Ekonomi Bakanı Zeybekci:

Ekonomi Bakanı Zeybekci:

"(Faiz indirimi) Bu döviz dalgalanmaları yaşanmadan önce çok daha rahat yapılabilir olarak görüyorduk. 2014 yılı Ocak ayından bu yana ortalama yüzde 3 civarında ekstra faiz olarak bu ülkenin tüm ekonomisinin bunu yaşaması, Türkiye'de yaklaşık 15 milyar do

ANKARA (AA) - Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, faiz indirimine ilişkin, "Bu döviz dalgalanmaları yaşanmadan önce çok daha rahat yapılabilir olarak görüyorduk. 2014 yılı Ocak ayından bu yana ortalama yüzde 3 civarında ekstra faiz olarak bu ülkenin tüm ekonomisinin bunu yaşaması, Türkiye'de yaklaşık 15 milyar dolar ekstra bir yük getirir" dedi.

Zeybekci, bir televizyon kanalında katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Büyüme beklentisinin ne olduğunun sorulması üzerine Zeybekci, yüzde 2,7-2,9 aralığında tahmininde bulunduğunu söyledi.

Zeybekci, tahminin hedeflenenin neden bu kadar altında olduğunun sorulması üzerine de "2014 yılında Ukrayna-Rusya krizine rağmen, güneyimizde Irak yüzde 20'ler seviyesinde eksi, Suriye öyle. Avrupa Birliği yüzde 1'in altında bir büyümeye rağmen, Türkiye ihracatını yüzde 5 artırarak büyümesini de ihracata dayandırdı. Bu büyümeye ihracatın katkısı yüzde 2 seviyesinde" ifadelerini kullandı.

Bu gelişmelere rağmen Türk ekonomisinin, iç piyasada istenilen büyümeyi, katkıyı veremediğini belirten Zeybekci, ancak her şeye rağmen bunu başarılı bir büyüme olarak gördüğünü söyledi.

Türkiye'de faiz tartışması bitti mi?" şeklindeki soruya karşılık da Zeybekci, faiz tartışmasının bitmediğini belirtti. Türkiye'de hiç kimsenin 'bu faiz oranları büyümeyi destekler, yatırım yapılabilir, bu oranlar ihracatı ve istihdamı artıran oranlardır' diyemeyeceğini ifade eden Zeybekci, bunun yatırım yapılabilir seviyeye gelmesini istemenin en doğal hakları olduğunu söyledi.

-"15 milyar dolarlık yük"

Zeybekci, "Faiz düşürülmeli mi yoksa başka yollarla faizin düşmesini mi beklemeli?" yönündeki soru üzerine, dünyada 2014 yılının başından itibaren daha de belirginleşen ABD'deki parasal daralma ile ABD'nin istediğini elde ettiğini kaydetti.

"Dünya bunun rahatlığını yaşadı büyüme ile ilgili iyi rakamlar almaya başladı, istihdamla ilgili iyi rakamlar almaya başladı bir rahatlama başladı" ifadelerini kullanan Zeybekci, ancak AB'nin istediği sonuçları alamadığını bildirdi.  Zeybekci, şu değerlendirmelerde bulundu:

"AB dedi ki 'parasal genişlemeye devam edeceğim, avronun değerlenmesini müsaade etmeyeceğim' gibi tam tersi hareketlerde bulundu. Türkiye olarak bizim yapmamız gereken evet ABD'nin yapmış oldukları, negatif bir etki dünyada estirecektir ama Türkiye dış ticaretinin yüzde 40'ını AB ile yapan doğrudan sermaye girişinin yüzde 72'sini AB'den sağlayan Türkiye'nin AB'nin almış olduğu kararlardan daha fazla etkileneceğini bizim öngörmemiz ve ABD'den kaynaklanan negatifliği fazlasıyla pozitif olarak nötralize edeceğimizi öngörmemiz gerekiyordu. Dolayısıyla piyasayı gelecekte gidecek olduğu yere doğru öngörüp piyasayı oraya doğru Merkez Bankasının daha hızlı sürüklemesi gerekiyordu."

"O zaman daha önce düşmeliydi diyorsunuz?" şeklindeki soruya karşılık da Zeybekci, şunları kaydetti:

"O dönemde 2014'ün Ocak ayında artışta bir abartma olmaması gerekiyordu, sonra da düşerken çok çekingen davrandık. 'Önce piyasayı bir görelim piyasa ne yapacak sonra biz düşürürüz' değil. Piyasayı çok tatlı bir şekilde öngörüleriniz doğrultusunda yönlendirmek ve piyasayı istediğiniz şekilde aşağıya doğru çekme görevini yapmak lazım. O zaman bu düşürmeleri piyasanın önünden giderek yapmak lazımdı. Bu döviz dalgalanmaları yaşanmadan önce çok daha rahat yapılabilir olarak görüyorduk biz bunu. 2014 yılı Ocak ayından bu yana ortalama yüzde 3 civarında ekstra faiz olarak bu ülkenin tüm ekonomisinin bunu yaşaması, Türkiye'de yaklaşık 15 milyar dolar ekstra bir yük getirir. Bu hedefleri gerçekleştirmek üzere enstrümanların nasıl kullanılacağı ile yetkili olanlar da bağımsız kurumlardır. Merkez Bankası da bunlardan birisidir. Daha cesur olabilirdik".

-"Seçimlerden sonra büyüme eksenli ekonomi yönetimi olmalı"

Moody's'in 'kurlardaki bu hareketlilik ekonomideki yavaşlama bankaların görünümünü negatif etkiliyor karları azalacak' görüşünü nasıl değerlendirdiğinin sorulmasına karşılık da Zeybekci, bu yorumun son derece sağlıksız olduğunu savundu.

Türkiye'de bankacılık sisteminin AB üyesi 28 ülkenin içinde sermaye yeterlilik oranı anlamında 25 AB üyesi ülkeden daha sağlam durumda olduğunu belirten Zeybekci, "Yüzde 8 olması gereklidir' denilirken Türkiye'deki tüm bankaların ortalaması yüzde 16’dır. Böyle bir şeyde bankacılık sisteminin böyle bir yorumlamaya tabi tutulmasını doğru bulmuyorum. Orada denmeye çalışılan, Türkiye'deki bankalardan kredi kullanan firmaların bu kur artışından kaynaklanan endişelerden veya negatifliklerden dolayı borçlarını geri ödemede mükellefiyetlerini yerine getirmede sıkıntı yaşayacaklarından dolayı bankalarda sıkıntı yaşam ihtiyacı vardır" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin bu yüksek faiz oranını hak edecek bir ekonomik yapıya sahip olmadığını belirten Zeybekci, çok daha güçlü, çok daha dinamik ve gelecek vaadeden bir ekonominin olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin bilinçli şekilde büyümek zorunda olduğunu vurgulayan Zeybekci, 2015 seçimlerinden sonra oluşacak ekonomi yönetiminin büyüme eksenli olması gerektiğini kaydetti.

- Açıklanacak istihdam paketi

Gelecek hafta açıklanacak paketten neler beklendiğinin sorulmasına karşılık da Zeybekci, burada istihdamı teşvik eden çalışmalar, ileri teknoloji yatırımlarını ve yüksek teknoloji ihracatını destekleyen teşviklerin bulunduğunu bildirdi.

Türkiye'nin 25 ayrı dönüşüm programında yaklaşık olarak 1250 civarında eylem planıyla aslında çok başka bir hikayeye geçtiğine işaret eden Zeybekci, şöyle devam etti:

 "Yeni Türkiye 170 milyar dolar değil 500 dolarlık ihracat, 150 milyar dolarlık hizmet gelirleri, her yıl üst üste 100 milyar dolar müteahhitlik hizmetleri dünyaya satabilecek. Türkiye'nin artık hammadde ve enerji geleceğini garanti altına alan yeni bir yapıya geçmesi gerekiyor. Edilgen bir ekonomiden etken bir ekonomiye geçmesi gerekiyor. Türkiye artık kendi coğrafyasında bir tüketim kanallarına hakim olması gerekiyor.  Bu dönüşüm projelerinin aslında altında yatan maksimum 3 yıl içinde yapmamız gereken tüm bu dönüşümlere yönelik Türkiye şu anda çok önemli bir adım atıyor. Pazartesi günü başbakanımızın açıklayacağı yeni şeyler, aksak giden bazı alanlarla ilgili dokunabileceğimiz küçük dokunuşlarla ekonominin daha canlanması, iç piyasanın canlanması, istihdamın canlanmasıyla ilgili atılacak önemli adımlar olacak."

Kaynak:Haber Kaynağı