Diyarbakır'da "AK Parti İl Dış İlişkiler Toplantısı"

Diyarbakır'da "AK Parti İl Dış İlişkiler Toplantısı"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Aktay: "Birileri bazen Kürt halkını kendine borçlu çıkarmaya çalışıyor. 'Bizim sayemizde Kürdüm diyebiliyorsunuz' hayır, o silahlı güç insanların 'Kürdüm' demesini zorlaştırmıştır, halen de zorlaştırmaktadır"

DİYARBAKIR (AA) - AK Parti Genel Başkanı Yardımcısı Yasin Aktay, "Birileri bazen Kürt halkını kendine borçlu çıkarmaya çalışıyor. 'Bizim sayemizde Kürdüm diyebiliyorsunuz' hayır, o silahlı güç insanların 'Kürdüm' demesini zorlaştırmıştır, halen de zorlaştırmaktadır" dedi.

AK Parti Dış İlişkiler Başkanlığı'nca Diyarbakır'da bir otelde düzenlenen "İl Dış İlişkiler Toplantısı"nın açılışında konuşan Aktay, yurdun her sathını bir bütün olarak gördüklerini, Ankara'ya odaklanmış, uyumuş, yan gelip yatmış siyaset anlayışını benimsemediklerini söyledi.

AK Parti'nin sadece belli bir etnik grubun, bir bölgenin partisi olmadığını, Türkiye partisi olduğunu vurgulayan Aktay, "Ama illaki sayacak olursak, evet AK Parti Türklerin partisidir. Türk'ün partisidir ama bu Türklük hiçbir zaman başkalarını dışlayan bir Türklük değildir. Aynı zamanda Kürtlerin de partisidir. Hatta iddia ediyoruz ki şu ana kadar ortaya koyduğu icraatlarla ortaya koyduğu politikalarla demokratikleşmeyle, özgürleştirmeyle, hamleleriyle AK Parti başka herkesten bunu iddia edenlerden çok daha fazla Kürtlerin partisi olmayı hak ediyor" diye konuştu.

Kürtlere hak ettikleri özgürlükleri, onurlu kimliği ve kişiliği kazandırmaya çalışan, bu uğurda önemli mücadeleler sergilemiş bir parti olduklarını aktaran Aktay, bunu yaparken birilerinin, "AK Parti Avrupa Birliği'nin baskıları sayesinde bu reformları gerçekleştirdi" ya da "elinde silah tutan bir gücün, silahlı mücadelesi sayesinde bunları gerçekleştirmek zorunda kaldı" iddialarının AK Parti'nin hak ettiği eleştiriler ve değerlendirmeler olmadığını belirtti.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının insanca yaşamaya hakkı olduğunu savunduklarını, buna inandıklarını ve bunu gerçekleştirmeye çalıştıklarına dikkati çeken Aktay, Türkiye'de doğan her insanının kendi ana dilini konuşmaya hakkı, ana sütü gibi helal olduğunu kabul ettiklerini kaydetti.

- "Silahlı güç insanların 'Kürdüm' demesini zorlaştırmıştır"

AK Parti'nin gerçekleştirdiği reformları bir örgütün silahlı gücü ya da silahlı müdahaleleri yüzünden gerçekleştirmeyi geciktirmek zorunda kaldığını dile getiren Aktay, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Birileri bazen Kürt halkını kendine borçlu çıkarmaya çalışıyor. 'Bizim sayemizde 'Kürdüm' diyebiliyorsunuz' hayır, o silahlı güç insanların 'Kürdüm' demesini zorlaştırmıştır, halen de zorlaştırmaktadır. Çünkü silahlı mücadelenin hiç bir meşruiyeti yoktur. Ne yazık ki silahlı mücadele ya da silahlı eylemler Kürt halkının hak ettiği onurlu hayatı, statüyü elde etmekten alıkoymaktadır. Onu kolaylaştırmamaktadır. Ona daha fazla hizmet etmemektedir. Aksine onu zorlaştırmaktadır."

- Arap Baharı

Aktay, 2014 yılının 1. Dünya Savaşı'nın başlamasının 100. yıl dönümü olduğunu anımsatarak, bu savaşın hedefinde Osmanlı devletinin olduğunu anımsattı.

Osmanlı'nın 27 ülkeye bölüştürüldüğünü anlatan Aktay, "Bu ülkelerin her birisi birer ulus devlet olarak birbirine düşman kılınmış, birbiriyle arasına mesafe konulmuş ve bu Ortadoğu coğrafyası adeta o günden bu yana bir krizler coğrafyası olarak inşa edilmiştir" ifadesini kullandı.

Bu ülkelerin halklarının uzun süre başlarına konulan diktatörlerle bastırıldığını ama buralarda yaşayan halkın bir bahar yaşamak istediklerini kaydeden Aktay, şöyle dedi:

"Fakat bu baharlar hepimizin malumu olduğu üzere birileri tarafından ilk başta iyi karşılandı gibi görüldü. Bu baharlar bu ülkelerin kendi ayakları üzerinde duracağının durma iradesi gösteriyor olması dolayısıyla aslında çok da kabul edilebilir şeyler değildi. Onları şu ana kadar doğrudan ve dolaylı yollarla yönetmiş olan bir takım mihraklar tarafından bu durum kabul edilebilir bir gelişme değildi. O yüzden Arap Baharı'nın karşısında yeni bir süreç başlatıldı, karşı devrim süreci. Bu karşı devrimin aslında hep bir hedefinde de Türkiye oldu, Türkiye vardı."

- IŞİD bahanesiyle gösteriler

AB ülkelerinin 3.5 yılda Suriye'den aldığı mülteci sayısının 130 bini geçmediğini aktaran Aktay, Kobani'den 3 günde 135 bin kişinin geldiğini, şu an itibariyle de bu sayının 192 bin 500'e ulaştığını bildirdi. 

Türkiye'ye gelenlere karşı en ufak bir kapris ve minnet sergilemediklerini, fakat birilerinin Kobani'ye yardım diye ortalığı velveleye verdiğine dikkati çeken Aktay, ortalığı savaş alanına çevirdiklerini, Kobani'ye yardım diye 45-50 kişinin ölümüne yol açtıklarını hatırlattı.

Aktay, "Bu nasıl yardım etme talebidir. Bugün Halep bütün unsurlarıyla birlikte yanıyor. Üzerine varil bombaları yağıyor. Çoluk çocuk demeden her gün Halep'te yüzlerce kişi ölüyor. Halep için batı medyasında bir haberin çıktığını görmedim. Neden çünkü Halep'te petrol yok" şeklinde konuştu.

- "AK Parti kadına gereken değeri veren bir parti olmuştur"

AK Parti'nin kurulduğu günden bu yana kadına yönelik yaptığı yasal düzenlemelerin araştırmaya değer olduğunu sözlerine ekleyen Aktay, ama bu alanın çok fazla görülmediğini dile getirdi.

AK Parti'nin 4 milyon kadın üyesiyle bile Avrupa'nın bütün partilerinden daha büyük olduğuna işaret eden Aktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi'nde yaptığı konuşmasının saptırıldığını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerinin kasıtlı olarak çarpıtıldığını kaydeden Aktay, şöyle dedi:

"AK Parti, kadını şimdiye kadar hiçbir siyasi parti, sözüm ona kadını güya özgürleştirmiş olduğunu iddia eden o çağdaşlık maskesi altında aslında kadına en büyük magandalığı yapan, kadının kılık kıyafetine karışarak, kadına insanlık tarihinde en büyük ayrımcılığı maruz gören o zihniyetten çok çok daha samimi bir biçimde, kadını özgürleştiren sosyal hayata katan, ona gereken değeri veren bir parti olmuştur." 

"Hem biyolojik özelliklerinden hem sahip olduğu birtakım özelliklerden dolayı erkekle eşit şartlarda yarışmıyor olduğu gerçeğini kabul etmek demek, kadının eşitsiz olduğunu kabul etmek demek değildir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği tam da bu iken onun bu samimi sözünü bile bu şekilde çarpıtanlar, kasıtlı müfterilerdir, başka bir şey yok" diyen Aktay, bunların bulanık suda balık avlamaya çalışan kötü niyetli çevreler olduğunu söyledi.

Aktay, "Aslında su o kadar bulanık olmadığı halde önce suyu kendileri bulandırıyorlar sonra kendi istedikleri balığı avlamaya kalkışıyorlar. Tabi ki tutmaz bu" diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak:Haber Kaynağı