Erkek intihar oranları kadınlardan 2.5 kat daha fazla

Erkek intihar oranları kadınlardan 2.5 kat daha fazla

KTO Karatay Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kâmil Alptekin, 12. İntiharı Önleme Günü Sempozyumu’nda önemli noktalara değindi.

KTO Karatay Üniversitesi Sosyal ve Beşerî Bilimler Fakültesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kâmil Alptekin, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı, İntiharı Önleme Derneği, Türkiye Psikiyatri Derneği ve Freud-Lacan Psikanaliz Derneği iş birliği ile düzenlenen “12. İntiharı Önleme Günü Sempozyumu’nda” önemli noktalara değindi.

ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen sempozyumda “İntihar Davranışında Cinsiyet Paradoksu: İstatistikler ve Bazı Açıklamalar” konulu sunum yapan Alptekin, ülkemizde intihar davranışının cinsiyete göre dağılımıyla ilgili de ilginç tespitlerde bulundu.

“İLERLEYEN YAŞLARDA ERKEKLERİN, GENÇ YAŞLARDA İSE KADINLARIN İNTİHAR HIZINDA ARTIŞ GÖRÜLMEKTE”

“2007-2016 yılları arası TÜİK istatistiklerinden elde ettiğimiz verilere göre Türkiye’nin yaşa standardize intihar hızı yaklaşık yüz binde 7’dir.” diyen Alptekin, “Bu oran Dünya Sağlık Örgütü’nün belirttiği oranın (yüz binde 11.4) altında olsa da hiç de hafife alınmamalıdır. ErkeKlerin intihar hızı kadınlarınkinden 2,5 kat daha fazladır. İlerleyen yaşlarda erkeklerin, daha genç yaşlarda ise kadınların intihar hızlarında artış görülmektedir. Medeni durum bakımından intihar hızı boşanmış ve eşi ölmüş erkeklerde daha yüksektir. Coğrafi bölgelere bakıldığında Ege, Akdeniz ve İç Anadolu Bölgesi’nde erkekler, Doğu ve Güneydoğu Bölgesi’nde kadınlar intihar davranışı için risk grubunu oluşturmaktadır.” şeklinde konuştu.

“SON YILLARDA PSİKİYATRİDEN ETNOGRAFİYE DOĞRU BİR AÇILIM GÖRÜLÜYOR”

İntihar davranışının Türkiye’deki görüntüsünün de “cinsiyet paradoksu” teorisini doğruladığını öne süren Prof. Dr. Alptekin, “Erkeklere oranla kadınlar daha fazla intihar düşüncesi taşır ve girişimde bulunur. Toplamda daha az intihar davranışı sergilemelerine karşılık erkekler, daha fazla tamamlanmış intihar gerçekleştirirler. Hastalık/oran/yaygınlık ve ölüm kriterleri açısından çelişik ve tersine olan bu durum ‘cinsiyet paradoksu’ olarak adlandırılır. Günümüze kadar cinsiyet paradoksuna yönelik açıklamalar her iki cinsin; ruhsal bozukluklar, intihar yöntemi seçimi, kişilik özellikleri, yardım arama davranışları ve toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin farklılıklarını temel almıştır. Son yıllarda ‘klinikten sahaya’ şeklinde özetlenebilecek bir anlayışla psikiyatriden etnografiye doğru bir açılım görülmektedir.” dedi.

“İNTİHARLAR FARKLI ANLAMLAR TAŞIYABİLİR”

İntiharın toplumlarda farklı anlamlar taşıyabileceğini aktaran Alptekin, “İntihar davranışı erkekler özelinde kimi zaman gücü, canlılığı, serüveni ve gençliği baş tacı yapan modern toplumlarda yetersizlik, güçsüzlük ve aşağılık bir şey olan yaşlanmaya ‘gözü pek bir yanıt’, kadınlar özelinde ise gündelik toplumsal yaşam içerisinde sürdürülen özneler arası mücadelede bir strateji, geleneksel kültürün sömürücü ve ataerkil yanlarına bir toplumsal direniş gibi daha önce hiç düşünülmeyen anlamlar taşıyabilir.” ifadelerini kullandı.