Doktorlar isyanda: Bizden serum istemeyin!

Doktorlar isyanda: Bizden serum istemeyin!

Artan enfeksiyonlar, yüksek ateş, halsizlik gibi belirtileri olanların ‘serum’ mevsimi geldi. Hastane acilleri serumsuz iyileşemeyeceğini düşünen hastalarla doldu.

Türkiye Acil Tıp Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Başak Bayram, serum kullanımının kış aylarında yüzde 100 arttığını söyledi.

Ateş yüksekliği, öksürük, burun akıntısı gibi enfeksiyon belirtilerinin ise serum gerektirmediğini vurgulayan Doç. Dr. Bayram, şöyle devam etti:

“Nadir hastada serum kullanmak gerekir. Ama pek çok kişi ‘iğne yapsalar, damardan verseler tedavi daha etkili olur’ diye düşünüyor. Bazı hastalar açık söylemese bile serum beklentisiyle geliyor. Serumları ishal, kusma, ağızdan gıda alamama, aşırı kanama ve terleme gibi durumlarda azalan sıvıyı yerine koymak için kullanıyoruz. Kendiliğinden, birkaç gün dinlenerek, bol sıvı alarak bile geçebilecek hastalıklarda serum tedavisinin anlamı yok. Ağızdan beslenebilen birinin aslında seruma ihtiyacı yoktur. Hatta bazı grup hastalar, örneğin kalp yetmezliği olanlarda aşırı sıvı yükü zararlı olabiliyor. Damar yolu açmak için damarın 
içine iğne sokuluyor. Bu ve her türlü girişimin kendine göre riskleri ve tabii ki maliyeti var. Gereksiz yapılan her işlem ekonomiye yük demek. Uygun dozda, basit bir parasetamol bile çok kere işe yarar.”

 

‘ACİL HASTAYA YATAK YOK’ 
Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Ferudun Çelikmen ise hastaların kendilerinden “Her tarafım kırılıyor” diyerek serum talep ettiğini belirtti, şöyle devam etti: “Gereksiz takılan her serum acil servis yatağının 3-4 saat meşgul edilmesi demek. Gerçek acil hastalarına ihtiyacı olan hastalara yatak bulamıyoruz. Bazen hastaya bir şey yapmış olmak için de serum takılıyor. Ayrıca içine ilaç konmamışsa, bol sıvı almaktan ibaret bir tedavi bu. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok.”

DİNLENMEK EN İYİ TEDAVİ ŞEKLİ

Enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, şunları söyledi: “Ateş ani olarak ve başka bulgularla (üşüme, titreme, vücut ağrıları) ortaya çıkabilir ya da sadece ölçümlerle anlaşılacak şekilde ortaya çıkıp çok uzun sürebilir. Halsizlik, bitkinlik, uyuma ve dinlenme gereksiniminin artması, genel ağrılar, iştahsızlık en sık eşlik eden bulgular. Aslında bütün bu bulgular da o sırada en çok ihtiyacımız olan dinlenmeye yönlendiriyor. Nasıl ki ağrıyan bir eklemimizi dinlendirerek iyileştiriyorsak, bağışıklık sistemimiz de huzur içinde işini yapabilmek için buna gereksinim duyar. Ateş yönetiminde ateş düşürücü kullanılmalıdır. Ek olarak ılık su ile silme veya yıkama yardımcı olur. En iyi ve en az zararlı ateş düşürücü ‘parasetamol’. Ağızdan kullanılması yeterli olmazsa damar yoluyla ile uygulanabilir. Ağrı kesici olarak bildiğimiz ‘ibuprofen’ gibi ilaçlar, ateş tek başına parasetemol ile kontrol edilemediğinde kullanılmalı. Yeterli sıvı alımı, dinlenmek, protein ve vitaminden zengin sindirimi kolay gıdaların tüketilmesi, hafif ve koltuk altları rahat giysiler öneriyoruz.”