ANKARA (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Din istismarıyla mücadele konusunda ülkemizin 81 ilini ziyaret ettik. İnşallah bu seferberliğin ikincisine başlayacağız. Milletimizi doğru dini bilgiyle donatmak en başta bizim görevimiz." ifadesini kullandı.

Başkanlıktan yapılan açıklamaya göre, Erbaş, "Değişen Dünyada Değerlerin Korunmasında Diyanet Hizmetleri" başlığıyla bir otelde düzenlenen 3. İlçe Müftüleri Kongresi'nin değerlendirme oturumuna katıldı.

Erbaş, burada yaptığı konuşmada, Diyanet İşleri Başkanlığının yurt içi ve dışında her geçen gün hizmet alanları ve çeşitliğinin arttığını, tüm personelin seferberlik ruhuyla çalıştığını görmenin kendisini memnun ettiğini kaydetti.

Özellikle yaklaşık 2 yıldır din istismarı konusunda ciddi mücadele ettiklerine işaret eden Erbaş, "Din istismarıyla mücadele konusunda ülkemizin 81 ilini ziyaret ettik. İl müftülerimiz, ilçe müftülerimiz, hepiniz bu seferberlikte yer aldınız. İnşallah bu seferberliğin ikincisine başlayacağız. Milletimizi doğru dini bilgi ile donatmak en başta bizim görevimiz." ifadelerini kullandı.

Erbaş, 400'e yakın ilçede aile ve dini rehberlik bürosu açıldığını hatırlatarak şunları kaydetti:

"Din görevlilerimizin kurumsal aidiyetini etkileyen en önemli faktör müftülerimizin tavır ve davranışlarıdır. Birbirimizi üzerek, ezerek değil, sevinçlerimizi, sorunlarımızı paylaşarak daha iyi hizmet içerisinde olmak zorundayız. Kendimizin ve mesai arkadaşlarımızın idealini, inancını, heyecanını ne kadar güçlü tutar, desteklersek çalışmalarımız o kadar artacaktır. Sevgi ve kardeşlik ekseninde iletişimi kuramadığımız, değer vermediğimiz, takdir ve teşekkürden mahrum ettiğimiz personelimizden nitelikli bir din hizmeti alamayız."

Ekip ruhuyla çalışmanın önemine değinen Erbaş, "Biz aynı gayeyi gerçekleştirmek üzere aynı kurumun çatısı altında bir araya gelmiş bir aileyiz. Birbirini anlamayan ya da yanlış anlayan kadroların sağlıklı ve düzenli hizmet üretmeleri, huzurlu çalışma ortamı yaşamaları mümkün değildir. Dolayısıyla öncelikle kendi aramızda, saygın, uyumlu, karşılıklı anlayışa dayalı bir ortamı ve kardeşlik hukukunu ikame etmek zorundayız. Ön yargılardan uzak hareket etmek zorundayız. Empati yapmalıyız." değerlendirmesinde bulundu.