Maden 301 insanımızı yuttu,

Bundan sonra konuşma zamanımı?,

Yoksa yaraları sarma ve yeni kazaların olmaması için çözüm üretme zamanımı?,

Eğer televizyon ekranlarında mutlaka konuşacaksak, bu konuşmalar kaza nın sorumlularını bulmak ve onlarla hesaplaşmak için olmalı,

Hükümet düşürmek için konuşur, yada meydanlara çıkar eski müzmin hastalığımızı tekrarlarsak, bunun doğuracağı sonuçların siyasi hesabı çok ağır olacaktır.

Ölenler öldü, onlara Allah rahmet etsin, mekanları cennet olsundan başka bir şey yapamayız, ancak; bu kazayla ilgili her şeyin, bütün hataların, bütün zaaf noktalarının en ince detaylarına kadar ortaya çıkarılmasını sağlayabilir ve bütün aktörlerin sorumluluklarını ortaya dökebiliriz..

Şu anda kafalarda binlerce soru işareti var.

Ölen yakınları ve tüm Türkiye bu soruların cevabını merak ediyor. Çünkü bu olay basit bir kaza olmasının çok ötesinde, bir milli  felakettir.

 Mesela son dönemde bu kadar sık denetlenen bir işletmede, bu kazayla birlikte bu kadar çok ihmalin ve eksikliğin ortaya çıkmasının sebepleri nelerdir?

İş güvenliği denetimleri her yerde böyle mi yapılıyor? Gelenler ziyafet masalarından sonra ceplerine konulan zarfları alıp evlerinin yolunu mu tutuyorlar?. İşte bunların incelenmesi gerekiyor.

Birde, her işçiden her ay bir yevmiye alan  sendikalar, Maden Mühendisliği odası, neden bu olayın farkında değillerdi? Hesap sorulacaksa bunlarında hesabı sorulmalı.

Peki öylemi yapıyoruz?

Yine “O şahsın” adamları, Soma faciasından sonra meydanlarda. Her yer savaş alanına döndü her yer yakılıp yıkıldı milli servete zarar verildi. “Koyun can derdinde, kasap et derdinde.” Somada kan var, gözyaşı var, ama birileri bunun üzerinden siyaset yapmaya çalışıyor.

Bir vatandaşımız televizyon ekranlarına çıkıyor BBC, CNN muhabirlerinin vatandaşların eline kağıt tutuşturup ekran karşısında şunları oku diyormuş, ne bu kanallar nede işletmenin patronu ve sorumlusu tartışılıyor,

Tartışılan konuşulan tek şey, hükümetin zaafı var mı?

Amaç; başbakanı istifa ettirerek Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi verebilecekleri  kadar zarar vermek.

Biz bu filmi daha önce gördük be uşaklar, yemeyiz artık.

Peki yapılması gerekenler belli olmasına rağmen  bu insanlar bunları neden yapmıyor  acaba?

Onların dertleri, “üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek” iktidarın adamlarının Soma”lı maden iflçilerinin aileleriyle kavga ettirmek Sonrada tüm halkı  sokağa dökmek istiyorlar. Ve bunun için de yine sosyal medyayı kullanıyorlar.

Çok ilginç, bir dostum ve meslektaşımda Elhamdülillah sosyal medyayı kullanmıyorum diye Öğünüyor. Sevgili dostum, vallahi Bunların hepsi vampir, daha fazla kan, daha fazla gözyaşı istiyorlar. Ne olur gel sende kullan ki, bu vampirler daha az kan emsinler,

Bunlar o kadar cahil ki, bunların gözleri o kadar kararmış ki, Bu olayların geri teptiğini görmek, anlamak bile istemiyorlar..

Buradan aşağıdaki soruları sormak istiyorum

Bu olayların, Cumhurbaşkanının Çin gezisi öncesine denk gelmesi tesadüf müdür?. Bu kaza nın gezinin yıldönümü öncesine gelmesine ne dersiniz?. O Şahsın kehanetçileri, dağılan müritlerine yakında olacaklar hakkında hep mesaj gönderiyorlardı, bu mesajlarda bahsettikleri felaket ve mutlu son bu muydu?.

Mavi Marmara’nın yıldönümü 31 Mayıs, Taksim Gezi Parkı olayları 28 Mayıs

Günlerce trafo yalanı ile oyalandık. Trafo Hâlâ sapasağlam yerinde duruyormuş. Peki bu yalanı kim niçin uydurdu?..

İnsanları Trafo ile uğraştırırken diğer tarafta atı alan Üsküdar”ı geçti de bizim haberimiz mi olmadı?

Belkide sabotaj dersem, hocam entrika üretmeyin diyenleri duyar gibiyim. Onun için sabotaj demeyeceğim.

Soma faciasının üzerinden kaç gün geçti. İçeride ve dışarıda Suçlu, sorumlu, kusurlu olan kim, kimler?. Hükümet mi?, ocak yetkilileri mi?  Ya da çalışanlardan biri mi? yoksa sadece tutuklanan 5 kişimi?

Şimdi herkes gerçeğin, ama sadece gerçeğin, ortaya çıkartılmasını suçlu ve sorumlular hakkında gerekenin yapılmasını istiyor,

İşte o zaman acılar diner…