ADIYAMAN (AA) - Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun, "Türkiye'nin uluslararası düzeyde, Avrupa standartları düzeyinde, din ve vicdan özgürlüğüne sahip bir sistem kurmasını savunuyoruz" dedi.

Altun, bir konferansa katılmak üzere geldiği Adıyaman'da basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Türkiye'de din ve vicdan özgürlüğü konusunda üst düzeyde görüşmelerin devam ettiğini belirten Altun, temel sorununun halledilmesi için çaba sarf ettiklerini söyledi.

Türkiye'deki birçok sorunun daha önce dünya gündeminde olduğunu aktaran Altun, bu sorunlardan insan hakları, işkence ve iç savaş gibi meselelerin giderildiğine ve gerilediğine dikkati çekti.

Avrupa Birliği ve diğer uluslararası kuruluşların raporlarında öncelikli sorunun din ve vicdan özgürlüğü olduğunu vurgulayan Altun, şöyle konuştu:

"Bu tabi 1925'te başlanmış, bugüne kadar devam edip gelmiştir. Yani hiçbir reform görmemiştir. Hatta daha katı kurallar konulmuş. Bu kuralların kaldırılması ile Türkiye'nin uluslararası düzeyde, Avrupa standartları düzeyinde, din ve vicdan özgürlüğüne sahip bir sistem kurmasını savunuyoruz. Şuanda da bunlar gündeme geliyor. Türkiye'de inanç kesimleri arasında bir sorun yok. Şuanda gayri müslümlerin bütün inanç varlıkları, vakıf varlıkları iade edildi. Herkes destek verdi. Biz de destek verdik."

İnançlarla devletin ilgilenmemesi gerektiğine işaret eden Altun, insanların inançlarla ilgili ibadetini, hizmetlerini özgürce kendi iradeleri ile yapması gerektiğini dile getirdi.

- Dersim olayları ve çözüm süreci

Dersim olaylarındaki perdenin aralanması gerektiğinin altını çizen Altun, bu olayların aydınlatılmasında kimsenin zararının olmayacağını ve Türkiye'nin kazanacağını söyledi.

Geçmişteki yanlışların ve doğruların toplumun önüne koyulması gerektiğini vurgulayan Altun, bu eylemin geleceğin doğru tesis edilmesine yardımcı olacağını belirtti.

Türkiye'nin barışa mecbur olduğunu ifade eden Altun, şunları kaydetti:

"Çözüm süreci en iyi şekilde yapılmaya mecburdur. Çünkü Türkiye bir dünya ülkesi olacaksa artık etnik ve inançsal farklılıklarda insanların istediği şekilde kültürlerini yaşaması lazım. Bu çağda yasaklar kabul edilemez. Bunların aşılması lazım. İnsanlar kendi kültürünü, eğitimini yaşaması lazım. Bu konuda çözüm sürecine destek olduk ve olmaya da devam edeceğiz. En iyi şekilde sonuçlanacağına da inanıyoruz."