Farkın da ve Faruk olalım!

08.11.2014 tarihinde Fikret Coşar kardeşim bir yazı paylaştı: Maval okumaya gerek yok! Bu yazıyı sizinle paylaşmak istedim. Özellikle, ismi Faruk olanların mutlaka, Müslümanların da, mutlaka ama mutlaka okuması gerekiyor diye düşünüyorum.

FARUK’LU KÖY’ÜN MAVALCISI: Faruk; Hakikati yalandan, doğruyu eğriden ayırt edebilen, Hakkı batıldan ayırt edebilen demektir. Fark etmekte buradan gelir.

Yalan ise Hakikatin, gerçeğin, hakkın tamamen zıddı olan, esastan uzaklaştıran, adaletsizliğe, haksızlığa, yanlışa götüren her şeydir.

İnancımızın, bilgilerimizin, ilmimizin vb. temellerini orijinal kaynağından, sağlam temellerden oluşturmaz ve onun üzerine bina etmezsek ve ne kadar yükseltirsek yükseltelim o çürük temeller üzerine bina edilen yapı yıkılmaya, göçmeye, yok olmaya mahkûmdur. Bina içindekilerin de akıbeti hüsran olur.

Bizde Faruk sıfatı olursa bu farkındalık bilinciyle bizleri yalanlarının her türlüsüyle; sesli, görüntülü, yazılı, yüz yüze konuşma vb. ne varsa bu yalanlarla bizi kandırmak için her tarafımızdan kuşatsalar da, fareli köyün kavalcısın peşine takıp götürdüğü fareler gibi peşlerine takıp, denize dökmek isteseler de götürüp bir kanalizasyona kapatmak isteseler de, bu batağa götürmek isteyenler bizleri peşlerine takamazlar.

Amr (Ömer) Bin Hattab’ı ÖMER el- FARUK yapan işte bu hakkı batıldan, doğruyu yalandan, adaleti zulümden ayırt edebilme; Faruk özelliğiydi. 

Nasreddin Hocanın Halep ordaysa arşın burada diye söylediği bir sözü vardır, bu söz tam olarak buna işaret ediyor. Elinde sağlam ölçüsü olanları, mihenk taşı olanları kimse kandıramaz, yalana, yanlışa ve batıla sürükleyemez. Çünkü ellerinde sapasağlam kopmak bilmez bir tutanak; Kur’an olan mü’minleri (Bakara. 256)  hiç bir yalancı ne söylerse söylesin, kaval’ı hangi makamda çalarsa çalsın peşinden sürü(k)leyip istediği yere götüremez, kandıramaz. Yeter ki biz esaslardan ana kaynaktan uzaklaşmayalım. Bu ana kaynak esas Kuran’dır. Bu Kitap da bize doğruyu yanlıştan nasıl ayırt edeceğimizi bize öğreten Furkan’da verilmiştir. (Âli İmran 4./ Enfal 29.)

Bir beldenin insanları Faruk olursa Furkan (Vahiy) önlerinde ve yol göstericileri ise yalancılar onları peşlerinden sürü(k)leyemez. Çalınan kavallar, söylenen mavallar onları kandıramaz. Faruk’lar olmazsa o toplumu peşinden sürükleyip götüren kavalcılar bol olur, peşlerinde sürü(k)leyip istedikleri yere götürürler. Farkın da ve FARUK olalım. İnşallah.

Fikret Çoşar kardeşimin bu güzel sohbetini şu cümlelerle bitirmek isterim. Ne yaparsak yapalım, yapacağımız iş için ilk danışacağımız merci Kuran-ı Kerim olmalı. Örnek alınacak birisi varsa o da Peygamberimiz Muhammed Mustafa ( S.A.V  ) ya da onun ashabı olmalı. Hoşça sağlıcakla kalın ama en önemlisi yaptıklarınızın Farkında ve Faruk olarak kalın

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.