Dünya, Kaşıkçı olayında Suudi Arabistan'a iş birliği çağrısında bulunuyor

Dünya, Kaşıkçı olayında Suudi Arabistan'a iş birliği çağrısında bulunuyor

ABD'den Avrupa ülkelerine, Kanada'dan Pakistan'a birçok ülke ve uluslararası kuruluş, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili soruşturmada Suudi Arabistan'a şeffaflık ve iş birliği çağrısı yapıyor

ABD'den Avrupa ülkelerine, Kanada'dan Pakistan'a birçok ülke ve uluslararası kuruluşlar Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili soruşturmada Suudi Arabistan'a şeffaflık ve iş birliği çağrısında bulunuyor.

Kaşıkçı'nın 2 Ekim'de Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna girdikten sonra kaybolmasının ardından bazı ülkeler ve uluslararası kuruluşlardan Riyad'a olayın çözülmesine yönelik iş birliği çağrıları hız kazandı.

 

- Uluslararası kuruluşlar

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, 13 Ekim'de Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın kaybolmasına ilişkin, ''Gerçeğin ortaya çıkması, tam olarak ne olduğunun ve kimin sorumlu bulunduğunun netleştirilmesi gerek.'' dedi. Bu durumdan endişe duyduğunu belirten Guterres, ''Bu tür olayların sayısı artıyor ve uluslararası toplum buna izin vermemedir." diye konuştu.

Kaşıkçı olayının aydınlatılmasını isteyen Guterres, ''Gerçeğin ortaya çıkması, tam olarak ne olduğunun ve kimin sorumlu bulunduğunun netleştirilmesi gerek." ifadelerini kullandı. Guterres, bu tür olaylar karşısında ''hesap verilebilirlik'' için yollar bulunması gerektiğini vurguladı.

BM, olayın aydınlatılması için Suudi Arabistan Başkonsolosu ve konsolosluk çalışanlarının dokunulmazlığının kaldırılmasını istedi. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, bugün yaptığı yazılı açıklamada, Suudi Arabistan'ı, Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın "ortadan kaybolması" ve "muhtemel yargısız infazına" ilişkin tüm bilgileri açıklamaya davet etti.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, dün Lüksemburg'da düzenlenen AB Dışişleri Konseyi toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında, AB dışişleri bakanlarının "Suudi Arabistan yetkililerinin Türkiye ile iş birliği içinde tam bir araştırma yapılması" konusunda mutabık olduğunu söyledi.

AB Komisyonu Sözcüsü Carlos Martin Ruiz De Gordejuela da 8 Ekim'de yaptığı açıklamada, olayı yakından takip ettiklerini belirterek "Suudi Arabistan'dan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın durumunu netleştirecek bir açıklama bekliyoruz." dedi.

AB Komisyonu Sözcüsü Maja Kocijancic de 11 Ekim'de yaptığı açıklamada, Kaşıkçı'nın kaybolmasına ilişkin şeffaf ve kapsamlı soruşturma yapılması beklentisinin Suudi yetkililere doğrudan iletildiğini açıkladı.

Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölge Direktörü Heba Morayef, olaydan Suudi Arabistan'ı sorumlu tuttu. Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta düzenlenen basın toplantısında konuşan Morayef, Suudi Arabistan'ın, Kaşıkçı'nın akıbetini açıklaması gerektiğini ifade etti. Morayef, örgütün Kaşıkçı olayına ilişkin tutumuna dair ise "Zorla kaybettirme ve öldürme suçları kabul edilemez." dedi.

- ABD yönetiminden açıklamalar

ABD Başkanı Donald Trump, olayın başından itibaren konuya ilişkin birçok açıklama yaptı.

Trump, 10 Ekim'de Beyaz Saray’da basın mensuplarının sorularını yanıtlarken, "Bu durum Beyaz Saray’da bizim için çok önemli bir mesele. Sonuna kadar gideceğiz." diye konuştu. Trump, konuya ilişkin Türkiye ile yakın çalıştıklarını vurguladı. Trump ayrıca Kaşıkçı’nın nişanlısıyla da görüştüklerini dile getirerek, kendisini Beyaz Saray’a davet ettiklerini belirtti.

Trump son olarak da dün Kaşıkçı'nın akıbeti hakkında Beyaz Saray'ın bahçesinde basın mensuplarına değerlendirmeler yaptı. Dün sabah saatlerinde Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ile telefonda Cemal Kaşıkçı konusunu görüştüğünü aktaran Trump, Kral Selman'ın "Kaşıkçı'ya ne olduğu konusunda bir bilgiye sahip olduklarını kesin bir dille reddettiğini" söyledi.

Amerikan CBS kanalına verdiği bir mülakatta da Kaşıkçı'nın akıbetini henüz tam olarak bilemediklerini ve Suudi tarafıyla yaptıkları görüşmelerde iddiaların reddedildiğini aktaran Trump, Kaşıkçı'nın Suudiler tarafından öldürüldüğüne yönelik iddialara ilişkin, "Eğer durum böyleyse bu bizi çok kızdırır. Yakın bir gelecekte elimizde bir yanıt olacaktır." ifadelerini kullandı.

Kaşıkçı hakkındaki mevcut iddiaların doğru olması durumunda kendi yönetiminin ne tür yaptırımlar getireceğine ilişkin soru üzerine Trump, Riyad ile yaptıkları askeri anlaşmaların devam etmesini istediğini vurguladı. "Bu siparişleri almak isteyenler var. Rusya var, Çin var, biz varız." diyen Donald Trump, Suudi yönetimiyle yaptıkları 110 milyar dolarlık silah satım anlaşmasının devam etmesi gerektiğine inandığını dile getirdi.

ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi ise Trump'ın, Kaşıkçı'nın akıbeti hakkında "Küresel Magnitsky İnsan Hakları Sorumluluk Yasası" kapsamında soruşturma açması talebinde bulundu.

Öte yandan, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo konuyu görüşmek üzere Suudi Arabistan'a gitti. Pompeo yarın da Türkiye'ye gelecek.

- Pakistan'dan "Kaşıkçı" açıklaması

Pakistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Muhammed Faysal, konuya ilişkin soruya verdiği yazılı cevapta, "Türkiye ve Suudi Arabistan'ın sorunun çözümü için ortak çalışması memnuniyet verici. Pakistan, Türkiye ve Suudi Arabistan ile yakın ve kardeşçe bir ilişki içerisindedir. Umudumuz iki kardeş ülkenin bu sorunu ortak bir şekilde ele alıp çözmesidir." değerlendirmesini yaptı.

- Kanada

Kanada Başbakanı Justin Trudeau da 12 Ekim’de, "Suudi Arabistan ile ilgili insan hakları konusunda net ve kararlı olduk ve olmaya da devam edeceğiz." dedi.

Frankofoni Zirvesi için Ermenistan'da bulunan Trudeau, gazetecilere verdiği demeçte, kendisinin Suudi Arabistan'da insan hakları konusunda ciddi girişimlerde bulunduğunu söyledi. Trudeau, "Suudi Arabistan'da insan hakları konusundaki kaygılarımız çerçevesinde uzun yıllardan beri hem özel hem de kamusal alanda son derece aktif bir şekilde faaliyet gösteriyoruz. İnsan hakları konusunda net ve kararlı olduk ve olmaya da devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Kanada Başbakanı Trudeau, "Kanada, Kaşıkçı'nın ortadan kaybolması hakkındaki iddiaları ciddiye alıyor. Bu konu hakkında yorum yapabilmek için daha çok bilgiye ihtiyacımız var." dedi.

- Avrupa ülkelerinden Suudi yönetimine iş birliği çağrısı

Avrupa ülkeleri, Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili süreçte Suudi Arabistan'a şeffaflık ve iş birliği çağrısında bulundu.

İlk olarak 8 Ekim'de Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Christofer Burger ile Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Agnes Von Der Mühll, ayrı ayrı yaptıkları açıklamalarla Kaşıkçı'nın akıbeti hakkında endişeli olduklarını dile getirdi.

Ertesi gün de İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, Kaşıkçı'nın durumuyla ilgili görüştüğü Suudi mevkidaşına, Türkiye'nin yürüttüğü soruşturmada tam iş birliği yapmaları çağrısında bulundu.

Almanya Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, 12 Ekim'de, şüphelerin dehşet verici olduğunu vurgulayarak, "Bu olayın mümkün olduğunca hızlı ve ayrıntılı bir şekilde aydınlatılması lazım. Suudi Arabistan'ın da bu aydınlatmaya kapsamlı bir şekilde katılması lazım." diye konuştu.

Kaşıkçı'nın binaya giriş görüntülerinin yayımlanmasının ardından endişeler daha da artarken bu hususta, Avrupa'dan ilk düzey tepki Fransa'dan geldi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, aynı gün iddiaların çok ağır olduğunu, olayla ilgili tüm ayrıntıların gün yüzüne çıkarılması gerektiğini söyledi. Gazetecinin kaybolmasını "aşırı kaygı verici" olarak tanımlayan Macron, "Olayla ilgili soru işaretleri ortadan kaldırıldıktan sonra bir pozisyon belirleyeceğim." dedi.

İngiltere, Fransa ve Almanya dışişleri bakanları, önceki gün ortak açıklama yayımlayarak, Suudi Arabistan hükümetini olayla ilgili "tam ve ayrıntılı bir cevap" vermeye çağırdı.

İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, dün Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Londra'da gerçekleştirdiği görüşmenin ardından "Cemal Kaşıkçı olayı derin bir kaygı kaynağı olmayı sürdürüyor. Bugün bizzat Sayın Çavuşoğlu'na da yinelediğim gibi İngiltere, Türkiye'nin olayla ilgili soruşturmasını bütünüyle destekliyor." ifadelerini kullandı.

Avrupa'dan yükselen çağrılara son olarak İspanya katıldı.

İspanya Hükümet Sözcüsü Isabel Celaa, ifade ve basın özgürlüğünün demokratik bir devlet açısından önemine dikkati çekerek, "İspanya, başta AB üyeleri olmak üzere diğer ülkelerin dile getirdiği endişeleri paylaşıyor ve şeffaf ve acil bir soruşturma istiyor." dedi.

 

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :