Deniz Çakır olayı köşe yazarlarının da gündeminde..

Deniz Çakır olayı köşe yazarlarının da gündeminde..

Oyuncu Deniz Çakır'ın 6 başörtülü kadına "Burası Arabistan mı? Ne geziyorsunuz burada!" dediği iddiası köşe yazarlarının da gündemine geldi.


BAŞÖRTÜLÜLERE HAKAET ETTİ İDDİASI

Oyuncu Deniz Çakır'ın alkollü bi  şekilde bir mekanda başörtülü kızlara hakaret ettiği iddiası gündeminn ön sıralarına yerleşti. Deniz Çakır'ın pazar akşamı ünlü bir AVM'nin en popüler kafelerinden birine gidip yan masada sohbet eden 6 başörtülü kadına "Burası Arabistan mı? Ne geziyorsunuz burada!" diyerek sözlü tacizde bulunduğu iddia edilmişti. Çakır'ın alkollü olduğu ileri sürülmüştü. İddialara göre olay şöyle gelişti:

GEÇEN PAZAR AKŞAMI YAŞANDI
Deniz Çakır, pazar akşamı, iki kız arkadaşıyla birlikte zil zurna sarhoş bir halde dünyaca ünlü markaların olduğu bir AVM'ye gitti. Üçlü, yine çok popüler olan ünlü bir kafeye oturdu. İşte olanlar da orada oldu.

MEKANDA DERİN BİR SESSİZLİK
Çakır, mekana oturur oturmaz yan masadaki 6'sı başörtülü olan 7 kişilik kadın grubunu hedef aldı. Oyuncu, kendi aralarında sohbet eden başörtülü kadınlara "Arabistan mı burası? Ne geziyorsunuz buralarda" diye sözlü tacizde bulundu. Çakır ardından masadaki kadınların tüm itirazlarına rağmen onların fotoğraflarını çekmeye başladı.

BİR KİŞİ HARİÇ HERKES UTANDI
Oradaki herkes gibi Çakır'ın iki arkadaşı da büyük şok yaşadı. İki kadın çaresizce ve utanç içinde tacize uğrayan masadakilerden özür diledi. Bu arada mekanda bulunanlar arasındaki birkaç kişi bu çirkin sözlerden dolayı Çakır'a tepki gösterip "Kendinize gelin!" dedi. Mekanın personeli ise arabuculuk görevi yapıp ortamı yatıştırmaya çalıştı. Pazar gecesi orada olan herkes büyük üzüntü yaşadı.

 

DENİZ ÇAKIR AÇIKLAMA YAPTI

İstanbul'da bir AVM'de başörtülü kadınlara hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatılan Deniz Çakır, sosyal medya hesabından iddialara cevap verdi.

Zorunlu Açıklama: "Sustum, çünkü böyle bir suçlama karşısında savunma yapmayı bile zul gördüm. Şimdi okuyacaklarınız da bir savunma değil, bilgilendirmedir. Belli ki bunu yapmadığım zaman bazı kişiler iftira ve karamalarına devam edeceklerdir.

"KAMUOYUNA YANSITILANLAR GERÇEK DEĞİLDİR"

30 Aralık2018 günü, öğleden sonra iki kadın arkadaşımla doğum günümü kutlamak üzere gittiğim mekanda yaşananlar ile ilgili kamuoyuna yansıtılanlar gerçeği yansıtmamaktadır. Arkadaşlarımla gittiğimiz mekanda önce yan masamıza oturan kişiler hal ve hareketleriyle bizden rahatsızlık duyduklarını belli ettiler. Hatta bakışları ve vücut dilleri zaman zaman tacize de yaklaşmıştır. Bizi bilinçli olarak huzursuz ettiler. Daha sonra bizim kutlama ortamımızdan hoşnut olmadıklarını belli ederek yer değiştirip başka bir masaya geçtiler.

"SÖZLÜ OLARAK SATAŞTILAR"

Arkadaşlarımla kutlama yaparken doğal olarak birbirimizin fotoğraflarını çektiğimiz sırada, bu sefer kendi fotoğraflarını çektiğimizi ima ederek bize sözlü olarak da sataştılar ve bu noktada aramızda kısa bir sözlü tartışma yaşandı. Konu uzamadı kapandı. Aynı ortamda yaklaşık 20 dakika daha oturduk. Mekanda kameralar mevcuttur,görüntüler incelenebilir.. bu konuda hiçbir kaygı yaşamamaktayım.

"TARTIŞMANIN BAŞ ÖRTÜSÜ GİBİ KİŞİSEL TERCİHLERLE ALAKASI YOKTUR"

Tartışmanın, benim açımdan giyim, kuşam, türban, baş örtüsü gibi kişisel tercih ve özgürlüklerle ilgisi yoktur, olmamıştır olamaz da. Ancak tam tersi, söz konusu kişiler mekanda beni gördükleri andan itibaren benim tercihlerimden rahatsız olduklarını ortaya koymuşlardır.

Yaşamımın her döneminde ezilenin, haklının, kadınların, yanında oldum. Kişisel özgürlüklerin savunucusu oldum. Hal böyle iken üzerime atılmak istenen işlenmemiş bir suçtur ve utanç vericidir. Kamuoyunun bilgisine sunarım.

 

KÖŞE YAZARLARI NE YAZDI?

Konu köşe yazalarının da gündemine geldi. Akşam Yazarı Hikmet Genç, "Sapına kadar laik, İslamofobik şizofrenler!"  başlıklı yazısıdnan  sert ifadeler kullandı.

 

SAPINA KADAR LAİK, İSLAMOFOBİK ŞİZOFRENLER!..

Mesela “Başörtülü kıza atılan yumruk” haberini hiç görmez Babıali’nin kökten laikçi kaşalotları…

Metro istasyonunda başörtülü bir kadına sözlü tacizde bulunup tüküren şerefsizi görmezler…

Ultra çağdaş, laik bir teyzenin, Atatürk Havalimanı’nda sarıklı bir adama bağıra çağıra; “böyle giyinemezsin” demesi gayet normal. Haber değeri bile olmaz…

Velhasıl “Yaşam tarzıma karışma” deyip, “Başörtülü, sakallı, cüppeli..vs, Müslümanların yaşam tarzına tahammül edemeyen yobazlar bunlar…

Bir de bunların sözde aydın, gazeteci, sanatçı, entelektüel ve dahi sapına kadar laik İslamofobik bir ekibi var…

Mesela, “1 bira içseniz aydınlanırsınız, Türkiye daha güzel olur” diyen yobaz dallama bize yaşam tarzı sunar!.. (Sen “Türkiye güzelleşsin” diyorsun, herif önce kafalar “güzelleşsin!” diyor.)

Bir diğeri, “Gitsin Cumhurbaşkanı bir Mozart bir Beethoven dinlesin. Belki iyi gelir” der sana neyin iyi geleceğini bildirir!.. (Sen de bir Müslüm Baba dinle, beyin damarların açılsın!.)

“Bir dizi oyuncusu da ünlü bir AVM’de bir kafede sarhoş bir halde, başörtülü kadınlara sataşmış.

Oyuncu, yan masada sohbet eden 6 başörtülü kadına “Burası Arabistan mı? Ne geziyorsunuz burada!” demiş.

Bir de üstüne kadınların tüm itirazlarına rağmen onların fotoğraflarını çekmeye çalışmış. (N’apacaksa artık. Kime şikayet edecekti acaba?!)

Şimdi sorsan, “En çağdaş, en Kemalist, en aydınlanmacı, en sapına kadar laik’ olan bunlar.

Bunlar, “Yaşam tarzım” diye ortalığı ayağa kaldıran ve fakat başkasının yaşam tarzına tahammül edemeyen, Müslüman’a ne giymesi, ne içmesi ve ne dinlemesi gerektiğini söyleyen gerici yobazlar…

Söylenecek çok fazla bir şey yok…

Ulan bi’ bitmediniz be!..”  Hikmet Genç-Akşam

 

Deniz Çakır ve Elif Gürbüz'ün

ÖRTÜSÜNE UZANAN KİRLİ EL!

“…Tam tersi olsaydı, ismi her ne zıkkımsa o akıl yoksunu kadının yaptığını Elif Gürbüz yapsaydı... ne olurdu sizce, kıyamet kopmaz mıydı? Elif Hanım'ın örtüsüne uzanan kirli elin sahibi cıngarı koparmaz mıydı? Oracıkta kendisini taciz eden, aşağılayan aşağılık yaratığı boğazlamaz mıydı? Haklı olarak Türkiye'yi ayağa kaldırmaz mıydı? Özgürlüğüne düşkün, hayat tarzına müdahale istemeyen kadınları harekete geçirmez miydi? Sözcü'sü... ötesi berisi yapılan rezilliği iri puntolarla manşetten verip, fitne ateşine daha fazla odun atmaz mıydı? Kadın hakları denilince bir değil, bir kaç adım öne fırlayan Ayşe Arman başta olmak üzere kadın yazarların kalemi ateş saçmaz mıydı? 

Ya kadın haklarına duyarlı erkek kalemler...
Neredesiniz birader?

Efendim?
Hımmm görmediniz, işitmediniz! 
Peki tamam...

Deniz Çakır'ı da mı duymadınız, görmediniz?!

Memleketimin güzel insanları.. 
Bu ülkenin sağlıklı düşünen kalemleri...
Kadına yapılan şiddete karşı ayaklanan anneler, bacılar... çocuğuna işkence yapan zalimlere karşı ayağa fırlayan herkes... peki siz niye sessiz kaldınız? Çığlıklarınız niye arş-ı alaya ulaşmadı hâlâ? Her konuda ahkâm kesen siz, niye suskunsunuz arkadaş?”

Hadi Özışık-İnternethaber.com

 

 

KIYAMET ÇATLAĞI…

“…Şu yaşananlara sıradan bir gelişme olarak bakmayın çünkü bu yapılanlar pek hayra alamet değil.

Hangi aklı başında yazar ekrana çıkıp, “Yarın sizi savunan iktidar düştüğünde biz sizi yine mağdur edeceğiz” diyerek intikam narası atar.

Hangi aklı başında televizyoncu haberleri sunarken laf arasında insanları sokak eylemleri yapmaya davet eder?

Hangi aklı başında sanatçı Erdoğan’ı kastederek, “Ya ayaklarından asılır ya da mahzenlerde zehirlenir. Olmadı bir darbeye kurban gider” diyerek tehdit eder.

Ve hangi aklı başında sanatçı gittiği bir alışveriş merkezinde başörtülü insanları cep telefonuyla takip eder, “Bu ülkede yeriniz yok, Arabistan’a gidin” diye ötekileştirir?

Bırakın yazarını, gazetecisini, sanatçısını…

Aklı başında hiçbir insan bu tür bir eylemler içinde olmaz, olmamalı. Ama baksanıza, bunlar âdeta kudurmuşçasına saldırıyor.

Âdeta yaklaşan seçimler öncesi açacak bir gedik arıyor hepsi. Erdoğan ve ona destek verenlerle ilgili kurdukları her cümle tehditle başlıyor, küfür ve hakaretle bitiyor.

Bir iç savaş hayalleri var ve yaptıkları manyakça hareketlerle bizi hızla o noktaya götürmeye çalışıyorlar”

Süleyman Özışık-Türkiye