"Diyarbakır Cezaevi'ni her anlatışımda gözlerim doluyor"

"Diyarbakır Cezaevi'ni her anlatışımda gözlerim doluyor"

AK Parti Mardin Milletvekili Miroğlu:- "Diyarbakır Cezaevi, siyasal şiddeti doğuran en önemli mekandır"- "Diyarbakır Cezaevi'ni her anlatışımda gözlerim doluyor. Bu cehennemden sağ kurtulan birçok arkadaşımız bunları anlatırken duygulanıyor"

TBMM (AA) - ALPER ATALAY - AK Parti Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu, Diyarbakır Cezaevi'nin, siyasal şiddeti doğuran en önemli mekan olduğunu savunarak, "Diyarbakır Cezaevi'ni her anlatışımda gözlerim doluyor. Bu cehennemden sağ kurtulan birçok arkadaşımız bunları anlatırken duygulanıyor" dedi.

İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan ve başkanlığını AK Parti Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu'nun yaptığı ''12 Eylül Askeri Darbesinden Sonra Oluşturulan Diyarbakır Beş No'lu Cezaevi İnceleme Alt Komisyonu'' çalışmalarını sürdürüyor. Komisyon şimdiye kadar, Diyarbakır Cezaevi'nde bulunmuş ya da yakınlarını ziyarete gitmiş çok sayıda kişinin tanıklığına başvurdu.

Komisyon, Diyarbakır Cezaevi'nde hayatını kaybeden Bedii Tan'ın oğlu HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, cezaevinde kalan Faruk Altun, Temel Strateji Araştırma Merkezi Başkanı Abdurrahim Semavi Temel, Yazar Mesut Baştürk, siyasetçi Bayram Bozyel, Nuri Sınır ile eşi Köçer Sınır'ı dinledi.

Komisyonun çalışmalarına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Alt Komisyon Başkanı Miroğlu, Mecliste faili meçhul cinayetlerle ilgili komisyonların da kurulduğunu hatırlatarak, Diyarbakır Cezaevi'ne ilişkin oluşturulan komisyonun önüne 2 yıl gibi bir zaman koyduğunu ve sadece durum tespiti yapmakla yetinmeyeceklerini söyledi.

Miroğlu, Diyarbakır Cezaevi'yle ilgili sanat ve edebiyat metinleri oluşturmaya çalışacaklarını, bu alanda çalışmış yönetmen ve senaristlerle iş birliği yapacaklarını, cezaevini yaşamış insanların şu ana kadar kullanamadıkları bir takım hakları kullanmalarını sağlayacaklarını vurguladı. Miroğlu, o süreci yaşayanların sonraki hayatlarında çok zorlandığını, birçok haklarını kullanamadıklarını, bu hakların kullanılması için ilgili bakanlıklara öneriler sunacaklarını ve girişimlerde bulunacaklarını anlattı.

Diyarbakır Cezaevi'nin müze olmasını öngördüklerini kaydeden Miroğlu, tanıklıklardan sadece cezaevini yaşayanları değil dışarıda etkilenenleri de dinlediklerini söyledi. Miroğlu, "Bilim Heyeti" oluşturmak gibi bir fikirlerinin de olduğunu ama bunun henüz olgunlaşmadığını dile getirdi.

- "Keşke hep beraber ağlayabilseydik"

Kendisinin de Diyarbakır Cezaevi mağduru olduğunu ve orayı anlatan iki kitabının bulunduğunu belirten Miroğlu, şöyle devam etti:

"O cezaevinde yaşayan hepimiz, burada öleceğiz diye düşünüyorduk. Ben şanslı sayılırım. Çıktım ve Mardin halkının oylarıyla milletvekili oldum. İlk yaptığım iş ise bu cezaeviyle ilgili araştırma komisyonu teklif etmek oldu. Komisyon bunu kabul etti ve 2 aydır sürdürüyoruz. Bunlar trajik hatıralar. Duygulanmamak mümkün değil. Diyarbakır Cezaevi'ni her anlatışımda gözlerim doluyor. Bu cehennemden sağ kurtulan birçok arkadaşımız bunları anlatırken duygulanıyor. Ağlamak iyidir. Keşke hep beraber ama zamanında bu cezaevi için ağlayabilseydik. Belki durum bugün daha farklı olabilirdi. Yaptığımız bir yüzleşmedir. Bunu erken yapsaydık ne olurdu? Belki bugün karşılaştığımız bu şiddetin sebeplerini daha iyi anlayabilir, önlemlerimizi alabilirdik."

- "Bu iklim zehirlendi"

Türkiye'de bu konuların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sayesinde gündeme getirilebildiğini ifade eden Miroğlu, "Dersim'le de yüzleşmeye davet etti. Ondan sonra Dersim üzerinde güçlü bir tartışma başladı. Hatta ben Sabiha Gökçen Havalimanı'nın isminin değişmesine ilişkin yazı yazdım. İki yıl o havalimanını kullanmadım. İyi bir tartışma başlamıştı. 1915'i de tartıştık. Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın açıklamaları oldu. Bu iklim, Türkiye'nin siyasi koşulları nedeniyle devam edemedi, zehirlendi" değerlendirmesinde bulundu.

Komisyonda o dönem asker olanları da dinleyebileceklerini aktaran Miroğlu, Yüzbaşı Esat Oktay'ın eşinin de gelip yaşananları anlatabileceğini bildirdi.

Komisyonda HDP'nin bir üyesinin bulunduğunu ancak HDP'nin bu konuya çok sıcak bakmadığını anlatan Miroğlu, HDP milletvekillerinin komisyona çok fazla gelmediğine işaret etti.

Orhan Miroğlu, şunları söyledi:

"İçişleri Bakanlığı ve Genelkurmay ile yazışmaları sürdürüyoruz bir yandan. Onlardan kayıtlarını soruyoruz, sormaya devam edeceğiz. Bu iyi bir yüzleşmedir. Arjantin'de bu yüzleşme meselesinde en ünlü yazarı Ernesto Sabato, 30 bin sayfalık bir rapora imza attı. Bizde ne kadar çıkar, bin mi iki bin mi bilmem ama bizim amacımız en azından Arjantin örneğinde olduğu gibi büyük bir yüzleşme alanı yaratmak. Bunun üzerinden Dersim ile de yakın tarih ile de yüzleşebiliriz. Hendek meselesi, 90 kuşağı çocukları diyoruz. Bütün bunu besleyen en önemli kaynağın, yakın tarih açısından söylüyorum Diyarbakır Cezaevi olduğunu bilmemiz gerekiyor. Siyasal şiddeti doğuran en önemli mekandır orası."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :