Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci Berlinde

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci Berlinde

''Tek yapmamız gereken olağanüstü şartları ortadan kaldıracak adımları atarak Türkiye'nin rahatlamasını sağlamamız. Görüşmelerde böyle bir şart asla koşulmadı, koşulamaz da zaten. Olumlu bir görüşmeydi. Bu konularda hep temkinli olmaya çalışırım ama dönüm

BERLİN (AA) - Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Almanya'da gerçekleştirdiği temasların olumlu geçtiğini belirterek, "Bu konularda hep temkinli olmaya çalışırım ama dönüm noktası olarak adlandırılabilir mi? Evet bir dönüm noktası olarak adlandırılabilir diye düşünüyorum'' dedi.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Almanya’nın Berlin kentinde yaptığı görüşmelerin ardından, Büyükelçilikte düzenlediği basın toplantısında, temaslarını değerlendirdi.

Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Brigitte Zypries ve Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ile görüşmelerinin son derece pozitif geçtiğini ifade eden Zeybekci, iki ülke arasındaki mevcut ekonomik ilişkileri değerlendirdiklerini belirtti.

Görüşmeleri cesaret verici olarak niteleyen Zeybekci, iki ülkedeki iradenin yeni şeyler söylenmesi üzerine olduğunu vurguladı. Zeybekci en kısa sürede Türkiye-Almanya Ortak Ekonomik ve Ticaret Komitesi (JETCO) mekanizmasıyla ilgili toplantıların da yapılacağını kaydetti.

Gümrük Birliği’nin güncellemesinde Almanya’nın Türkiye'ye tam desteğini gördüğünü ve Alman tarafının bu desteğin devam edeceğini beyan ettiğini anlatan Zeybekci, görüşmede Türkiye'ye gelen Alman turistlerin sayısının azalmasını konuştuklarını ve Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'in ''Tatil için bu yaz da Türkiye'ye geleceğim'' dediğini aktardı.

Zeybekci görüşmelerde Nazi söylemleri konusunun hiç gündeme gelmediği ve bu konuda herhangi bir diyalog olmadığına işaret ederek, sadece Türkiye'de tutuklu bulunan Die Welt muhabiri Deniz Yücel konusunun gündeme geldiğini ifade etti.

Nihat Zeybekci, Türkiye'nin 15 Temmuz'da darbe girişimiyle olağanüstü bir durum yaşadığına işaret ederek şu değerlendirmede bulundu:

''Geldiğimiz nokta istenen bir nokta değil. Olağanüstü hal istenen bir nokta mı? Değil. Ne Cumhurbaşkanımız ne Başbakan ne de TBMM'deki 550 vekil ne bakanlarımız, hiç birimiz böyle şey istemiyoruz. Bir an önce Türkiye'nin olağanüstü hali gerektiren şartlardan çıkması, bu tehditlerden kurtulması için gereken adımları atmamız gerekiyor. Bunu attığımız anda zaten biz mülkiyet hakları yatırım hukukumuzla, ticaret hukukumuzla, gerekse marka patent temsil, bu anlamdaki hakların korunmasıyla ilgili yaptığımız çalışmalarımızla da bugüne kadar AB uyumuyla ilgili atılması gereken en önemli adımları attık. Kurumların özerkliğiyle, bağımsızlığıyla bu konuda hiçbir tereddütümüz yok. Türkiye'deki yargılamaları uluslararası tahkime ve mahkemelere götürebilme haklarıyla. Tek yapmamız gereken olağanüstü şartları ortadan kaldıracak adımları atarak Türkiye'nin rahatlamasını sağlamamız. Görüşmelerde böyle bir şart asla koşulmadı, koşulamaz da zaten. Olumlu bir görüşmeydi. Bu konularda hep temkinli olmaya çalışırım ama dönüm noktası olarak adlandırılabilir mi? Evet bir dönüm noktası olarak adlandırılabilir diye düşünüyorum.''

- "Amacımız ortak ekonomik ilişkileri daha da artırmak"

Bakan Zeybekci, geçmişte söylenenlerin tek taraflı olmadığına dikkati çekerek, ''Orada Cumhurbaşkanımızla ilgili, ülkemizle ilgili, milli iradeyle ilgili, milletin kararlarıyla ilgili, artı bir demokrasi devrimi ve zaferi olarak tarihe geçecek olan 15 Temmuz gecesindeki milletin muhteşem destanı farklı şekillerde yorumlandı. Unutacak mıyız, yok mu sayacağız? Ben Ekonomi Bakanıyım, buradaki görüşüm şu; siyasi ilişkiler ikili ilişkiler ne kadar güçlüyse, sağlam ekonomik temele dayanıyorsa, sağlam zemin üzerine oturuyorsa, diğer taraftaki olumsuzluklar giderilebiliyor. Ortada kırılacak yumurta az ise sepette yumurta yoksa sepetler birbirine fırlatılabiliyor ama sepet doluysa biraz daha dikkat ediliyor. Amacımız ortak ekonomik ilişkileri daha da artırmak ve Türkiye'nin AB hedefinden asla kopmaması, bu hedeften asla dışlanmaması. Gümrük Birliği'nin güncellenmesini önemsiyoruz.Yapılan analizlerde bu Türkiye ve AB’nin de menfaatine. Onlar da biz de biliyoruz. İki taraf için de pozitif bir gündem bu.'' diye konuştu.

Bir soru üzerine iki ülke arasında yaşanan siyasi gerilim konusuna da değinen Zeybekci şöyle devam etti:

''Her iki tarafın olumsuz şeyler yapması ya da söylemesi, yasaklar, engeller iki tarafın da kaybettiği bir yaklaşım olur. Türkiye de Almanya da kaybeder. Birisi az birisi fazla kaybeder. Sonuçta kazanan ve sevinen kim olur? Bu kimin hoşuna gider, ona bakmak lazım. Hangi terör örgütlerinin işine gelir bunu iyi düşünmek lazım. Alman halkı ya da Türk halkı mı kazanır? Yok ikisi de kaybeder. Alman ve Türk ekonomisi ikisi de kaybeder. Almanya’nın gelecekteki planları ile ilgili olumlu mu olur? İkisi de değil. Bunu yapmamak lazım. O alandan uzaklaşmak lazım. Bir taraf negatif söylediği zaman diğer taraf bir şiddet daha yukarıya doğru gider. Bu atmosferden derhal çıkmak lazım, olumlu şeyler söylemek lazım. Almanya'daki genel seçime kadar olumsuz gerilim artacak mı? Bundan sonra süreci beraber göreceğiz. Beklentimiz pozitif olacak. Almanya Türkiye ilişkilerinde iyileşme bekliyorum, hemen olacağını zannetmiyorum. Ama olumsuza gitmeyeceğini, olumluya doğru evrilme bekliyorum.''

- "İyimserim, iki ülkenin menfaatleri bunu gerektiriyor"

Türkiye ile Almanya ilişkilerinde bundan sonra iyimser olduğunun altını çizen Zeybekci, ''İyimserim, iki ülkenin menfaatleri bunu gerektiriyor. Türkiye ile Almanya’daki aklıselimi, bunu hep beraber görüyoruz. İki ülke birbirini tamamlayıcı özelliğe sahip. İki ülke birbirlerinin en üst düzeydeki ekonomik ortağı, bu bize bir işaret veriyor. Dünyanın her yerinde öyledir istikrar ve öngörülebilirlik. Öngörülebilirliğin özellikle siyasi tarafı vardır. İstikrar anlamında geleceği görebilmek." dedi.

Zeybekci, Türkiye'de halk oylamasıyla koalisyonların artık gündemden kalktığını belirterek, şunları söyledi:

"Türkiye'de siyasi uzlaşma iklimi otomatik hale geldi. Yüzde 50 artı 1'e talip olan hareket, lider, siyasi parti artık Türkiye'de yüzde 65'i kucaklayıp onların değerlerini ikna etmek zorunda. Dolayısıyla siyasi öngörülebilirlikte, otomatik bir denge oluştu. İkincisi evrensel hukuk normlarının hakim olduğu ortamda, yatırımcılar evet ben Türkiye'ye veya Almanya'ya gidersem yatırımlarımın en kötü halde ve en iyi halde başıma neler gelebilir bir öngörülebilirlik. Bunu net bir şekilde görebilirse, adil yargıya kendini teslim edebilirse evrensel hukuk normlarında haklarının korunmasını garanti altına alabildiyse diye bakılır. Türkiye'nin bu çizgiden ayrıldığı söz konusu değil.''

Zeybekci Fransa'da Emanuel Macron'un Cumhurbaşkanı seçilmesine ilişkin olarak da Fransa’daki seçimlerin AB anlamında olumlu olduğuna katıldığını Fransa halkının bir araya gelerek bir politikayı desteklediğinin görüldüğünü sözlerine ekledi.









AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :