Dünya Ahıska Türkleri Birliği, sürgünün izlerini silmeye çalışıyor

Dünya Ahıska Türkleri Birliği, sürgünün izlerini silmeye çalışıyor

Türkiye ile Dünya Ahıska Türkleri Birliği, 75. yılına giren bitmeyen sürgünün mağduru Ahıskalı Türklerin yaşadığı sorunları çözmek ve ana vatanlarına dönmelerini sağlamak için çaba gösteriyor - Dünya Ahıska Türkleri Birliği Genel Başkanı Ziyatdin Kassanov

İSTANBUL (AA) - GÜLSÜM İNCEKAYA - Türkiye ile Dünya Ahıska Türkleri Birliği, 75. yılına giren bitmeyen sürgünün mağduru Ahıskalı Türklerin yaşadığı acılarını izlerini silmek için çalışmalarını sürdürüyor.

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) lideri Josef Stalin tarafından 75 yıl önce ana vatanlarından koparılan Ahıskalı Türklerin vatanlarına dönüşleriyle ilgili girişimler, Türkiye'nin de çabalarıyla yavaş yavaş meyve vermeye başlıyor.

Dünya Ahıska Türkleri Birliği (DATÜB) Genel Başkanı Ziyatdin Kassanov, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, günümüzde 9 ayrı ülkede yaşayan Ahıska Türklerinin topraklarına dönmesi için yürüttükleri çalışmaları anlattı.

- "Sürgünün nedeni Türk birliğini bozmaktı"

Kassanov, Ahıskalı Türklerin sürgün hikayesinin 75 yıl önce değil, 1828-29 yıllarında Ahıska ve çevresinin Osmanlı devletinden ayrılarak Çarlık Rusya'ya bağlanması ile başladığını söyledi.

Ahıska'nın Osmanlı'dan ayrılmasından sonra bölünme sürecinin başladığını kaydeden Kassanov, 15 Kasım 1944'ten sonra ise büyük sürgünün başladığını anlattı.

Ahıska Türklerinin Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan'a sürülme emrinin Stalin'in direktifi doğrultusunda gerçekleştirildiğini hatırlatan Kassanov, "Ahıskalı Türklerin sürgüne gönderilmesinin en büyük nedenlerinden biri Türk birliğini bozmaya yönelikti. 1925'lerden sonra yapılan bir anlaşma ile sınırlar belirlendi ve Ahıska Türkleri tamamen bölündü. 14 Kasım 1944'te ise bizi Orta Asya'ya sürdüler. Bu sürgünün en önemli nedeni Türklerin yeniden birlik olması ve Türkiye ile birleşme korkusundan kaynaklanıyordu. Çünkü Ahıska, Türk dünyasını birleştiren bir koridordu. Rusya'nın Türkleri birbirinden koparmak ve o sınırlarda boşluk yaratmak için uyguladığı bir stratejiydi." diye konuştu.

Kassanov, tarihe geçen o büyük sürgünün 15 Kasım'da gece yarısı, Sovyet askerlerinin halka iki saat içinde eşyalarıyla birlikte köy meydanında toplanmaları emriyle başladığını hatırlatarak, o geceyi şöyle anlattı:

"Düşünün bir gece yarısı Rus askerleri kapılarınızı çalıyor, 'Hemen toparlanın, 3 saat zamanınız var.' diyor. İnsanlar toparlanıyor, lazım olan yiyecek giyeceklerini yanına alıyor. Askerler insanlarımızı arabalara dolduruyor ve tren istasyonlarına getiriyorlar. İnsanlarımızı trenlerin hayvan taşınan vagonlara dolduruyorlar. Bu yolculuk neredeyse bir ay sürdü. Hayvan taşınan vagonlar, üstelik mevsim kış. Her vagona çocuk, kadın, erkek, yaşlı en az 70 kişi doldurdular. Hamile kadınlar o vagonlarda doğum yaptı, tuvalet ihtiyaçlarını bile gidermedikleri şartlarda. Açlık, soğuk, ve insani olmayan şartlarda yapılan bu eziyetli yolculuk sırasında çoğu insanımız öldü."

- "Erdoğan'ın desteği ile Gürcistan ikna edildi"

Kassanov, başta Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan olmak üzere 9 ayrı ülkede yaklaşık 550-600 bin civarında Ahıskalı Türk'ün yaşadığı bilgisini paylaşarak, şunları aktardı:

"Halkımızın yaklaşık 200 bini Kazakistan, 110 bini Rusya, 90 bini Azerbaycan, 50 bini Kırgızistan, 50 bini Özbekistan, 8 bini Ukrayna, 2 bin 500'ü Gürcistan'da yaşıyor. 1989'da Özbekistan'da Sovyetler Birliği'nin etkili olmasından dolayı Özbeklerle Türkler arasında bir fitne çıkarıldı. O zaman 2 binden fazla Ahıskalı yaşıyordu. Bu olaylardan sonra yüzde 70 civarında Ahıskalı ülkeyi terk ederek Rusya, Ukrayna ve Azerbaycan'a gitti. O dönemde Azerbaycan'ın halkımıza çok büyük yardımları dokunmuştur. 2015 yılında ise 15 bin Ahıskalı Amerika'ya yerleşti. Türkiye'de 60 bin Ahıskalı yaşıyor. Halihazırda Gürcistan'a geri dönüşler başladı."

Kassanov, "Geri dönüş" konusunda dernek olarak Avrupa Konseyi nezdinde birtakım girişimleri olduğunu anlatarak, bu konuda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun attığı adımların son derece etkili olduğunu söyledi.

"Türkiye bizim ana vatanımızdı, umudumuzdu. Çok şükür bize sahip çıktı." diyen Kassanov, "Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, hem Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) başkanlığı görevindeyken hem de sonraki süreçte bizi destekledi. Dünya Ahıska Türkleri Birliği, Avrupa Konseyi'nin bir üyesi şu anda. Konseyin içinde bizden başka bir STK yok." ifadelerini kullandı.

Geri dönüş konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın desteği ile Gürcistan'ın ikna edildiğini belirten Kassanov, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Avrupa Konseyi bize geri dönüş izni verdi. Ama Avrupa Konseyi bu izni biraz da Avrupalıların gözünü boyamak için verdi. Avrupa Konseyi'nden çıkan geri dönme kararı tam tersine geri dönüşü oldukça zorlaştırıyor. Çünkü şartlar oldukça ağır. O şartları yerine getirmek için ciddi bir zaman ve maddiyat gerekiyor.

Biz de Konsey'de bunu her fırsatta dile getiriyor ve sorguluyoruz. Gürcistan'daki varlığımızın binlerce yıl öteye dayandığını anlatıyoruz. Gürcülere uygulanan kanunların aynısının bize de uygulanması gerektiğini ifade ediyoruz. Bize rehabilitasyon da uygulanmadı. Yani birileri çıkıp 'Biz bunlara haksızlık yaptık ve sürdük. Şimdi hakları var ve istedikleri zaman geri dönmeliler.' demeli. Ahıskalılar döner mi, dönmez mi orası çok önemli değil. Fakat Gürcistan'ın, geri dönüşü sağlayacak bir kanun çıkarması lazım."

- "Gürcistan babalarımızın yurdu"

Kassanov, 75 yıldır devam eden sürgünü artık sonlandırmaya karar verdiklerini ve Ahıskalıların ana vatanlarına doğru göçü başlattıklarını kaydetti.

Şu ana kadar 3 bin 500 kadar Ahıskalı'nın Gürcistan'a geri dönüşünü sağladıklarını vurgulayan Kassanov, şöyle devam etti:

"Dünya Ahıskalı Türkler Birliği olarak Gürcistan'a yerleşen 43 kişiye ev aldık. Bunun dışında Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile beraber yerel burs sistemine geçtik. Şu anda Gürcistan'da 63 gencimizi okutuyoruz. Bizim halkımızın en büyük sorunu dil. Ahıska Türkleri ne Gürcü dilini biliyorlar ne İngilizceyi. Bu büyük sorun. Rusça ve Türkçe biliyorlar. Gürcistan da bu iki dili de kabul etmiyor maalesef.

Dolayısıyla mümkün oldukça dil bilen insanlarımızın sayısını arttırmaya, bu konuda çalışmalar yapmaya devam ediyoruz. Diğer bir önem verdiğimiz konu da orada eğitim alan gençlerimizi orada tutmaya çalışmak. Hatta ben gençlere 'Orada evlenin kalın ben hepinize ev alacağım' diyorum. İstiyoruz ki Gürcistan kapıları her zaman bize açık olsun. Çünkü orası bizim babalarımızın yurdu."

- "Bu son göç olsun artık"

Kassanov, Türkiye'de yaşayan veya gelecek olan Ahıskalıların serbest göç yerine iskanlı göç kapsamına alınması konusunda çalışmalarda bulunduklarını aktararak, "Tarihleri boyunca Türkiye'nin bir parçası olduk. Ben özellikle buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkürlerimi bildirmek istiyorum. 2017'de bakanlar kurulundan çıkan bir kararla dünyada yaşayan 550 bin Ahıskalı, Türkiye vatandaşı olma hakkı kazandı. Daha önce 5 veya 10 yıl yaşayan bir Ahıskalı süresi bittiği zaman tekrar oturma izin almak zorundaydı artık böyle bir süre kısıtlaması yok." dedi.

İskanlı göç meselesinde Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan sorunlar nedeniyle Ahıskalıların çok zor durumda kaldığını dile getiren Kassanov, şunları söyledi:

"Evsiz ve işsiz kaldılar. Cumhurbaşkanımıza durumu anlattım. Bir ay içinde karar çıktı. 630 aileyi Erzincan'a, 72 aileyi de Ahlat'a getirdik. Hepsine ev verdik. Çalışmaları için 130 bin metrekare sera yapıldı ve onlara iş sağlandık. İskan sorununu çözmeye de devam ediyoruz. Özellikle tarım ve hayvancılık yapmaya müsait bölgelere yönelik çalışmalarımız var.

Oraları özellikle önemsiyoruz çünkü bu bölgelerde zaten nüfus yoğunluğu az ve bizim topraklarımıza da yakın. Amacımız halkımız hem Türkiye'ye faydalı olsun hem de yaşamlarını sürdürecekleri bir yurtları olsun. Bir daha bir yere göç etmesinler bu son göçleri olsun. Türkiye zaten 3 milyon mültecinin yükünü çekiyor. Biz istedik ki Türkiye bir de Ahıskalıların yükünü taşımasın. Bugün Avrupa 1000 mülteci aldığında ağlamaya başlıyor."

Kaynak:Haber Kaynağı