Durum çok vahim!

Muhabir mikrofonu uzatıyor karşısına gelen vatandaşa, “İftarı ilk hangi şehir açıyor?” diye bir soru soruyor. Cevap, “tuzla, suyla, hurmayla, zeytinle” olunca muhabir “Yok, ilk hangi şehir açıyor iftarını?” diye soruyu yeniliyor, bu sefer cevap “Ankara” oluyor. “Değil” denince başlıyor saymaya, “Karabük, Trakya, Tekirdağ, Çorum, Tokat…” Muhabir, “Biraz daha doğuya doğru” deyince, “Sivas, Erzincan, Malatya, Diyarbakır…” şeklinde saymaya başlıyor ve en sonunda film kopuyor. Son karar, “Almanya” oluyor…

Başka bir vatandaşa tutuldu mikrofon ve aynı soru soruldu. Kısa bir düşünmenin sonunda “İslam ülkeleri olarak eeee” dedikten sonra cevabı yapıştırdı “Konya’da” diye. Muhabir “neden?” deyince, “Konya çok tutucu olduğu için belki de öyle düşündüm, İstanbul’da da çok tabi, tabi burası İslam ülkesi her yerde açılıyor, ama…” Muhabir müdahale etti, “İlk hangi şehirde iftar açılıyor, zaman olarak” deyince, adam cevabını değiştirdi bu sefer “İstanbul” dedi. Niye, denince de, “Avrupa ülkelerine çok yakın olduğu için” demez mi? Muhabir ipucu verdi, “güneş nereden doğar?” diyerek, adam haaa dedikten sonra yine “İstanbul” dedi…

Başka bir kanalın muhabiri mikrofonu bir ağacın gölgesinde oturan adamlara uzatıyor ve “YAŞ kararları hakkında ne düşünüyorsunuz?” diyor. Mikrofona yakın olan adamcağız, biraz düşündükten sonra, “Yaş önemli tabi, eskiden yaşlıya saygı duyulurdu, mesela benim yaşım 70 ama eskisi gibi değil, büyük büyüklüğünü, küçük de küçüklüğünü bilmiyor” şeklinde bir cevap verdi…

Bir başka kanalın sokak röportajlarında ise referandumda ‘evet’ mi ‘hayır’ mı verecekleri soruldu rasgele vatandaşlara. Cevaplar çok enteresandı…

Kimse bize bişey anlatmıyor…

Bilmiyoruz ki…

Evet vereceğim, başbakana çok güveniyorum…

Tabi ki hayır, akp getiriyorsa hayır…

Henüz karar vermedim…

Aynı anda iki fakülte mezunu olan çok zeki ve çok sevdiğim bir delikanlıya ben sordum bu sefer oyunun ne olduğunu. Bana ‘hayır’ vereceğini söyledi. Niye dedim, içeriğini bilmediğini, kimsenin bilgi vermediğini o yüzden hayır vereceğini söyledi. Sonra ilave etti, “evet demem için hiçbir neden yok” diye. Ben de ona “evet’e nedenin yoksa hayır’a nedenini söyle belki biz de ikna oluruz” dedim…

Bilmiyordu, neden hayır vereceğini…

Ama neden evet vermeyeceğini de bilmiyordu…

Öyle olmadığında ısrar etse de tamamen ideolojikti kararı…

Uzun uzun konuştuk kendisiyle ve durumumuzun çok vahim olduğuna karar verdim…

Bir yanda cahilliğin zirvesindeki adamların basit sorulara verdikleri cevaplar diğer yanda okulunu birincilikle bitiren pırıl pırıl bir genç ve yaşadıkları ülkenin nereye gittiğinden, üzerinde nefes aldıkları zeminin kaymakta olduğundan bihaber vaziyetleri…

Ürktüm, endişelendim…

Üç hafta sonra halkoylamasında ‘hayır’ vereceğini söyleyenlerin neredeyse tamamının ideolojik bir karar verdiklerini söyleyebilirim. Evet vereceklerin ise yarıdan fazlasının ideolojik karar verdiğini kalanların ise aklı selimle hareket ettiğini düşünüyorum…

Ramazan mübarek günde aç-susuz vatandaşa niye ‘evet’ veya ‘hayır’ oyu vermesi gerektiğini anlatan siyasiler var ya, inanın boşuna çalışıyorsunuz…

Birinizin evet’e ikna ettiğini az sonra başkası hayır’a razı ediyor. Kimse gerçekten bişey bilmiyor, bilmek de istemiyor, kafası da basmıyor…

Ne kadan tembel, ne kadan vurdumduymaz bir insan yığını haline gelmişiz meğer…

Durumumuz çok vahim…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum