'Deli Dana Trump'

'Deli Dana Trump'

Trump için” deli dana” benzetmesi yapan Milat yazarı Ahmet Ay, “Deli dana gibi ortalığa saldıran Trump 3. Dünya Savaşı çıkartmaya çalışıyor” dedi.

ABD’nin Türkiye’ye karşı başlattığı ekonomik saldırı köşe yazarlarının gündeminde yer almaya devam ediyor. ABD ve Trump eleşltirilerin hedefinde.  Trump için” deli dana” benzetmesi yapan Milat yazarı Ahmet Ay, “Deli dana gibi ortalığa saldıran Trump 3. Dünya Savaşı çıkartmaya çalışıyor” dedi. İşte köşe yazarlarından alıntılar…

 

BİR MİLLET UYANIYOR

“15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki güç olan Amerika, darbeden umduğu sonucu alamayınca bu kez aradan taşeron FETÖ’yü çıkardı, işi kendisi üstlendi. Yaşadığımız ekonomik dalgalanma yalnızca, ne Rahip Brunson ne Trump ve attığı tweet ne de ekonomik gerekçelerle açıklanabilir. Tek derdi ülkesi olan ve ekonomiden anlayan herkesin ortak görüşü bu. Türkiye, Amerika’nın Ortadoğu’daki oyununu bozdukça, Pentagon ve CIA dahil açık-kapalı tüm yapılarıyla Amerika, Türkiye’yi hedef alıyor. Bunun için Amerika, 2013 yılından beri hedefine kilitlenmiş, tek derdi Erdoğan’ı düşürmek.

FETÖ eliyle 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın tutuklanması girişimi, 17/25 Aralık 2013 operasyonları, 2014 MİT TIR’larının durdurulması, 15 Temmuz darbe girişiminin ortak amacı aynıydı. FETÖ’cülerin taşıdığı deliller ve FETÖ’cü tanıklarla 17/25 Aralık davasını Amerika topraklarında görmeye çalışması da bunun işaretiydi. Taşeron FETÖ ve Amerika ortak amaçlarına ulaşamadılar. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, “Darbenin arkasında ABD var” sözü, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından duyduğumuz, “Darbe ile yapamadıklarını parayla yapmaya çalıyorlar” cümlesi bize saldırının adresini ve amacını veriyor. Asıl önemlisi Türk milleti bunu anladı, tıpkı 15 Temmuz akşamı gibi topyekun savunmaya geçti. Elbette o gece olup biteni köşesinden izleyen, bugün de “Aynı gemide değiliz” diyenler yok değil.

GEMİYİ TERKEDEN FARELER

Gemiyi ilk terkeden farelerle ya da en yakın filikaya atlayanlarla aynı gemide olmamız mümkün değil. “Aynı gemide değiliz” diyenleri 15 Temmuz akşamı da görmüştük; Benzin istasyonlarında, marketlerin önünde makarna kuyruğunda, ATM’lerin önünde para çekme derdindelerdi. Nitekim İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali önceki gün bu konuya şu cümleyle katkıda bulundu; “15 Temmuz’da çok ciddi bir döviz satışı görmüştük, bu defa daha dengeli.” Filikalara atlayıp kendini kurtaracak başka gemi peşine düşenler merak etmesin. Nasıl olsa onları toplayacak bir gemi gelir, kurtulurlar. Türk halkının derdi 10 bin kilometre uzaktan atılan torpidonun gemide açtığı gediği kapatmak. Bu gemiyi batacak zannedenler, bir kez daha yanılacak.

Bakın, kimi yurttaşlar elindeki dövizini bozduruyor, kimi dövizini bozduranlardan minübüs ücreti almıyor, kimi berber Amerikan tıraşını yapmıyor, kimileri de bunlarla dalga geçiyor. Bu operasyonu çekenlerin amacı halkta panik yaratıp, bankaların önünde kuyruklar oluşturmak. Oysa, onlar ne yaparsa yapsın bir millet uyanıyor. Çünkü, o küçümsemeye çalıştıkları insanlar ülkesine yapılan saldırıya karşı yüksek bir bilinçle savunma yapıyorlar. Atatürk’ün söylediği gibi, “Türk milletinin karekteri yüksektir” ve “Bağımsızlık karakteridir.” Evet, bir millet uyanıyor.”

Nedim Şener-Posta

 

DELİ DANA TRUMP

“Hemen hemen bütün uzmanlar dolardaki bu artışın ekonomik izahının olmadığını söylüyorsa o zaman ABD’nin bu saldırı ile hedeflediği amacı ya da amaçları olmalı. Türkiye’den ne/ler talep ediyor da alamadığı için saldırıyor ABD? Bu sorunun cevabını son yıllarda yazdığımız pek çok yazıda vermiştik: ABD, kendisine diz çökmeyen bir Türkiye istemiyor. 1 Nisan 2016’da dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’na ABD bizden ne istiyor diye sorduğumda, “Bizi Fırat’ın batısına sıkıştırmak istiyorlar” demişti. Bir türlü bu amacına ulaşamayan ABD İran, Suriye, Katar, Rusya ile yaşadığı sorunlarda da Türkiye engeli ile karşı karşıya kalınca bu engeli ortadan kaldırmanın yolunu aradı ve buldu: Türkiye’ye mali baskı ile diz çöktür. İşte saldırının amacı da bu saldırı ile hedeflenen de bu kadar açık ve net. Hiçbir şüphe ve belirsizliğin olmadığı saldırı aslında iktisadi bir savaştır. Kaldı ki bu savaş sadece Türkiye ile sınırlı kalmayacak. İtalya boşuna “çok yakında sıra bende” demiyor. Almanya, İngiltere, Fransa endişeli. Deli dana gibi ortalığa saldıran Trump 3. Dünya Savaşı çıkartmaya çalışıyor.” 

Ahmet Ay-Milat

 

 

YİNE YENİDEN ŞERBETLENİYORUZ!.. 

"Peki n’oldu?..

 Türkiye’nin önde gelen bankalarının genel müdürleri; “Sıkıntı yok, panik yok, mevduatlar güvende’ açıklaması yaptı…

TOBB ve TÜSİAD’tan ortak bir açıklama geldi; “Hükümetin açıkladığı ekonomik programın hedefleri ve alınmakta olan önlemlerin başarısı için iş dünyası azimle destek olmaya kararlıdır”

Avrupa Parlamentosu Türkiye Forumu yayınladı; “AB, ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı ilave verginin gayrimeşru ve DTÖ kurallarına aykırı olduğunu değerlendirmektedir”

Uluslararası finans uzmanları, ABD’nin fitilini ateşlediği ticaret savaşlarının küresel ekonomi için risk oluşturduğu uyarısında bulundu

Çin hükümetince yayımlanan “Çin ve Dünya Ticaret Örgütü” başlıklı beyaz kitapta; ‘Çin, Türkiye ile el ele vererek güçlerini birleştirmeli’ tavsiyesi yer aldı…

Rusya, İran, Azerbaycan ve bir çok İslam ülkesi Türkiye’yi destekledi…

Almanya Ekonomi Bakanı Peter Altmaier de Türkiye’nin hedef olduğu ekonomik saldırıya tepki gösterdi.  Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), “Türkiye’de son 3 yılda toplam 5,4 milyar avroluk yatırım yaptık. Türkiye’ye olan bağlılığımızı sürdürüyoruz” dedi…  İtalya Başbakanlığı açıklama yaptı; “Türkiye’ye yakınlık göstermeliyiz, Türkiye’ye yönelik ekonomik saldırı tüm Avrupa’yı etkileyebilir” denildi

Dışarıdan destekler devam ederken içeride de vatandaş dolara karşı taarruza geçti…

 500 dolar bozdurup makbuz getiren müşterilerine kuzularda 100 lira, kurbanlık koçlarda ise 200 lira indirim uygulayan oldu. Ücretsiz araç yıkama, ücretsiz tıraş, bedava kebap vs, gibi her türlü kampanya başlatıldı.

Başkan Erdoğan’ın çağrısına kulak veriyor bu millet. İşadamları da ellerini taşın altına koydular…  Anlayacağınız yine şerbetleniyoruz!

“Keşke dolar 8-10 lira olsa, batsak bitsek de Erdoğan’dan kurtulsak” diyen dümbükler için diyecek bir şey yok...  Onlar, elin gâvuru bilmediğimiz yeni bir saldırı keşfedene kadar bekleyecekler!..”

Hikmet Genç-Türkiye

 

 

HİÇ BÖYLESİNİ GÖRMEMİŞTİM

“İşte bu yüzden halka "gerçekten kriz var" diyecek, piyasaları paniğe sürükleyecek aktörler devrede. Kostümleri farklı olduğu için biz onları müstakil şahsiyetler sanıyoruz. Ancak tarlalarını süren aynı el.
Bu kritik karar anında da, farklı cephelerden aynı hedefe hizmet eden atışlar yapıyorlar... "Solcusu," ABD Başkanı açıkça para birimimizi telaffuz ederek bizi dolarla terbiye edeceğini söylemişken "ekonomik savaş yalan, suçlu biziz" diye ağlıyor.

Türkiye'deki Suriyeli gençlerin vatanseverliğini sorgulayan "Milliyetçisi", dolar sıçrayınca "Gâvur memleketlere" iltica etmek için yaptığı gelecek planlarını Twitter'da ilan ediyor. "Ulusalcısı", Atatürkçüsü, ABD'nin dümen suyundan çıkan Türkiye'nin gidişatına ağıt yakıyor.

Kendine "İslamcıyım" diyeni, ABD'nin kırbacını kaldırmışken, "mazlumun hiç mi suçu yok" diye muhasebeye başlıyor...

Hükümet, 'ekonomi yönetimi asla' diyerek defalarca güvence verdiği halde...

"Piyasacısı," "liberali", "trolü" ABD demir çelik kotasıyla serbest piyasaya zaten müdahale etmişken, hükümetin adı bile anılmayan tercihlerde bulunma ihtimaline don biçiyor.

Dün de üçü bir arada misali yukarıda saydığımız sıfatların pek çoğunu bünyesinde toplayan bir Kürt kanaat önderi, "yegâne çıkışın" formülünü açıkladı: "TL'den Mustafa Kemal'in yüzünü kaldır, bir yüzüne Şeyh Sait diğer yüzüne Seyit Rıza'nın resmini koy. Tüm Kürtler TL'ye hücum eder!"
Şimdi siz söyleyin, böylesini görmüş müydünüz?”

Melih Altınok-Sabah

 

KUR KRİZİ FIRSATA DÖNÜŞEBİLİR

“Amerika’yı yöneten meczubun direkt olarak Türk Lirası’nı hedef alarak yarattığı kur krizi Çin’den Rusya’ya, Almanya’dan Katar’a kadar dünyanın her yerinde tepkiyle karşılandı. Amerika’nın ekonomik gücünü siyasi bir şantaj aracı olarak kullanarak NATO üyesi-müttefiki bir ülkeyi krize sokmaya çalışması başta Avrupa olmak üzere tüm dünyayı rahatsız etmiş durumda. İşte tam da bu noktada şayet Ankara doğru adımları atarsa kur krizi Türkiye açısından bir fırsata dönüşebilir. Önümüzdeki ay Cumhurbaşkanı Erdoğan Almanya’ya gidiyor. Bu, Türkiye-AB ilişkilerinin onarılması için önemli bir fırsattır. Avrupa, ABD’yle kıyaslandığında Türkiye açısından hem siyasi hem ekonomik hem de sosyal anlamda çok daha önemli ve değerli bir partner. Türkiye ve AB’nin yeniden yakınlaşması her iki tarafın da yararınadır.”

Candaş Tolga Işık-Posta

 

 

DANGALAĞA KUR DERSLERİ!

“Dövizdeki dalgalanmayı “yeni sistem”in arazı gibi sunan dangalakların iddiasına gelince... Mali disiplinden taviz verilmemiş... Hiçbir dönemde “seçim ekonomisi” uygulanmamış... Mesela, Demirel gibi, “Kim ne vaat ediyorsa, biz 5 fazlasını veriyoruz” denilmemiş... Kambiyo rejimi değişmemiş... Bankacılık sistemi sağlam... Ülkede “hükümetsizlik” tehlikesi yok... Turizm gelirleri bir önceki yıla göre yüzde 30-35 oranında artmış... İhracat rakamlarında hatırı sayılır artışlar kaydedilmiş... Bütün göstergeler olumlu.

Hal böyle iken, nasıl oluyor da dövizde “anormal” bir dalgalanma yaşanıyor?

Bu nasıl oluyor?

Dangalak taifesine bakarsanız, TL’nin ilk kez devalüe edildiğini zannedersiniz.

Kaldı ki, açıkça bir “devalüasyon” tehlikesi de yok.”

Ahmet Kekeç-Star

 

SEFERBERLİK...

“Kurban Bayramı yaklaşıyor. Şunun şurasında bir hafta kaldı sayılır. Eş dost arıyor, "Ne yapacağız?" diye. "Ne yapacağız"dan kasıt, "Beraber danaya mı girelim, yoksa birer küçük baş hayvan mı keselim?" sorusunun cevabını almak...
Arayan herkese aynı şeyi söylüyorum.
"Ben bu yıl kurban kesmeyi düşünmüyorum. Çünkü kafamda başka bir düşünce var" diyorum. O düşünce şu: “Ben bu yıl kurban vekaletimi devlete vermek istiyorum!”
Günlerdir yazıyorum.
Emeklisinden memuruna, polisinden askerine ve hatta kumbarada para biriktiren çocuklara varıncaya kadar herkes parasını bu yıl gerisin geri devletin kasasına koymak istiyor. 
Emekliler, "Söz verilen ikramiyeler bayram öncesi yatırılmasın, istemiyoruz" diyor. Engelli maaşı alanlar, "Gerek yok, bir kere de almayıverelim" diyor. 
Düne kadar 3600 ek gösterge ve özlük hakları için isyan eden polis kardeşlerim, "Böylesine büyük bir savaş yaşanırken biz böyle duracak mıyız?" diye isyan ediyor. Ülkemin kahraman Mehmetçiği, "Biz sadece dağlarda savaşmak için asker olmadık. Bize düşen neyse yaparız" diye çağrıda bulunuyor. 
Bu bir milli seferberlik...
Devletimiz, "Durun yahu, henüz o duruma gelmedik" diyebilir, "Bizim ekonomimiz güçlüdür mesajı" verebilir.  
Ancak mesele bu değil ki... 
Bir ulus, tıpkı Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi, ülkesini yeniden ayağa kaldırmak için seferber olmak istiyor.” Süleyman Özışık-İnternethaber.com

 

ABD’NİN EKONOMİ DARBESİ DE BAŞARISIZ 

“Türkiye, krizin şokunu çabuk atlatarak kendi dengesini yeniden kurmayı başardı. Ankara, döviz kurlarındaki yükselmenin ekonomi üzerinde yarattığı olumsuz etkileri de çok geçmeden telafi etmeyi başaracaktır. ABD’yle yaşanan krizde aslında Türkiye bir bütün olarak çok iyi bir sınav verdi. Göründüğü kadarıyla Türk ekonomisinin bütün önemli aktörleri ABD saldırısı karşısında devletin tarafında durdu. Ekonomideki dalgalanmanın arkasındaki dış müdahaleyi millete anlatmada finans çevreleri ve iş dünyası önemli katkı yaptı. Muhalefet partisi sözcüleri dahi Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı ABD saldırısını işaret ederek belki de ilk kez hükümetle dayanışma içine girdi. Ne yazık ki, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce ve Meral Akşener her zamanki fırsatçılıklarını konuşturarak bu krizden nemalanmaya çalıştı. Özellikle Muharrem İnce, attığı twitlerle olumsuz bir tavır aldı ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine genel başkan olmayı hak etmediğini bir kere daha kanıtladı.”  Kurtuluş Tayiz-Akşam

 

DÜNYA BİZLE AMERİKA TEK

“Adını koymadan, zımni bir Haç Hilal İttifakı’nı selamlıyor hatta basınımız.

Yıldız gibi parlıyoruz diye bizi ölesiye kıskanmayan, hasedinden çatlayıp patlamayan, önümüzü kesmek için fırsat kollamayan bir Merkel bitmedi mi yanıbaşımızda! Kim inanırdı, Şansölye’nin yakınlarda bir gün dindaşı Trump’a karşı ekonomimize koltuk çıkacağı 6 ay önce söylense?...Meğer zenginleşmemizi, palazlanmamızı istiyormuş o da. İstikrarsızlaşmamızdan, çökmemizden yana değilmiş çıkarları. Türbülansa girmemiz onların da dengesini bozarmış. Hans’ı, George’u gücümüze güç kattığına göre...  Kaos ve kargaşa çıkararak bizi sıçrayışımızdan alıkoymaya, içimizi karıştırarak ayağımıza çelme takmaya yeminli iblis, demek ki başka delikte. Bu çetin mücadele, er veya geç bizi onunla da yüzleştirecektir. Maskeler düşüyor, dost düşman bu saflaşmada gerçek yüzleriyle ortaya çıkıyor. Teşekkürler maskeleri bir bir indiren medya!”

Akif Beki-Karar

 

 

TÜRKİYE’NİN ÇOK FAZLA EKONOMİK ÇARESİ VAR

“Kriz atlatıldı. Arada tabii ki her krizde olduğu gibi bankalar, iflas eden şirketler olur. Bu kaçınılmaz. Türkiye çok fazla ekonomik çareye sahip. TMSF’nin elinde büyük şirketler var. FETÖ dolayısıyla devletimizin haklı olarak el koyduğu bu şirketlerin aktif büyüklüğü 40-50 milyar TL civarında. Bu şirketlerin FETÖ’cü sahiplerinin bir kısmı firari, bir kısmı içeride. Hepsi ceza aldılar. Artık geri alamayacaklarına göre bu şirketler hemen özelleştirilmelidir. Buradan gelecek para ekonomiyi rahatlatacaktır. Kaldı ki şirketler kârlı ve alıcıları var.

Aynı şekilde bedelli askerlik için 400 bin başvuru var. Bu 6 milyar TL demek. Gençlerimizin bir kısmı harıl harıl para arıyor. Bankalara müracaat edenler var. Kredi çekecek gençlere düşük oran verilmeli. KGF kredilerinde de kolaylık sağlanmalı. Sadece ihracatçılara değil küçük esnaf ve KOBİ’ler de bundan yararlanmalı. Ek limitler açılmalı. Kimse şüphe etmesin, Türkiye bu krizi aşacaktır. Çare çok. Elbette bazı zararlar göreceğiz ama uzun vadede kazanacağız. Daha güçlü çıkıp dünyada çok önemli bir aktör hâline geleceğiz.”

Cem Küçük-Türkiye

 

ABD TÜRKİYE’Yİ KURTARIR MI?
“Türkiye’nin önüne olmayan bir seçenek konmaktadır. Daha doğrusu iflas etmiş olan Turgut Özal/Kemal Derviş ekonomisiyle yola devam edilebileceği beklentisi içinde olanlar var. Kısa vâdeli, yüksek faizli yeni borçlar bulunacak, üç beş ay sonra Türkiye bugünkünden çok daha derin bir döviz açığıyla yüz yüze gelecek. Daha da önemlisi, bu arada Türkiye, Güneydoğu illerimizde ve Suriye’nin kuzeyinde PKK otoritesinin kurulmasına razı olacak, Kıbrıs’ta bazı ödünler verecek, Doğu Akdeniz ve Ege’de haklarımızdan vazgeçmek yolunda adımlar atacak, İran’a ambargoya boyun eğecek vb.

Birincisi, Türkiye ABD’nin dayatmalarına boyun eğemeyeceği için, ekonomide ABD marifetiyle bir çözüm bulunmuyor.

İkincisi, Türkiye ekonomisinin gerçeğine baktığımız zaman, ABD gözetiminde bir çıkış yolu görünmüyor. Türkiye, 1980’den bu yana ABD’nin dayattığı Dünya Ekonomisiyle Bütünleşme sürecinde buraya geldi. Devam etmek isteyenler için, önümüzde uçurumdan başka bir seçenek yok.”

Doğu Perinçek-Aydınlık

 

AB İLE YAKINLAŞMA ZAMANI

“Tam da geçen yazıda dediğim gibi AB’den Türkiye’ye destek açıklamaları art arda geliyor. Angela Merkel ve Alman yetkililer başta olmak üzere, Avrupa’dan birçok isim Türkiye’nin ekonomisinin bozulmasının kendilerini de etkileyeceğini söylüyorlar.
Trump’ın ticarete bariyer çekme yaklaşımına ciddi tepki koyuyorlar.

Bu gelişmelerin iki sonucu olacaktır:

1) Türkiye, AB ile ilişkilerini doğru bir strateji ile yeniden hızlandırabilir. Müzakere sürecini canlandırabilir. Mevcut ABD yönetimine karşı itirazlarında AB’yi yanına alıp cepheyi genişletebilir. Ancak bunun için dilin biraz yumuşaması ve yargıdaki sorunlarla ilgili adımlar atmak gerekiyor.

2) Serbest ticarete karşı duruşu nedeniyle Trump bir süre sonra ABD mallarını satmakta zorlanacak ve sıkıntıya düşecektir. Doların yükselmesi ABD’de ihracatı olumsuz etkiler. Çözüm her zaman liberal ekonomide.”

Nagehan Alçı-Haber Türk