Emniyet Teşkilatına teşekkür


Haydi, çık pazara her şey satılık

Üç otuz paraya her şey satılık

Dostluk, şeref, namus hep haraç mezat

Üstte başta ne varsa her şey satılık


2 yıl önce köşemden Zülfü Livaneli’nin sözleriyle seslenmiş, sonra da “Nasıl bu hale geldik?” diye sormuştum.

Her şey iyi gidiyordu hani, kriz de kalmamıştı…

Ben, “Nasıl oldu da Romen, Bulgar, Rus… Şimdi de, Anadolu’nun bağrından çıkmış canlar satılık! Otelde, motelde, arabada derken şimdi de gazete ve internette, kartvizitlerle çocukların namusları satılık!

Buna dur diyecek kahramanlar aranıyor, ancak bulunamıyor. Anne, baba kendi derdine düşmüş, çocukların gözü önünde analar satılık” demiştim.

Sonra da sayın emniyet müdürümüze seslenmiş ve mahalle arasındaki kartvizitli fuhşun önlenmesini istemiştim. Ayrıca bu konuyu ilgili yerlerle de paylaşmıştım.

Tam umudumu yitirmiştim ki; Konya Emniyeti’nin bu konu ile ilgili çalışması gündemi meşgul etti.

Ben de bu vesile ile başta Konya Emniyet Müdürümüz Sayın Hüseyin Namal ve tüm takım arkadaşlarına sonsuz teşekkür ediyorum…

****

MESAİ SAATLERİ, EMEKLİ MAAŞLARI VE

MEMUR SAYISI, TEKRAR GÖZDEN GEÇİRİLEMEZ Mİ?


Enerji Bakanımız Taner Yıldız, gün ışığından daha fazla yararlanmak ve verimliliği artırmak için memurların mesaisinin sabah saat 6-7 civarında başlatılabileceğini söyledi. Yan gelip yatanlar kıyameti kopardı.

Ben de bu konuyu araştırmak istedim. Bizden önce 3 kıtada at koşturmuş ecdadımıza baktım. Osmanlı döneminde de çalışanların mesaisi sayın bakanımızın şu an istediği gibi çıktı.

Osmanlı İmparatorluğu'nda mesai sabah namazından sonra başlar, akşam namazından yaklaşık iki saat kadar önce ikindi sıralarında biterdi. Memurların günlük mesaileri 9-10 saat sürmekteydi. Mesai saatlerinin başlangıç ve bitişleri mevsimlere göre değişirdi.

Günümüzde en fazla tartışılan bir başka konu: “Memur sayısı ve Emeklilik yaşı!” Emeklilik yaşı bizde 65, “Osmanlı’da ise hizmet eden memurların görev süreleri çok uzundur. Memurlar, çok gerekmedikçe emekli olmazlar, ağır hasta veya oldukça yaşlanmadan görevi bırakmazlardı. Bürolarda 50 yıldan fazla çalışanlara rastlanıldığı gibi, 90-100 yaşlarına kadar memuriyette bulunanları tespit edebiliyoruz.” Emeklilikte en önemli faktör, memurların gözlerinin görme gücünün zayıflaması ve hareket kabiliyetlerini yitirmeleriydi. Memurlar iş göremeyecek hale geldikleri zaman, durumları hekimbaşı tarafından kontrol edilir, bu görevlilerin raporları hastalığı teyit ederse, ancak o memur emekli edilirdi.

Memurların çoğu devletten maaş da almazlardı. Bürokrat ve memurların asıl gelirleri çalıştıkları devlet dairelerinde yaptıkları işler karşılığında, iş sahiplerinden aldıkları harçlardı. Bürolarda yapılan işlerden alınacak harç miktarı devlet tarafından kanunla belirlenmişti. Keyfiyet söz konusu olamazdı. Bürokrat ve kıdemli memurların elbise, et, ekmek, odun, atları için ot, arpa vs. gibi birçok ihtiyaç maddesi de devlet tarafından karşılanırdı.

Osmanlı döneminde, imparatorluğun büyümesine paralel olarak merkezi bürokrasi de büyüyüp, gelişti ve belirli sahalarda uzmanlaşmış memur sayısı arttı. 16. yüzyılın başlarında 20-30 kişi olan memur sayısı, 16. yüzyılın sonunda 100'ü geçmiş, 18. yüzyıl sonlarında ise 1000 kişilik bir memur sayısı ortaya çıkmıştı. “Devlet güçlü iken memur sayısı ve külfeti az, Devlet gücünü kaybetmeye başlayınca memur sayısı ve külfeti fazla!”

Şu anda sadece Çankaya Köşkü’nde, çalışanlar dikkate alınsa bile “471 Memur” ediyor; günümüzle o günler arasındaki uçurum ortaya çıkmaktadır.

Osmanlı’daki emeklilik anlayışı ve mesai saati ile, günümüz çağdaş dünyasının mesai saatleri ve emeklilik anlayışı birbiriyle tamamen örtüşürken, bizdeki çağdaş yaygarayı anlamakta güçlük çekiyorum.

Tam biz bunları tartışırken emekli milletvekillerinin maaşı 8 bin TL oluvermiş. Çok hem de çok anormal bir artış, “Tüm emeklilere yüzde 5 zam, emekli milletvekillerine yüzde 100 zam!” Yazılı ve görsel basın bu habere kilitlendi. İlk anda bu artış bana da çok fazla geldi, meclis başkanımız Sayın Çiçek’in açıklamasını da çok garip ve talihsiz bir açıklama olarak değerlendirdim.

Sonra da kendi kendime sordum. “Emekli milletvekillerine yapılan artış mı fazla? Yoksa diğer emeklilere yapılan artış oranımı az?”

Emekli milletvekillerine yapılan artış kesinlikle fazla değil. Ülkemizde şartlar açık ve net, diğer emeklilere Allah ecir, sabır versin; çünkü aldıkları maaş gerçekten çok komik. Durum böyle olunca da tabiî ki emekli milletvekili maaşlarındaki artış gündeme oturuyor, çünkü yapılan bir haksızlık var.

Buradan yola çıkarak ülkemizdeki bazı bankacıların emekli maaşlarını da araştırmak istedim.

Araştırıp sonuçları görünce de emekli milletvekili maaşlarına şükretmeye başladım. Keşke araştırmasaydım. Çünkü yüksek maaş alan emekli bankacı bürokratların sayısı 4 bin 350 kişi. Bu sayıdan 71 emekli bankacının maaşı ise 10 bin ila 31 bin lira arasında değişiyor. Mesela Yaman Törüner: 31 bin 544 TL, Nedim Usta: 31 bin 114 TL, Bediz Demiray: 22 bin 964 TL, Zeki Şener: 21 bin 570 TL, Ali Vahit Özbayer: 20 bin 848 TL, Ali Atila : 18 bin 346 TL emekli maaşı alıyorlar.

Sakın bu rakamları abartılı bulmayın, çünkü benim ulaştığım rakamlar 3 yıl öncesinin rakamları…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum