ANKARA (AA) - NAZLI YÜZBAŞIOĞLU - Filistin Başmüzakerecisi Saib Ureykat, "Biz Filistinliler eğer görüş ayrılığına düşüyorsak sandığa başvurmalıyız, kurşunlara değil. Hamas'a birlik hükümeti kurulmasını ve ardından halka dönerek genel ve başkanlık seçimlerinin yapılmasını öneriyoruz. Bu, uzlaşının devam etmesi için tek yoldur." dedi.

Ankara'ya resmi ziyareti sırasında Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'a refakat eden Ureykat, Türkiye'nin Filistin davasına yaklaşımı, Filistin meselesinin çözümü için atılması gereken adımlar, Hamas ile El Fetih arasındaki uzlaşı ve birlik arayışlarında gelinen son durumu AA muhabirine değerlendirdi.

Filistin'in Kudüs ve Mescid'i Aksa'nın korunması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) gitme konusunda ısrarcı olduğunu belirten Ureykat, Abbas'ın ziyaretinde bu konunun yanı sıra UNESCO'nun Kudüs hakkında verdiği kararların ve Filistin'in BM’ye tam üyelik başvurusunun da gündemde olduğunu söyledi.

Ziyarette Filistin'de uzlaşı için Fransa'nın barış girişimi çabalarının da değerlendirileceğini dile getiren Ureykat, ziyaretin bir başka başlığının ise Hamas ve El Fetih arasındaki uzlaşı çabaları olduğunu ifade etti.

- Hamas ve El Fetih uzlaşı süreci

Fetih hareketi ve Hamas yetkilileri arasındaki uzlaşı anlaşmasının uygulanması için şubat ayında Katar'ın başkenti Doha'da toplantı yapıldığını hatırlatan Ureykat, şöyle devam etti:

"Şimdi elde etmek istediğimiz şey, Hamas'ı da içeren bir birlik hükümetinin seçime yönelik bir program uygulaması. Biz Filistinliler eğer görüş ayrılığına düşüyorsak sandığa başvurmalıyız, kurşunlara değil. Hamas'a birlik hükümeti kurulmasını ve ardından halka dönerek genel ve başkanlık seçimlerinin yapılmasını öneriyoruz. Bu, uzlaşının devam etmesi için tek yoldur. Umarız Türkiye, Mısır, Katar ve diğer Arap ülkeleri ile Avrupa'da bizi destekleyenlerin yardımıyla Hamas'la bu uzlaşıya varabiliriz. Çünkü şu anda, İsrail bu bölünmeden yararlanıyor, bu bölünmeyi Filistin'de çözümü yok etmek için kullanıyor." diye konuştu.

- Türkiye - İsrail ilişkilerindeki normalleşme süreci

Türkiye-İsrail ilişkilerinde normalleşme sürecinin Filistin meselesinin çözülmesine nasıl etki edeceğini değerlendiren Ureykat, Türkiye'nin İsrail ile 1948'den bu yana ilişkileri olduğunu hatırlatarak, "Filistin meselesi Türkiye için uluslararası değil, iç meseledir. Türkiye her zaman Filistinlilerle omuz omuza olmuş, Filistin halkını desteklemiştir. Ankara'da açılan büyükelçilik ile de Filistin'i tanımıştır. Biz Türkiye'ye ABD, Avrupa, Asya ve İslam dünyasıyla yürüttüğü bütün uluslararası ilişkilerde güveniyoruz." dedi.

- "Demokrasi ve barışın birliğiyle DEAŞ'ı yenebiliriz"

Ortadoğu'da DEAŞ'a karşı yürütülen mücadeleye dikkati çeken Ureykat, DEAŞ'ı yenmek için İsrail'in işgalinin sonlandırılmasına, 1967 sınırlarına dönülmesine ve Ortadoğu'da iyi hükümetlerin, hukukun üstünlüğünün, şeffaflığın, kadın haklarının, insan haklarının hakim olması gerektiğini söyledi.

Bölgede eğitimin iyileştirilmesi, ekonomik ve sosyal yapının değiştirilmesi gerektiğini söyleyen Ureykat, "Demokrasi ve barışın birliğiyle DEAŞ ve aşırıcılıkla mücadele edebiliriz." dedi.

Mısır'ın Gazze ile arasındaki Refah Sınır Kapısı'nı bir hafta süreyle kesintisiz açık tutmasını da değerlendiren Ureykat, Mısır'ın Gazze için yaptıklarını takdirle karşılıyoruz, Türkiye'nin Gazze için yaptıklarını takdirle karşılıyoruz. Ancak Filistinliler olarak biz kendimize uzlaşmamız gerektiğini söylemezsek, bunu kimse söylemez. Bu, bize düşüyor. Bizim uzlaşmaya ihtiyacımız var." diye konuştu.

- ABD Başkanlık seçimleri

ABD Başkanlık seçimlerinden sonra Müslümanların ve Arapların Washington'da çıkarları için konuşabilmelerinin önemini vurgulayan Ureykat, "Şam'da Washington var, Moskova var, Londra var, Paris var, Berlin var. Oraya piknik yapmak için gitmediler. Biliyorlar ki, Sykes-Picot Anlaşması çöktü. Bugün de Ortadoğu'da yeni bir harita çiziliyor." dedi.

Ortadoğu'daki son duruma dikkati çeken Ureykat, “Amerikalılara şunu söylüyoruz. Filistin’e haritadaki yeri iade edilmezse, bölgede istikrarı sağlayamazsınız. Gerçek, bu. Çünkü eşkıya ve katil arasında hiçbir fark yoktur. Eşkıya ve Irak’ta, Suriye’de gazetecilerin kafasını kesen katil arasında fark yoktur, eşkıya ve 18 aylık bebeği yakan katil arasında fark yoktur. Bu, nefret kültürüdür." dedi.

Ureykat, "Eğer ABD, F16'ları, F15'leri, tankları ve silahlarıyla aşırıcılığı yenebileceğine inanıyorsa yanılıyor. Fikirler, silahla yok edilemez." diye konuştu.

Demokrasi ve barış yoluyla aşırıcılığın önüne geçilebileceğini vurgulayan Ureykat, "Eğer, onca can kaybına, yerleşim politikasına, emrivaki yaklaşımlarına, savaş suçlarına, Gazze'deki 1,7 milyon insana yönelik ablukaya, nüfusu ve coğrafyayı değiştirme çabalarına rağmen ABD, hala İsrail'i bir ülke olarak tanımaya devam ederse, cehenneme iniyoruz demektir. Bu durum sona ermeli ve ABD anlamalı ki, eğer bölgede demokrasi, barış ve istikrar istiyorsak, ilk yapmamız gereken İsrail'in işgaline son vermektir." ifadelerini kullandı.

- Fransa'nın barış girişimi çabaları

Ureykat, Fransa'nın 2016 yılı sona ermeden uluslararası bir barış konferansının gerçeklemesine yönelik çabalarının Filistin'de çözüm için çok önemli olduğunu vurgulayarak varılması gereken sonucun 1967 sınırları içinde iki devletli çözüm olduğunu söyledi.

UNESCO'nun Yahudilerce kutsal sayılan Ağlama Duvarı'nın da (Burak Duvarı) içinde bulunduğu Mescid-i Aksa’nın Musevilikle bağına ilişkin herhangi bir ibarenin bulunmadığı yönündeki kararını değerlendiren Ureykat, bu kararın yeni olmadığını söyledi.

Milletler Cemiyeti tarafından kurulan bir heyetin 1930'da Burak Duvarı'nın Müslümanlara ait olduğu kararını verdiğini hatırlatan Ureykat, "Hafızanın, inancın üzerinde egemenlik kurulamaz. Egemenlik, somut şeylere kurulur. Egemenlik, sınırı, insanları, hukuku olan ülkelere kurulur. Biri gelip inancımın üzerinde egemenlik kurduğunu iddia edemez. UNESCO'nun bu kararı da, Milletler Cemiyeti'nin 1930'da yaptığını doğrular nitelikte." dedi.

- Lieberman'ın Gazze'ye ilişkin sözleri

İsrail Savunma Bakanı Avigdor Lieberman'ın bir gazeteye verdiği demeçte, bir daha savaş olması halinde Gazze'nin tamamen yok edileceği yönündeki ifadelerine ilişkin Ureykat, şunları kaydetti:

"Einstein'dan deliliği tanımlaması istenmiş ve o, 'Aynı şeyi, farklı bir sonuç bekleyerek tekrar tekrar yapmaktır' yanıtını vermiş. Lieberman, Netenyahu ve Bennet, barış ve güvenliğe askeri çözümlerle, Gazze'de sivillere yönelik savaş suçu işlenmesiyle, binlerce evi yıkıp masum insanları öldürmekle ulaşılacağını düşünüyor. Buna son verilmeli." diye konuştu.

Filistin'in Uluslararası Ceza Mahkemesine sunduğu dosyalardan birinin İsrail'in 2014'te Gazze'ye yönelik saldırıları olduğunu vurgulayan Ureykat, "Umarım Uluslararası Ceza Mahkemesinde adli komisyon bu konuda yasal soruşturma başlatır ve bir daha Lieberman'ı Gazze'yi böylesi bir savaşla tehdit ederken görmeyiz." dedi.

- FETÖ'nün darbe girişimi

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimini 15 Temmuz gecesi yakından takip ettiklerini ve Türk halkının direnerek demokrasisine sahip çıktığını gördüklerini belirten Ureykat, "Biz Gazze'de darbeden büyük zarar gördük. İşte bu yüzden en kısa zamanda uzlaşmalıyız. Güçlü bir Türkiye güçlü bir Filistin demektir. Güçlü bir Türkiye güçlü bir Orta Doğu demektir. Şunu iyi anlamalıyız ki, Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır ve Filistin için artık Batıya karşı çıkarların dilini konuşma vakti gelmiştir." ifadelerini kullandı.

AA