinde kendisiyle bir konuşmamız sırasında, 'Foça'da askerlere imanı anlattığını' söylemişti. Ben bu hareketin devletin içinde gizli olarak kadrolaştığından ve gayrimeşru bir amacı taşıdığından habersizdim. Yapıyla gönül bağım 2013 yılına kadar devam etti. 2013 yılı içinde henüz 17-25 Aralık operasyonları olmadan önce ABD'ye Fetullah Gülen'in yanına gittim. O tarihten sonra da yapıyla irtibatımı kestim. Ben futbolcuyum. Çevremdeki insanlarla ister istemez futbol camiasından insanlar oluyor. Dolayısıyla zaman zaman futbolcu arkadaşlarla da sohbetlere katıldığımız oluyordu." şeklinde konuştu. 17-25 Aralık sürecinden sonra bir daha Gülen'le görüşmediğini, Amerika'ya gitmediğini de söyleyen Demiriz, "Ben nereden bilebilirdim onların terör örgütü olduğunu. Devletin en başındaki insanlar görüşürken ben nereden bilebilirdim 15 Temmuz darbe girişimi olacağını?" diye sordu.

 

ÖRGÜTTE HERHANGİ BİR GÖREV İCRA ETMEDİM

İsmail Demiriz, daha önce verdiği ifadede eski futbolcular Bülent Demir ve Tugay Kerimoğlu'nun da dini amaçlı sohbetlere katıldığını söylediğini ancak o ifadesinin yanlış olabileceğini belirterek, "Sohbet toplantılarına onların katıldığını tam hatırlamıyorum. Hakları geçmesin bana. Daha önce her ne kadar, 'Fetullah Gülen'in yanına Arif Erdem, Okan Buruk, Bülent Korkmaz ve Tugay Kerimoğlu ile gittiğimizi' belirtmişsem de, Bülent Korkmaz ve Tugay Kerimoğlu'nun olduğundan emin değilim. Yalnızca bazı sohbetlere geldiklerini söyledim. Ancak bu husus zannediyorum yanlış anlaşılmış. Tutanağa da yanlış geçmiş. Hakimlik beni adli kontrolle serbest bıraktığında Bülent Korkmaz bana, 'Abi ben hiç gelmedim, niye ismimi verdin?' Ben hak geçmesin istiyorum." ifadesini kullandı.

Evinde ele geçirilen 1 bir dolarlar için “bir dolarlar, hatıra olarak sakladığım paralar” diyen Demiriz için  mahkeme heyeti tarafından cezaevinde yattığı süre de göz önüne alarak  tahliye edilerek tutuksuz yargılanmasına  v  mal varlıklarına uygulanan tedbirin kaldırılmasına karar verdi.

 

UĞUR TÜTÜNEKER: BİZ FUTBOLCUYUZ, BİZİ HER GRUBA ÇAĞIRIYORLAR

Savunması sorulan tutuksuz sanık Uğur Tütüneker de, 1998'den sonra antrenörlük yapmaya başladığını, daha önce İsmail Demiriz ile bir ortaklıklarının bulunduğunu, 1998'den beri 19 senedir çalıştığını ve işinden dolayı sohbetlere fazla gitmediğini vurgulayarak, "Benim de hizmetle hiçbir yerim, neyim, falanım olmamıştır. Ama bana özellikle diyorlar, 'cemaatten destek almışım takım bulma adına veya bunu, şunu bulma adına'. Ama tüm başkanlara, futbolculara sorsunlar, ben oralara kendi emeklerimle geldiğimi düşünüyorum. Çünkü 2-3 tane şampiyonluk yaşadım, 5-6 takımın da Süper Lige çıkmasına vesile oldum. En son takımım İsviçre'deydi. Zaten duyar duymaz istifa ettim ve direkt buraya geldim." ifadesini kullandı.Sohbetlere 1993-94'lerde gitmeye başladığını ve 1998'e kadar sürdüğünü de anlatan Tütüneker, "Görüntüler zaten 1994 senesi civarında falan. Evet bir ziyaret. Biz futbolcuyuz. Bizi her gruba çağırıyorlar. Ben Almanya'dan geldiğim için Türkçe bile bilmiyordum. Sadece dinimizi öğrenmek için katıldım. 10 sene Galatasaray'da futbol oynadıktan sonra başka iş de yapamadık. Girdiğimiz her işte battık. Bundan dolayı kendi işime yöneldim. 15 civarında kulüpte çalıştım. Birilerini cemaate mi, camiye mi götürmüşüm, böyle bir şey yok." diye konuştu.  Tütüneker, 5-6 yıl önce Bank Asya'da hesabının bulunduğunu ve bankanın battığını duyduktan sonra parasını oradan çektiğini de anlatarak, "Cemaat bünyesinde hiçbir görev almadım. Yalnızca sohbetlere katılıyordum. Bu bağlantım da 1998'de bitti" dedi. Mahkeme heyeti Uğur Tütüneker hakkında adli kontrol tedbirini ve mal varlıklarına uygulanan tedbiri kaldırdı.

 

ARİF ERDEM’İN AVUKATI TEMİNAT İSTEDİ

Firari sanık Arif Erdem'in avukatı ise, müvekiliyle görüştüklerini belirterek, mahkemenin tutuklanmamasına yönelik teminat vermesi durumunda Arif'in Türkiye'ye gelebileceğini söyledi. Davanın görülmesine 11 Mayıs’ta devam edilecek. 

 

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Mehmet Şenay Baygın tarafından hazırlanan iddianamede, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) futboldaki yapılanması ve sanıklara ilişkin suçlamalar anlatılıyor. Uzun zaman ''imamlık'' yaptığı, örgüt adına futbol camiasıyla temas kurduğu ve daha sonra Fetullah Gülen'in Mavi Marmara gemisiyle ilgili söylemlerine kızıp örgütten bağını kopardığı belirtilen Sait Alpsoy'un savcılık ifadesine yer verilen iddianamede, Alpsoy'un, "Türk Milli futbol takımının 2002 dünya şampiyonasında üçüncü olmasının ardından cemaate yakın futbolcuların aldığı teşvik priminden 200 veya 500 bin doların bir araya getirildiği, Arif Erdem'in bu parayı Fetullah Gülen'e götürdüğü, Gülen'in kabul etmediği, sonrasında Arif Erdem'in Gülen'in yardımcısı olan Cevdet Türkyolu'na bu parayı verdiği ve Gülen'in de bu durumdan memnuniyet duyduğunu Arif'e söylediğini bildiği" beyanları dikkati çekiyor. Örgütün şifreli yazışma programı ByLock kullanıcısı olan Arif Erdem'in cep telefonundan Gülen'e ait telefon numarasıyla 289 kez görüştüğü ve HTS kayıtlarına göre FETÖ lideriyle sürekli irtibat halinde olduğu belirtilen iddianamede, İsmail Demiriz'in, Galatasaray'da oynarken örgüte ilk giren isimlerden olduğu, Uğur Tütüneker'in de örgüt temsilcileriyle hareket ettiği, örgütün desteğini aldığı ve örgüte maddi yardımda bulunduğu öne sürülüyor. Duruşma hakimin iddianameyi okumasıyla devam etti.   İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılığınca hazırlanan 92 sayfalık iddianamede, eski milli futbolcular hakkında ayrı ayrı "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları talep ediliyor.

 

 

tutuneker-takviye-istiyor.jpg

ÇARPICI İDDİA:

‘UĞUR TÜTÜNEKER KONYASPOR’DAYKEN HİMMET TOPLADI!’

Fetullahçı Terör Örgütü’nün futbol ayağına yönelik davada yargılanan 3 futbolcudan birisi olan Uğur Tütüneker’ile ilgili Memleket çarpıcı bir bilgiye ulaştı.

Mahkemede, “10 sene Galatasaray'da futbol oynadıktan sonra başka iş de yapamadık. Girdiğimiz her işte battık. Bundan dolayı kendi işime yöneldim. 15 civarında kulüpte çalıştım. Birilerini cemaate mi, camiye mi götürmüşüm, böyle bir şey yok” diyen Uğur Tütüneker 2012-2013 sezonunda Konyaspor’da teknik direktörlük yaparken örgüt adına himmet topladığı iddia edildi. Konya’daki FETÖ/PDY soruşturması kapsamında ifadesine başvurulan o dönem Konyaspor’da yöneticilik yapan bir ismin kardeşinin ifadesinde, kendilerinden bağış isteyen isimler arasında örgütün Konya’da önde gelen bazı isimlerini de sayarak, “2013 yılı içerisinde o dönem Konyaspor’un teknik direktörlüğünü yapan ağabeyimin yönetimde olmasından dolayı samimi olduğu Uğur Tütüneker isimli şahıslar bizden zaman zaman bağış talebinde bulunmuşlardır” dediği öğrenildi.

M. Mustafa Özdemir-Memleket