Din Görevlileri Organ Bağışı Konusunda Bilgilendirildi

Din Görevlileri Organ Bağışı Konusunda Bilgilendirildi

İzmir İl Sağlık Müdürü İzzetinoğlu: - "Ülkemizde organ bağışının yüzde 75'i canlıdan yüzde 25'i de kadavradan yapılmaktadır. Bizim hedefimiz bu oranı tersine çevirmek"- İzmir İl Müftüsü Muslu: - "Sadaka sadece maddi bir yardımda bulunmak değildir. Organ b

İZMİR (AA) - İzmir'de görev yapan imam hatipler ve müezzinler, İzmir İl Sağlık Müdürlüğü'nün düzenlediği toplantıyla organ bağışı konusunda bilgilendirildi. 

İzmir İl Sağlık Müdürü Ayhan İzzetinoğlu, Tepekule Kongre Merkezi'ndeki toplantıda yaptığı konuşmada, organ bağışı bilinçlendirme faaliyetleri kapsamında son 3 yıldır yoğun bir çalışma içerisinde olduklarını, il müftülükleriyle başlattıkları ortak projelerle bağış miktarlarında gözle görünür bir artış yaşandığını kaydetti. 

Türkiye'de yapılan organ nakillerinin büyük kısmının canlı vericilerden yapılan nakiller olduğunu belirten İzzetinoğlu, "Ülkemizde organ bağışının yüzde 75'i canlıdan yüzde 25'i de kadavradan yapılmaktadır. Bizim hedefimiz bu oranı tersine çevirmek, organ bağışını canlıdan değil beyin ölümü gerçekleşen kişilerden yapmaktır" dedi. 

İzzetinoğlu, çeşitli hastanelerin organ bağışı birimleri yetkilileriyle yaptıkları görüşmelerde organ bağışında en etkili faktörün dini unsurlar olduğunu öğrendiklerini ifade ederek, şunları kaydetti: 

"Son 3 yıldır din adamlarıyla temas halindeyiz. Cuma vaazlarında ve ramazan aylarında organ bağışı konusu işlendi. Bizim dinimiz hayrı seven ve teşvik eden bir din. Bu toplantıda 2 binden fazla müezzin ve imama bilgilendirmeler yapacağız. Türkiye genelinde 28 binden fazla İzmir'de de 4 bin 700 kişi organ bekliyor. Bu yüzden bizlere ve sizlere çok görev düşüyor." 

- "Organ bağışı candan cana verilen sadakadır"

İzmir İl Müftüsü Ramazan Muslu da Maide suresinin 32. ayetini işaret ederek, "Kim bir insana hayat verirse bütün insanlığa hayat vermiş olur. Bu ayetten yola çıkarak bugünkü organ bağışı muhtevasının bu ayet çerçevesinde incelenmesi gerektiğin düşünüyorum. Din organ nakli konusunda bir engel değil, teşviktir. Sadaka sadece maddi bir yardımda bulunmak değildir. Organ bağışı candan cana yapılan en büyük sadakadır" diye konuştu. 

Konuşmaların ardından Türkiye'de organ bağışı konulu bir sunum yapan İzmir Doku ve Organ Nakli Bölge Koordinasyon Merkezi Müdürü Sermin Akgün, "Organ nakillerinin artması, hastalara şifa olmakla birlikte Türkiye'de hastaneye yatış sürelerini kısaltacak, sağlık yatırımlarında tasarruf sağlayacak ve ülke ekonomisine katkı sağlayacaktır" ifadelerini kullandı. 

Türkiye'de organ nakilleri konusunda İzmir'in birinci sırada yer aldığını bildiren Akgün, Türkiye'de 1 yılda yaklaşık bin 500-2 bin hastanın organ nakli beklerken hayatını kaybettiğini dile getirdi. 

- İki çocuğunun organını bağışlayan Yamaç ailesi

Toplantıda, 2007 yılındaki bir trafik kazasında beyin ölümü gerçekleşen iki çocuğunun organlarını bağışlayan Yamaç ailesi de salondakileri duygulandıran bir konuşma yaptı. 

Anne Bedriye Yamaç, 2007'deki kazadan ve sonrasındaki gelişmelerle sınavların en büyüğünü yaşadıklarını anlatarak, "İnşallah benim yavruların cennetin en güzel köşelerindedir. Eşimin kararından dolayı onu kutluyorum. Bana kalsa nakil konusunda belki daha mesafeli olabilirdim. İyi ki böyle bir karar vermiş. Bağışlanan her organ toprağa atılan tohum gibidir. Filizlenip başka canlara can oldu benim yavrularım. Eşim, bu zor zamanımızda bu kararı vererek inşallah insanlara hayırlı olmuştur. Ben ondan razıyım Allah da ondan razı olsun" dedi. 

Baba Erkan Yamaç da kazadan sonra yaşananları şöyle anlattı:  

"Benim için en zor olan şey, o küçük odaya girmekti. O odada gerçeklerle yüzleşecektim. Ben organ bağışı kararını evlat acısı yaşayarak aynı anda aldım. İnanın hayatımda aldığım en kolay karar bu oldu. O kararı kalbimin mantığımın sesini dinleyerek aldım. İlk beyin ölümünü 22 yaşındaki kızım Burcu'da, 5 gün sonra da 14 yaşındaki oğlum Burak'da yaşadım. Bebeklerimin organlarını bağışlamaktan dolayı hiç huzursuzluk yaşamadım."

Kaynak:Haber Kaynağı