Niyet,bir işe başlamanın en kararlı adımıdır. Niyet,bir duruş olmakla birlikte müthiş bir harekettir. Bir sabah namazında niyetini aldığımız kutsal beldeye gitme düşüncesini elhamdulillah şu an eylem olarak yaşıyorum.

Çok uzun bir zaman değil iki güm içinde uygulamaya geçtik ve bir ay olmadan ulaştık bu kutlu beldeye. Ankara'da ihrama girmemizle iihram yasakları kucakladı. Pür dikkat yasaklara dokunmamaya çalışma gayreti. Zedelenmesin ihram. Kokulu sabun,şampuan yok. Bedenine zarar veremezsin. Hatta saç telin dahi kopmayacak. İnsan anlıyor ki,bu beden de esaslı emanet.
Ve Cidde'ye iniş,kontrol noktasından geçerken ve şehre adım atarken Havva annemize selam ediyoruz. Ben geldim,ilk annem! Büyük annem!..

Gittikçe heyecan büyüyor,Allah'ım bu ne kutlu bir yolculuktur. Bu ne hoş bir ikram. Ne hoş bir davet... "Bakın, Harem-i Şerif göründü!" Dedikleri vakit boynumu omzuma emanet ediyorum. Yoo ona yakin olmadan bakmayacağım. O ihtişamı yakından görmeliyim. Kalp atışlarımın nefesi kesilecek. Kanı kesiliyor dünyanın! Aman Allah'ım,şimdi sen beni davet ettiğin in ben geldim,öyle mi?.. Bu ne kutlu bir davet!

İşte Kabe!
Kıble'm.
Meleklerin dahi Adem babamızdan seneler evvel tavaf ettiği Beytullah.
Makamı İbrahim'i, Hicr-i İsmal'i, Hacer'ül Esved'i içinde barındıran Kabe.. Rengi,dili,ırkı ne olursa olsun "Ben"likten sıyırıp "Biz"liği yaşatan Kabe!..

İbrahim (a.s)'in sınanması, İsmail(a.s)'in tevekkülü, annemiz Hacer'in imanını harlayan Kabe...

Efendiler Efendisi Hz. Muhammed(s.a.v.)'i Bağrına basan Kabe. Allah'ın evi! Sana geldik.
Kapındayız Rabbim! Kabul et bu günahkar kulları.

"İmanın doğduğu şehir,imanımızı harla."

Buraya geldiğinizde dünya aklınıza gelmiyor. Dünya hükümsüz kalıyor. Hükmünü kaybediyor.
İmkan oluşturun ve muhakkak ziyaret edin. Misafir olun.

Evet, Kabe'den yazılmış bir yazıdır. Gönülden isteyenleri gönlüyle kabul et Rabbim.

Amin.
Selam ve dua ile..