Ümit Savaş Taşkesen

Ümit Savaş Taşkesen

Erol Güngör Sosyal Bilimler Lisesi

Kütüphaneler haftası ne kadar da yoğun geçti. Programlar, içinde biz de olduğumuz için değil sadece, oldukça güzel planlanmıştı. Bölge Yazma Eserler ve İl Halk Kütüphane müdürleri Bekir Şahin ve Hasan Coşar’ın şahsında emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Yaşı fark etmez kitapla ilgisini koparmayan herkesin doyasıya takip edebileceği bir zenginlikteydi programlar. Özellikle yazarlarla okulu buluşturma adına yapılan etkinliklerin oldukça anlamlı olduğunu düşünüyorum. 1 Nisan Salı günü yapılan “Hemi Okudum Hemi Yazdım” adlı panelin yöneticisi olma lütfuna nail görenlere teşekkür ediyorum. Sağıma soluma bakıyorum, burada benim ne işim var ki diye kendime de soruyordum. Panelin konuşmacıları arasında Dr.İbrahim Demirci, yakında doktorasını bitirecek olan Abdullah Harmancı, Duran Çetin ve şu an asker olan Vural Kaya. Ee, karşımızda da Erol Güngör Sosyal Bilimler Lisesi başta olmak üzere Karatay-İzzet Bezirci İO ve Karatay-Kocatepe İO oluşturduğu cıvıl cıvıl bir dinleyici topluluğu. Karatay Kaymakamı, Hakan Güvençer, TYB Başkanı Ahmet Köseoğlu ve diğer TYB üyeleri, Kültür ilgililerini, diğer yazarları, dostları sayamıyorum. Panel benim ve bizim açımızdan oldukça verimli geçti. Sanıyorum öğrenciler için de öyle olmuştur. Soru cevap kısmında öğrenciler daha yeni yeni açılıyorken ve çok güzel sorular geliyorken bitirmek durumunda kaldık. Şöyle bir muhasebe yaptığım zaman söyleyebildiğimiz kadar söyleyemediğimiz şeylerin de çok olduğunu gördüm. Öğrenciler belki ilk başta can sıkıcı, zaruri olarak yapılması gereken bir görev olarak gelmişlerse bile giderken aynı düşüncelerle gitmemişlerdir diye düşündüm. Çünkü kitap okumayı ve konuşmayı banal ve sıkıcı bulan Türkçe öğretmenleri bile bulunabiliyor. –Sözün burasında bir artı parantez ile çocukları OKS sınavına girecek olan velilerin Sosyal Bilimler Lisesi ve uygulanan müfredat konusunda araştırma yapmaları hem çocukları hem kendileri menfaatine olacaktır. Çocuklarımızı ilgi ve yeteneği olmasa da mecburen Fen Liselerine yönlendirip duruyorduk bunca zaman. Şimdi ikinci ve güçlü bir alternatif daha belirmiş durumda.-

Yazı’nın doğası, yazmak, okumak, neden yazdığının sorusu üzerine birtakım sorular yönlendirmiştim yazarlara. Daha sonra soru cevap faslına geçildikten sonra öğrencilerden zeka ışıltısı barındıran sorular gelmeye başladı. Cevaplar verildi. Kitabın insanlara kazandırdığı şeyler konusunda bir şey söylemeyi unuttum: Bizi panel dışında da bir araya getiren, güçlü dostluklar kurmamızı sağlayan, yeni ve değerli dostluklar inşa etmeme vesile olan şey de kitaptı. Panelde konuşan dostları da mahalle arkadaşı olarak tanımadım. Kitapların dünyasından geçen yolumuz birbirimiz ile buluşturdu. Hiçbir şey için değilse bile sırf bu yüzden insan kitap okumalı. Söylemesem olmaz bu artı değeri burada yazmak gerekiyordu. Panelde Vural Kaya modern şiir yazıyorum demişti de bir öğrenci modern şiir ne demek diye soruvermişti birden. Vural kendi kavlince anlatmaya çalıştı. Modern şiiri anlamak bir mesele anlatmak ise ayrı bir mesele diye düşünüyorum. Ben şu cevabı versem diye düşünmüştüm ama şair olmadığım için sustum. Modern şiir hali hazırda edebiyat dergilerinde yaşayan, nabız vuruşları duyulan şiirdir. Okullarda ölmüş, devrini tamamlamış ya da klasikleşmiş mi demeli metinler biraz da ruhunu kaybederek okul kitapları arasında yerini alıyor. Ancak edebiyatın bugünkü nabız atışları, kaygıları, sancıları ancak dergilerde yer alır, alıyor. Bunu takip edemeyenler, dergi okumayanlar ise anakronik metinler, şiirler yazıyorlar. Bir de bakıyorlar ki bütün edebiyat dünyasını ıskalamışlar. Edebiyat okuyup da yaşayan şair ve yazarlardan, şiir ve kitaplardan hiç haberi olmayan bir dünya insan var. Kimi okuyalım diye sorsanız yaşayan birisinden zor isim verirler. Oysa yarının klasikleşecek, yarına kalacak metin ve şiirlerini yazan yazarları ilk olarak dergilerde keşfetme, sıcağı sıcağına okuma hazzı başka neyde bulunabilir ki? Ölmeden keşfettiğim yazarlar diye bir keyfim vardır benim. Bunun yolu da dergilerdir. Dergiler hem yaşayan edebiyatın kalbi hem de sizin okumalarınıza yön verecek, bayağı kitap, yazar ve metinlerin tuzağına düşmeden sizi inşa edebilecek bir yaşam alanıdır. O anlamda dergilerin takip edilmesi gerekiyor.

Karagöz Edebiyat-Hece Öykü

Sözün tam da burasında yeni sayıları yayınlanan Karagöz edebiyat ve temaşa dergisi geliyor aklıma. Karagöz, Of Hay Hak! diyerek Türk şiirinin tabuları başlıklı bir dosya ile yayınlanmış. İsmet Özel bir şiir ve mülakat ile dergiye katkıda bulunmuş. Hece Öykü dergisi ise öyküde bilinçakışı dosyası ile okurlarıyla buluşmuş. Dergide ayrıca TYB Konya Şubesi Yönetim Kurulu üyeleri Duran Çetin’in Abdullah Harmancı ile gerçekleştirdiği bir söyleşi yer alıyor. Abdullah Harmancı bu söyleşide çok çarpıcı şeyler söylemiş. Mutlaka okumak gerekiyor. Bu dergileri Konya’da NT mağazasından, Enes ve Nun kitap kafeden temin edebilirsiniz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.