Prof. Dr. Ali Akpınar

Prof. Dr. Ali Akpınar

Değerlerimizi iç ediyoruz!

 

Hangi konuyla ilgili olursa olsun değerler, sahiplenildikleri ve yerli yerince kullanıldıkları sürece değerdir ve değerlidir. Sahiplenilmeyen, yerinde ve zamanında kullanılmayan değerlerin bir değeri yoktur.

Nice değerler vardır ki elimizde iken kıymetini bilmeyiz. Ne zaman ki onu kaybederiz, işte o zaman dövünmeye çalışırız. Bu meyanda peygamberimiz şu uyarılarda bulunmuştur:

“İki nimet/değer var ki insanların çoğu bunda aldanmıştır: Sağlık ve boş vakit.”

“Şu beş şey gelmeden şu beş şeyin/değerin kıymetini bil: Hastalıktan önce sağlığın, fakirlikten önce zenginliğin, ihtiyarlıktan önce gençliğin, ölümden önce hayatın, meşguliyetten önce boş vakidin.”

Bazı değerler vardır ki onları da şuursuzca kullanır, istismar eder ve iç ederiz. Artık bizim için o da bir değer olmaktan çıkar. İşte bu yazımızda bunlara dikkat çekmeye çalışacağız.

Dua ile başlayıp dua ile sona eren ve dua ayetleriyle dopdolu olan bir Kitabımız var. Günlük hayatında yaşadığı ve karşılaştığı her olayı dua fırsatı olarak değerlendiren bir Peygamberimiz var. İşte Kur’ân ve Sünnetten dilimize/kültürümüze geçmiş çok anlamlı dua cümlelerimiz var: Maşallah, inşallah, hasbünallah, estağfirullah, lâ havle velâ kuvvete illâ billah  bunlardan sadece bir kaçı.

Peki, bu vecize duaları kaçımız farkında olarak ve yerli yerince kullanıyoruz?

Kaçımız bu cümlelerin anlamını doğru olarak biliyor?

Bu sorulardan çoğumuzun sınıfta kalacağını hemen söyleyebiliriz. Şöyle ki:

Bugün insanımız pek çok süs eşyasının üzerine yazdığı maşallahı bir süs eşyası olarak kullanıyor, inşaallahı lafın gelişi söylüyor, hasbünallahı alışkanlık olduğu için tekrar ediyor, estağfirullah diye diye günah işliyor! Yüce Allah’ın bir ismi ile karşımızdakine hitap ettikten sonra, Azizim deyip ona olmadık hakaretleri yapabiliyoruz.

Dilimizde yaygın olarak kullanılan şu vecize cümleleri kısaca tanımaya çalışalım. Tanıyalım ki onların farkına varalım ve şuurlu bir biçimde onları kullanıp onlardan istifade edelim.

Alîm Allah: Yemine kuvvet vermek için söylenen bu deyim Kur’ân’ın pek çok ayetinde geçen “Allah alimdir” ifadesinden alıntılanmıştır. Sözlerinin arasında bunu söyleyen kimse, Yüce Allah’ı sözüne şahit tutuyor demektir.

Allah kerîm: İmkansız görünse de olabilecek işler için kullanılan bu ifade Yüce Allah’ın Kerîm olduğunu açıklayan pek çok ayetten esinlenerek söylenmektedir. Bu cümleyi bilerek kullanan kimse, gereği gibi Allah’a tevekkül eder. Tevekkül, kul olarak yapılması gerekeni yaptıktan sonra, sonuçları Allah’a havale etmektir.

Allahü a’lem: En doğrusunu Allah bilir, anlamında konuşma ve yazı dilinde çeşitli vesilelerle kullanılan bu deyimle ilgili pek çok ayet vardır.

Bârekallah: Allah mübarek etsin, anlamında değişik vesilelerle söylediğimiz bu deyimin temelini yüce Allah’ın mübarek oluşunu anlatan ayetlerle, O’nun bir kısım yerleri bereketlendirdiğini anlatan ayetler ve bu konuda hadislerde yer alan dua cümlelerinin oluşturduğunu söyleyebiliriz. Bu duayı yapan kimse, gerçek bereket kaynağı olarak Yüce Allah’ı kabul eder ve O’nun ölçülerine riayet ederek söz ve eylemlerini bereketlendirmeye çalışır.

Bismillah: Allah’ın adıyla, anlamına gelen bu ifade, bir Kur’ân ayetinin parçası olup her önemli işin başında çekilir. Bir işe uğurlu olması dileğiyle başlamak anlamına da ‘Bismillah demek’ deyimi kullanılır olmuştur. Dilimizde hayırsız, ahlaksız kişiler için de ‘Besmelesiz’ tabiri kullanılır. Kur’ân surelerinin bir ayeti olup olmadığı tartışılan bu ayet, surelerin başında yer almanın yanında şu ayetlerin içerisinde de geçmektedir: “Nûh dedi ki: ‘Gemiye binin! O’nun yüzüp gitmesi de durması da Allah’ın adıyladır’.”[1] “(Kraliçe dedi ki: Mektup Süleyman’dandır, Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla (başlamakta)dır.”[2]

Elhamdülillah: Hamd Allah’adır anlamına elde edilen nimetlere karşı bir dua cümlesi olarak sıkça kullanılan bu deyim ilk Kur’ân suresinin besmeleden sonra gelen ilk ayetidir. Bundan başka içerisinde bu ifade geçen pek çok ayet vardır. 

El-hükmü lillah:  Hüküm Allah’ındır anlamına, teselli için kullanılan bu ifade, Kur’ân’da şu şekilde geçmektedir: “..Artık hüküm yüceler yücesi Allah’ındır.”[3] “Hüküm ancak Allah’ındır.”[4]

Evel Allah : Allah’ın yardımıyla anlamında kullanılan ve aynı zamanda Yüce Allah’ın bir ismi olan bu ifade şu şekilde Kur’ân’da geçmektedir: “O, Evvel, Ahir, Zâhir ve Batın’dır. O, her şeyi en iyi bilendir.”[5] Bu ifade ile kişi, Allah adına iş yapar ve O’ndan güç alır.

Eyvallah: Bir şeyi kabullenmek anlamında kullanılan bu ifade “Evet vallahi anlamına gelen ‘î vallahî’ ibaresinden Türkçe’ye uyarlanmıştır. Bu sözün aslının, yine aynı anlama gelen Türkçe ‘İyi vallah’ olduğu da söylenmiştir. Bu deyim bir ayette şu şekilde geçer: “(O haber) gerçek mi, diye senden haber istiyorlar. De ki, evet Rabbime andolsun ki (î verabbî) o şüphesiz gerçektir..”[6]

Fî sebîlillah: Allah yolunda, Allah uğruna demek olan ve hiç karşılık beklenmeden yapılan işler için kullanılan bu deyim pek çok ayette geçmektedir.

Hasbinallah: Doğru okunuşu Hasbünallah olan bu deyim, Allah bize yeter, anlamına Allah’tan yardım dilerken söylenen bu deyimle ilgili pek çok ayetten biri şöyledir: “Bir kısım insanlar, müminlere: ‘Düşmanlarınız olan insanlar, size karşı asker topladılar, onlardan sakının’ dediklerinde bu, onların imanlarını bir kat daha artırdı ve ‘Allah bize yeter, O ne güzel vekildir’ dediler.”[7]

Lâ havle velâ kuvvete illâ billah: Allah’ın güç ve kuvvetinin önünde başka bir güç yoktur, anlamına gelen bu deyim Kur’ân’da şöyle geçmektedir: “Bağına girdiğinde: Allah dilerse olur! Kuvvet yalnız Allah’ındır, (Maşaallah! Lâ kuvvete illa billâh!) deseydin ya!..”[8]

Mâşâallah: (Allah dilerse olur): Allah korusun, nazar değmesin anlamına ‘Kırk bir buçuk maşallah’; nazar değmesin, çok iyi anlamına ‘Maşallahı var’; ciddi gayret göstermeksizin başarıya ulaşılamayacağını bildirmek için ‘Maşallahla inşallahla olmaz’ deyimleri kullanılır. Oysa Kur’ân kul olarak gerekli tedbirleri aldıktan sonra her iki deyim ile Allah’a güvenmenin ve O’nun yardımını istemenin gerekli olduğuna vurgu yapar: “Allah’ın dilemesine bağlamadıkça (İnşaallah demedikçe) hiç bir şey için ‘Bunu yarın yapacağım’ deme..”[9] “Bağına girdiğinde: Allah dilerse olur! Kuvvet yalnız Allah’ındır, (Maşaallah! Lâ kuvvete illa billâh!) deseydin ya!..”[10] “Alemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.”[11]

Konuyla ilgili daha değişik örnekleri görmek isteyenler ise, kitabının reklâmını yapıyor demeden Kültür Dünyamızdaki Kur’ân Motifleri, Kitapkent-Uysal Yayınları, 2004 kitabımıza müracaat ediversinler.



[1] 11 Hûd 41.

[2] 27 Neml 30.

[3] 40 Ğâfir 12.

[4] 6 Enâm 57, 12 Yusuf 40, 67.

[5] 57 Hadîd 3.

[6] 10 Yunus 53.

[7] 3 Alu Imrân 173; 9 Tevbe 59. Ayrıca bkz. 8 Enfâl 62, 64; 9 Tevbe 68; 39 Zümer 38; 65 Talak 3.

[8] 18 Kehf 39.

[9] 18 Kehf 23-24.

[10] 18 Kehf 39.

[11] 81 Tekvîr 29.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.