Evet - Hayır

“Evvelce bu yarışmaya iştirak etmemiş kendisine güvenen-güvenmeyen bir beyefendi arıyorum. Alkışlayın beyefendiyi Mehter Marşı’yla buraya alıyoruz…

Kafanızı emme basma tulumba gibi sallamıyorsunuz. O iki kelimeyi söylemiyorsunuz. Duydunuz silin sesini, sizi biraz daha şöyle alayım, isminiz? Ne iş yapıyorsunuz, arabanız var mı? Heyecanlı mısınız? Çocuğunuz var mı? Okuyorlar mı?...”

Soru bombardımanından kurtulmanızın tek bir yolu var. Ya ‘evet’ diyeceksiniz ya ‘hayır’. Bu iki kelimeyi kullanmadan bu yarışmayı bitirebilmek neredeyse imkansız…

Hatırladınız değil mi? 1985’te başlayıp senelerce süren Stüdyo Pazar programının içerisinde Erkan Yolaç’la evet-hayır yarışmasını…

Bir de Cenk Koray’ın Tele-kutu’su vardı aynı programın içinde. Stüdyodan yarışmacıları ‘yanında tırnak çakısı olan var mı?’ gibi enteresan sorularla seçerdi. Sonra ikna edilemeyen yarışmacının kutusu açılırdı…

...

Bir hafta sonra 11 ayın sultanı Ramazan-ı Şerif’le müşerref olacağız. Sıcaktan eriyeceğiz, ama inşallah orucumuzu birazını uykuya tutturarak da olsa tastamam tutacağız. Nihayet sayılı gün çabuk geçecek ve kısmetse bayrama ulaşacağız. Ziyaretler, gezmeler derken bayramın 4. günü sandık başına gideceğiz…

Ya evet…

Ya hayır…

Başımızı emme basma tulumba gibi sallamak yok. Lafı kıvırtmak, anlamazdan gelmek veya soruyu aynen tekrar edip süreci uzatmak yok!

Peki, evet mi demeliyiz, yoksa hayır mı?

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na göre hayır demeliymişiz. Çünkü hayırda hayır varmış…

MHP lideri Devlet Bahçeli’ye göre de hayır demek gerekiyormuş. Çünkü AKP Yüce Divan’dan kaçmak için evet çıkmasını istiyormuş…

Dün şehrimize gelip bir basın toplantısı düzenleyen Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan’a göre de hayır demek gerekiyormuş…

DP Genel Başkanı Cindoruk da hayır dememiz gerektiğini düşünenlerden…

Adını duymuş muydunuz daha önce bilmiyorum BCP diye bir partinin. O partinin genel başkanı tanıdık bir isim Mümtaz Soysal da hayır dememizi salık veriyor…

Ergenekon sanıklarından Doğu Perinçek’in İşçi Partisi de sandıktan ‘hayır’ çıksın diye olağanüstü bir çalışma yürütüyor…

Şimdi isimlerini sayamayacağım irili ufaklı pek çok partinin de hayır cephesinde konuşlandığını biliyoruz…

BDP de hayır çıkmasını istiyor, ama bunu açıkça söyleyemiyor. Boykot edelim, sandığa gitmeyelim, diyerek evet çıkmasını engellemeye çalışıyor…

Hayırcı cephe sadece partilerden oluşmuyor. YARSAV gibi dernekler, DİSK gibi sendikalar ve hepsinden öte ciddi bir basın-medya ayağı hayırda hayır olduğunu düşünüyor!

Miting konuşmasında Başbakan Erdoğan diyor ki, “Allah aşkına şu tabloya bakar mısınız? Kim ‘hayır’ diyor? CHP, MHP ve BDP. Onlara ha bire gaz veren medya ‘hayır’ diyor. YARSAV ‘hayır’ diyor. Koltuk sevdasına düşmüş, milleti çoktan unutmuş bir kısım bürokratlar, seçkinler ‘hayır’ diyor. Çeteler, mafya bu değişikliğe ‘hayır’ diyor. Benim milletime ‘bidon kafalı’ diyenler, ‘göbeğini kaşıyan adamlar’ diyenler bu değişime ‘hayır’ diyor…”

Peki kim ‘evet’ diyecek?

Kötü de olsa, yetersiz de olsa bir sonraki toptan anayasa değişikliğini TBMM’nin yapabileceğini (birilerinin gözüne sokarak) göstermek isteyenler evet diyecek. Mesela ben…

Erkan Yolaç ‘evet’ veya ‘hayır’ dedirttiği yarışmacıları çam sakızı çoban armağanı bir hediye vermeden sahneden uğurlamazdı. Bu halkoylamasının hediyesi ise ‘evet’ çıkarsa daha fazla özgürlük, ‘hayır’ çıkarsa sittin sene yeniden bir asker gelip değiştirene kadar bu anayasayla yaşamak olacak…

Cenk Koray’ın Tele-kutu yarışmasından hatırladığımız replikle bitirelim. Bakalım kutumuzdan ne çıkacak?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.