“Dengeli beslenme sağlıklı yaşamın temelini oluşturur”

“Dengeli beslenme sağlıklı yaşamın temelini oluşturur”

Diyetisyen Deniz Bolçocuk, beslenme sorunu olmayan insanların besinleri gereksiz yere israf edebilirken, beslenme sorunu yaşayan insanların açlıktan ya da beslenme yetersizliğine bağlı sorunlardan hayatını kaybedebilmekte olduğuna dikkat çekti.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nün 16 Ekim gününü “Dünya Gıda Günü” olarak kabul ettiğini belirten Deniz Bolçocuk, Birleşmiş Milletlere üye olan ülkelerde her sene bu tarihte gıda üretimi ve tüketimi, açlık, beslenme gibi çok önemli hayati konuların incelenmekte olduğunu ifade etti. Buna bağlı olarak Türkiye’de ve ülkemizde de 9-16 Ekim tarihleri arasındaki haftanın “Dünya Gıda Günü - Beslenme ve Besin İsrafını Önleme Haftası” olarak kabul edildiğini söyleyen Diyetisyen Deniz Bolçocuk, konu ile ilgili açıklamasının devamında şunları kaydetti:

  Yetersiz beslenme, açlık bütün ulusların ortak sorunudur

  Büyümemizi, gelişmemizi, enerji kazanmamızı, hastalıklardan korunmamızı aldığımız besinlerle sağladığımıza dikkat çeken Diyetisyen Bolçocuk, “önemli olan vücudumuzun ihtiyacı olan besinleri yeteri kadar almaktır. Yani dengeli beslenmedir. Dengeli beslenme sağlıklı yaşamın temelini oluşturmaktadır. Dengeli beslenmek için gerekli olan besin maddelerinin yeteri kadar üretilmesi zorunludur. Maalesef ki dünyanın birçok ülkesi bu imkana sahip değildir. FAO’nun üzerinde durduğu en önemli konu, artan nüfusunu besleyemeyen yoksul ülkelerde açlık, hastalık ve ölüm sayısının gittikçe artmakta olmasıdır. Yetersiz beslenme, açlık aslında bütün ulusların ortak sorunudur. Birleşmiş Milletlere üye ülkeler, Dünya Gıda Günü‘nde yaptıkları toplantılarda yeterli beslenmeyi sağlamak, açlığı önlemek için kararlar alırlar ve bütün milletleri bu kararlara uymaya çağırırlar” dedi.

 

  Yetersiz ve dengesiz beslenmeyi, açlığı meydana getiren nelerdir ? sorusunu cevap veren Diyetisyeni Bolçocuk , "Besin üretim ve tüketiminin dengesiz olmasından dolayı herkese düşen besin maddesinin yetersiz olması, besin üretimi ve tüketiminde bilgisiz hareket etmek. Özellikle gıda maddelerinde tutumlu davranmayarak gıda israfında bulunmak, hızlı nüfus artışı da beslenme dengesini bozan en önemli sebeptir. Nüfus planlamasının uygulanmaması/uygulanamaması nüfusun hızla çoğalmasına neden olmaktadır. Üretilen tüketime yetmemektedir. Böylece dengesiz ve yetersiz beslenme olmakta, yer yer açlık görülmektedir. ekonomik gücü olmayan fakir ve gelişmemiş ülkelerde yetersiz beslenme, açlık çok görülür." ifadelerini kullandı.

  Besin savurganlığı nasıl önlenir?

  Besin savurganlığını önlemek ve yok etmek için dikkat edilmesi ve yapılması gerekenler belirten Diyetisyen Bolçocuk,”Tüketeceğin kadar gıda ürünü almak, artan gıda ürünlerini doğru değerlendirmek ve boşa kullanmamak, fazla miktarda artan gıdaları, ihtiyacı olan kişilere ulaştırmak, yiyecekleri bozulmadan tüketip kullanarak, çöpe atılmasını önlemek, gıda ürünlerini alırken son kullanma tarihine dikkat etmek ve tarihi dolmadan ürünü tüketmek, fazla miktarda gıda alışverişi yapmak yerine, ihtiyaç olduğu kadar alıp sık aralıklarla alışveriş yapmak, ihtiyaç duyulmayan ve kullanılmayan gıda ürünlerini satın almamak, gıda ürünlerini en etkili şekilde muhafaza etmek. Örneğin sütü buzdolabında saklayarak bozulmasını engellemek, ekmeklerin hava ile temasını azaltarak daha uzun süre taze kalmasını sağlamak ya da nem çürümeyi hızlandırdığı için sebzeleri ve meyveleri önceden değil yeneceği zaman yıkamak” şeklinde konuştu.

  Sağlıklı beslenme yeterli ve dengeli beslenmedir

  Besin savurganlığının önüne geçerek, dünyadaki açlık sorununun önlenmesine büyük ölçüde katkı vermiş oluruz diyen Diyetisyen Bolçocuk, sözlerine söyle devam etti: “ Bunun için hepimizin çalışması ve gıdaları israf etmemesi gereklidir. Sağlıklı beslenme yeterli ve dengeli beslenmedir. Vücudumuzu oluşturan hücrelerin düzenli ve dengeli çalışması için besin öğelerinden yani yağlar, karbonhidratlar, proteinler, vitaminler ve minerallerden yeterli miktarda almalıyız. Vücudumuzun tüm besin maddelerine ihtiyacı vardır. Yediğimiz bir lokma ekmeğin, bir kaşık yemeğin, bir bardak sütün, bir zeytin tanesinin, bir meyvenin üretilmesinde, hazırlanmasında harcanan emekleri unutmamalıyız. Dengeli beslenip, yeteri kadar besin tüketelim. Besin israfı, emeklerin çöpe atılması demektir. Besin israfı, milletçe fakirliğe doğru giden yolu hazırlamak, hızlandırmaktır. Çok üretelim, yeteri kadar tüketelim.”