Dinç Bilgin'den açıklama:

Dinç Bilgin'den açıklama:

"Tamamı FETÖ ile ilişkili banka murakıbı, adli personel ve mahkeme hakimlerinin kararları neticesinde şu an bu hapis cezası ile karşı karşıyayım. Hala adalete güvenmek istiyorum. Süreç halen bitmedi. Yargıtay Başsavcılığına bir önemli müracaat yaptım

 İş adamı Dinç Bilgin, Etibank'ın zarara uğratılmasıyla ilgili yargılandığı davada aldığı 6 yıl 8 aylık hapis cezasının Yargıtay 7. Ceza Dairesi tarafından onanmasına ilişkin, "Tamamı FETÖ ile ilişkili banka murakıbı, adli personel ve mahkeme hakimlerinin kararları neticesinde şu an bu hapis cezası ile karşı karşıyayım. Hala adalete güvenmek istiyorum. Süreç halen bitmedi. Yargıtay Başsavcılığı'na bir önemli müraacat yaptım. Her Türk vatandaşı gibi ben de yasalardan adil olarak yararlanıp gerçekten adil bir mahkeme kararına ulaşmayı ummaktayım." açıklamasında bulundu.

Bilgin, yaptığı yazılı açıklamada, 16 sene Etibank davası kapsamında yargılandığını belirterek, bu süreçte hürriyetini, işini, evini ve tüm mal varlığını kaybettiğini, kamuya da 1.4 milyar dolar para ödediğini belirtti.

Bu süreçte yaşanan onlarca gelişme olduğunu ifade eden Bilgin, şunları kaydetti:

"Özetle kamudan içinde zarar olduğu saklanarak özelleştirilen Etibank'a ortak olduktan sonra, bankadaki ortağım olan Cavit Çağlar'ın bir diğer bankası İnterbank'a el konulması sonrası banka ancak bugünlerde nedenini anladığım ve bahsedeceğim bir tuhaf bürokratik sıkıntı içine girdi. Bu süreçte bankayı satma kararım vardı ancak bu çabalarıma izin verilmeden haftalar hatta günler içinde apar topar, yıldırım hızıyla 27 Ekim 2000 tarihinde yani bankayı aldığım tarihten 18 ay sonra ve bankanın Türkiye'nin en büyük gruplarından birine satılacağı tarihten tam 4 gün önce de el konuldu. Kamu otoritelerine kendi elimle teslim ettiğim ve 2007 yılında yapılan bir ihale sonucu nakit 1.1 milyar dolara satılan medya şirketlerime verilen bir kısım kredilerin, 'bu şirketlerimin varlıklarının eski bankama olan yükümlülüklerini karşılayamayacağı' öngörüsü ile de hakkımda birçok ceza davası başlatıldı."

Bilgin, bu kapsamda yıllarca yargılandığını, avukatsız sorgulandığını ve tutuklandığını savunarak, şöyle devam etti:

"Neredeyse bir yıl sadece 2 defa hakim karşısına çıkarılarak cezaevinde tutuldum. Yıllar içerisinde tek tek milyonlarca hatta görüldüğü üzere toplamı milyarlarca dolar değeri olan ve kredilerin muhatabı ve teminatı olan ilgili medya şirketlerimin, şirket varlıklarının değerlerini ispat ede ede bugünlere kadar yüzlerce defa mahkemeler karşısına çıkıp kendimi savundum. TMSF ise tüm kamu zararı ortadan kalktığı için davada müdahillikten çekildi. Ancak tüm bu yargılamalar sonucunda da bir şey çıkmayınca, Etibank hakim hissedarı ve yönetim kurulu başkanı sıfatıyla bana ait olmayan, olduğu da iddia edilmeyen Betomek isimli bir inşaat şirketine 1999 yılında kullandırılan 300 bin dolar değerindeki kredinin, haksız mal edilmesinin sağlanması gerekçesiyle 21 Ocak 2016 tarihinde hapis cezasına çarptırıldım."

Hapis cezası aldığı 21 Ocak 2106 tarihinden bugüne kadar dava dosyasının Yargıtay'da beklerken geçen süreçte de çeşitli gelişmeler yaşandığını aktaran Bilgin, şunları dile getirdi:

"Bu gelişmelerin en ilginci kuşkusuz bana bu cezayı veren ve bu kredi ile ilgili delilleri, bilirkişileri seçen, suçlama ve savunmaları değerlendiren mahkeme heyetinin son celseler dışındaki başkanı ve bir kısım üyelerinin 15 Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ nedeniyle görevden alınmaları ve tutuklanmaları oldu. Hatta en ilginci de bu kararı hazırlayan eski mahkeme başkanı, darbe teşebbüsünden bir gün önce darbe ve FETÖ konusunda bir başka mahkeme kararına imza atarken neredeyse tüm medyada haber olan ve şu an cezaevinde yatan mahkeme başkanı İlhan Karagöz'dü. Evet beni yıllardır yargılayan mahkemenin başkanı Fetullah Gülen'i 'mehdi' ilan eden, eski hakim İlhan Karagöz'den başkası değildi."

Bir kısım diğer mahkeme üyelerinin de görevden FETÖ nedeniyle alındıklarını belirten Bilgin, "Ayrıca bu 15 Temmuz darbe girişimi ertesi yaşanan gelişmeler ışığında, bana bu kredi ile ilgili olarak suçlamayı yapan BDDK'nın eski banka murakıplarının da darbe girişimi ertesi ya yurt dışına kaçtıkları, ya da BDDK ile ilişkilerinin FETÖ nedeniyle kesilmesini öğrenmem benim için hiç sürpriz olmamıştı." ifadesini kullandı.

Dinç Bilgin, açıklamasında şunları kaydetti:

"Zarar içinde olduğu benden saklanarak özelleştirilen bir bankaya ortak olduktan sonra, bankanın geçmişte ve halen her Türk bankasının yasal olarak yaptığı gibi, çok değerli eski medya şirketlerime verdikleri bir kısım krediler nedeniyle, bana çıkartılan bence hayali zarar kalemlerini karşılamak amacı ile kamuya fahiş, mükerrer veya hatalı olduğuna bakmadan 1.4 milyar dolar nakit para ödedikten sonra bana ait olmayan, benimle hiçbir ilişkisi bulunmayan bir şirketin, soruşturma öncesi kapatılan 300 bin dolarlık kredisi nedeniyle açılan davada neredeyse tamamı FETÖ ile ilişkili banka murakıbı, adli personel ve mahkeme hakimlerinin kararları neticesinde şu an bu hapis cezası ile karşı karşıyayım. Hala adalete güvenmek istiyorum. Süreç halen bitmedi. Yargıtay Başsavcılığına bir önemli müracaat yaptım. Lakin yakın zamanda bankalar yasası da değişti, düzeltildi. Benim davamdan da görüldüğü gibi hemen hemen her tür banka kredisine bankaya el konulması durumunda zimmet denilemeyecek artık. Her Türk vatandaşı gibi ben de yasalardan adil olarak yararlanıp gerçekten adil bir mahkeme kararına ulaşmayı ummaktayım."

 

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :