Eve Dön, Şarkıya Dön, Kalbine Dön

TYB, evine, yuvasına, şarkısına, kalbine döndü. TYB Konya Şubesi, 2008 yılı kültürel etkinliklerine mart ayında Erdem Bayazıt programı ile Konya Ticaret Odası Konferans salonunda başlayıp yedi programdır orada devam ediyordu. Sonunda TYB Konya Şubesinin hava şartları münasebetiyle almış olduğu “saha kapatma cezası!” sona erdi. TYB bahçesindeki sohbetlerin mevsimi başladı. Geçtiğimiz hafta Prof.Dr.Mikail Bayram’ın konuşmasıyla havuzbaşı sohbetleri başlamış oldu. TYB bahçesinden içeriye doğru bakınca, işte dedim, özlediğim manzara bu. Bizim programlarımız yeni başlamış. İlk program. Önceki programlardaki konu ve konuşmacılar, hepsi birbirinden değerliydi. Ancak başka salonlarda yapılan programlar daha mesafeli, yabancı geliyor TYB bahçesinde yapılanlara nazaran. Orada daha bir hasbilik, aynilik, muhabbet var. Protokol ve salon, konuşmacı ile dinleyici arasında bir mesafe yok. Doğrudan etkileşim var. Hem çay da var. Açık hava da cabası. Program sonunda konuşmacının kürsüden inip, sandalyesine oturup oluşan bir sohbet halkası geleneği var. Yani TYB bahçesi bir başka bilenler için. Dedeman’ın, Rixos’un balo salonlarında bulunamayacak olan muhabbet iklimi mevcut. Bu da az şey değil.

4. Yıl Toplantıları

Dedeman, Rixos demişken yerel yöneticilerimizin 4. yıl anısına yaptıkları toplantılar geldi aklıma. Herhangi birisine katılmak aklımdan geçmedi. Davetiyelere bakıyorum Rixos, Dedeman. Bir yandan iyi. Sempozyumlar için kalkılıp Antalyalara gidiliyordu. Oradaki otelleri buraya getirdik en azından yol masrafından tasarruf edilmiş oldu! Yapılsın yapılsın da ne bileyim bu şehrin anlı şanlı, kocaman bir Mevlana Kültür Merkezi var. Orada yapılabilecek toplantılar dahi beş yıldızlı otellerde yapılınca insan hayıflanıyor. Hava Kalitesi Kongresi bir örnek mesela. Ya da Büyükşehir ile Meram’ın toplantılarına hizmet verecek nitelikte değil mi Mevlana Kültür Merkezi. Yoksa aynı günde orada farklı programlar olduğu için mi bu oteller seçilmiş. Bilemiyorum. Böyle bir şey de olmaz sanırım. Çünkü belediye herhangi bir program yapabilir diye uzun vadeli bir rezervasyon yaptırmanız mümkün değil bu salonlarda. En fazla bir ay öncesinden sanırım yer var mı diye sorup alabiliyorsunuz.

İsmet Özel Konya’da

İstiklal Marşı Derneği Konya Şubesinin açılışına katılmak üzere Konya'ya gelecek olan ünlü şair İsmet Özel Konya'da iki de konferans verecek. "Türk Tarihin Neresinde"  adlı birinci konferans 16 Mayıs 2008 Cuma günü Konya Ticaret Odası Konferans salonunda saat:18.00 da  "İstiklale İlave Olmak Veyahut İstiklali İlave Etmek" adlı ikinci konferans ise 17 Mayıs 2008 Cumartesi günü saat 20.00 da Konevi Kültür Merkezinde. Takviminizde bu programlara muhakkak bir yer ayırmalısınız diye düşünüyorum.

Özel’in Türklük mevzuu hakkındaki görüşleri tartışıldı. Tartışılıyor. “Kafirle çatışmayı göze alan müslümana Türk denir” şeklinde kısaca formüle edilen veya bu ibare üzerinden yürütülen tartışmalarda hep o zaman Filistinliler bizden daha Türk, Iraklılar da Türk. Hatta onlar göze almak bir yana bilfiil çatışıyorlar vs. Tanımı biraz daha yerine oturtabilmek, “biz” ibaresindeki “biz”in içini doldurabilmek için şöyle bir kıyaslama da yapılabilmelidir. Geçtiğimiz günlerde ölen Leyla Gencer vasıtasıyla bu Türklük mevzuunu-Özel’in kavramsallaştırdığı anlamda- yeniden düşündüm. Adına para da basılmış, devlet sanatçısı sıfatı da taşımış, opera sanatçısı, diva? Milano’da ölmüş. Kilisedeki cenaze merasiminden sonra Krematoryum’da yakılıp külleri boğaza salınacakmış. Bu yazı yazıldığında belki de salınmıştır. Gerek yaşam biçimi gerekse icra ettiği sanat vasıtasıyla ne gibi bir ünsiyet kurabilirim/kurabildim/kurabilirdim diye düşünüyorum. Şimdi duygularımı kontrol ediyorum. Türk Sanatçısı kavramını duyunca hani o milli duygu denilen aidiyet duygusunu da  hissedemedim. Siz hissettiniz mi? Tamamen yabancı. Var ile yok arası. Bu topraklara ait değilmiş gibi. Biyolojik bir aidiyet olabilir bu olsa olsa. Daha sonra devam edelim.