En az kazığı nerde yerim?

Emlak piyasasına işin düşmeyecek…

Özellikle de ev alırken ya da kiralarken emlakçılardan mümkün olduğunca uzak olacaksın.

Öyle internette ev aramakta akıl karı değil, size söyleyeyim…

Ben bizzat tecrübe edindim hem de kötü bir tecrübe….

Mesela açıyorsunuz internet sayfasını…

Bir ev…

Muhteşem aydınlık, sanırsınız ki güneş evin içinde…

Sonra eve bakmaya gidiyorsunuz…

Hayal-ı sukut…

Daire yerin dibinde…

Şu kotta dairelerden…

Güneş sadece ve sadece teğet geçiyor.

İnternette; geniş ve ferah,  120 metrekare,  diye tanıtılan daire,  80 metrekareyi ya bulur ya bulmaz…

Bu kadar yalan dolandan sonra bir de bazıları daireyi gösterdiği için sizden ekstra bir ücret talep ediyor.

Hasbelkader gönlünüz daireye kaymışsa kaparo verme gafletine de düştüyseniz yandı keten helva.

Bazı emlakçılar muhtemelen bunun dışındadır, işini dürüstlükle yapıyor olabilirler.

Ancak benim rastladığım ortalama emlakçı portföyü aşağı yukarı böyle.

Dolmuşundan kuaförüne, manavından marketine, hastanesinden oteline kadar pek çok alanda sık sık buna rastlıyorsunuz.

Aldatılmak duygusu hep içinizde var olan bir şey.

Bir şey alacağım ama “kazık” mı yiyeceğim cümleleri hiç aklınızdan gitmiyor.

Hatta benim geldiğim nokta; “kazık yiyeceğim muhakkak da, en az hangisinden kazık yerim”e gelmiş durumda.

Türkiye’de aslında pek çok iş böyle yürütülüyor, salla pati dedikleri cinsten.

Hak hukuk düşünülmeden, haram helal noktası göz ardı edilerek…

Bunun eğitimi, iş ahlakı boyutu hep göz ardı ediliyor.

Aslında yapılması gerekenleri hep ıskalıyoruz…

Sonunda da Türkiye’de neden Batıda olduğu gibi ürün ve hizmet kalitesi gelişmiyor diye hayıflanıyoruz.

Sorun her şeyden önce yapılan işe duyduğun saygıdan geçmekte.

Kişi yaptığı işe saygı duymuyor ve bu işi yalnızca insanların zaaflarından yararlanmak olarak algılıyorsa ortaya böyle bir tablo çıkıyor.

Türkiye’de ciddi manada bir eğitim sorunu var…

Eğitim sadece ders saatleriyle, başörtülü kız çocuklarının okullara alınıp alınmamasıyla ilgili bir mesele değil.

Türkiye’nin kendine saygı duymayı öğreten, kendine saygıyı başkalarına da yansıtan bir eğitim sistemine ihtiyacı var.

Türkiye’de eğitim, ahlaklı bireylerin yetişmesine vesile olmalı ki, emlakçın da, kasabın da, dolmuşçun da, doktorun da, öğretmenin de,  nezaket sahibi insanlardan oluşabilsin ve sana o duyguyu yaşatmasın: En az kazığı nerde yerim?

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar