Emniyette "paralel yapı" operasyonu

Emniyette "paralel yapı" operasyonu

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şahin:

KARABÜK (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, emniyetteki "paralel yapı" operasyonuna ilişkin, " Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarının telefonlarının dinlendiği ve bunların yasa dışı yapıldığı ve birtakım sahte belgeler sunulmak sureti ile mahkemelere, bunların yapıldığı şeklinde çok ciddi iddialar var" dedi.

Şahin, Karabük'ün Ovacık ilçesine bağlı Kışla köyünde katıldığı iftarda, Türkiye'de halkın 10 Ağustos'ta ilk defa cumhurbaşkanını seçeceğini anımsattı.

Şimdiye kadar 11 cumhurbaşkanını TBMM'nin seçtiğini ve bunların önemli bir bölümünün sorunlu olduğunu anlatan Şahin, "Ama artık Türkiye'de demokrasi gelişti, olgunlaştı. Artık bu ülkede her kişi ve kurum millete göre hız, mesafe alacak.  Millet karar verecek. Bu sandığı milletin önüne koymak kolay olmadı. Onun sıkıntılarını yaşadık.  Anayasa değişikliğini AK Parti olarak tek başımıza yapmak durumunda kaldık. Muhalefet partileri karşı çıktı. Şimdi 3 aday var. Recep Tayyip Erdoğan'ı anlatmama, tanıtmaya gerek var mı? Sizler onu 12 yıldır yaptığı hizmetlerle tanıyorsunuz" diye konuştu.

- İsrail'in Gazze'ye saldırıları

Bombalar altında ramazanı yaşamak zorunda kalan kardeşleri olduğuna değinen Şahin, şöyle devam etti:

"İslam alemi bu durumda olmamalıydı. Ortadoğu'da, Filistin'de, Gazze'de Müslümanların neler yaşadığını televizyonlardan izliyoruz. Bu, tabii ki içimizi acıtıyor. Bundan üzüntü duyuyoruz. Müslümanlar birbirleriyle uğraşmaktan, cebelleşmekten hasımları ile uğraşmaya imkan bulamıyorlar. Mecalleri kalmadı. O halde bütün bu olanlardan İslam aleminin sonuçlar çıkartarak Allah'ın ipine sıkı sıkı sarılmaları, aralarındaki ayrılıkları bir tarafa bırakmalarını ve bunun sonucunda bir ve beraber hareket etmelerini diliyorum."

''Hristiyan aleminde birbiriyle uğraşan, kanını akıtan var mı'' diye soran Şahin, "Kendi aralarında geldiler birliklerini kurdular. İslam dünyası gibi Hristiyan dünyasında kavga etme, kan akıtma olmadığını görüyorsunuz. Onlar başarıyor. Bir barış dini olan İslam alemi neden başaramıyor? Neden 'Allah Allah' diye hücum ederek Müslümanları ve İslam dinini bir vahşet dini ve insanları gibi göstermeye çalışıyorsunuz? Bütün bu yaşananların herkesi uyandırmasını, birer ders olmasını, bizi şuurlandırmaya vesile olmasını diliyorum" ifadesini kullandı.

Şahin, konuşmasının ardından bir gazetecinin, ''Emniyetteki 'paralel yapı' operasyonun yargıya da sıçrayacak mı?'' sorusuna, şöyle yanıt verdi:

"Bu, tamamen yargısal bir işlemdir. Haklarında ciddi iddialar vardır. Yasa dışı dinlemeler yaptıkları, hatta bu dinlemelerin devletin en üst kademelerinde görev yapanlara yönelik olduğu şeklinde iddialar vardır. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarının telefonlarının dinlendiği ve bunların yasa dışı yapıldığı ve birtakım sahte belgeler sunulmak sureti ile mahkemelere, bunların yapıldığı şeklinde çok ciddi iddialar var."

"Türkiye bir hukuk devletidir.  Bu iddialar incelenecektir. Kim niçin bu tür yanlışlıkları yapmıştır" diyen Şahin, "Bu, böyle bir soruşturmadır. Sonucunu hep birlikte takip edeceğiz. Bu yargısal süreçlerle ilgili dışarıda uzun boylu konuşmanın, arka planı ile ilgili yorum yapmanın doğu olmayacağını düşünüyorum. Yargı sürecini sabırla bekleyeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

Aynı gazetecinin, ''Yargıya sıçrayacak mı?'' diye sorusunu tekrarlaması üzerine Şahin, "Hep birlikte göreceğiz, takip edin" dedi.

Gazze'ye yapılan yardımların eleştirildiğinin hatırlatılması üzerine ise Şahin, "Biz Filistin ve Gazze'deki Müslümanlara her zaman yardımcı olduk. Onların imdadına yetiştik. Çünkü onların toprakları İsrail tarafından işgal edilmiştir. Onlar öz vatanlarında parya durumuna düşmüştür. O bakımdan ben insanım diyen herkesin görevidir yardım etmek. Bizlerde bu görevimizi yaptık'' diye konuştu.

Bu görevi yaparken eleştirinin de olacağına değinen Şahin, şunları kaydetti:

"Ancak 'Gazzeli Müslümanların başına atılan bombaları atan uçakların yakıtını Türkiye vermektedir' diye iddialar var. Bunların hiçbiri doğru değildir. Biz, İsrail'e jet yakıtı vermiyoruz. Bizim yolcu uçaklarımız Tel Aviv'e yolcu taşır, İsrail hava yollarına ait uçaklar da Tel Aviv'den Türkiye'ye yolcu taşır. Tel Aviv uçağı Türkiye'ye geldiğinde havaalanından yakıt alır, bizimki de Tel Aviv'den yakıtı bitmişse yakıt alır. Bunu kastediyorlarsa bu gayet doğal bir şeydir. Arabanızla Karabük'e gittiğinizde yakıt biterse gidip istasyondan almayacak mısınız? Bunları birbirine karıştırıyorlar."

 

Kaynak:Haber Kaynağı