Davutoğlu Televizyon Temsilcileriyle Bir Araya Geldi

Davutoğlu Televizyon Temsilcileriyle Bir Araya Geldi

Başbakan Davutoğlu:

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Dışişleri Bakanı olduğu dönemde Fetullah Gülen ile görüşmesine" ilişkin, "Bu görüşme biz BM Genel Kurul toplantıları için New York'ta bulunduğumuz sırada oldu" dedi.

Başbakanlık Basın Merkezi, Davutoğlu'nun Almanya'daki programında televizyon kanallarının temsilcileriyle bir araya geldiği ve onların sorularını yanıtladığı görüntüleri paylaştı.

Seçimlerin suhuletle yapılmasının önemine değinen Başbakan Davutoğlu, "Herhangi bir kesim, bir taraf seçimlere şiddet karıştırırsa açık söyleyeyim, buna kesinlikle izin vermeyiz. Seçimlerden sonra bir meşruiyet tartışması açarlarsa, işte 'Parlamentoya giremedik' diye. Bunun da karşılığı yoktur. Seçimler, kuralları belli bir şekilde yapılacaktır ve seçim neticelerine herkes razı olacaktır" diye konuştu.

Davutoğlu, kendilerinin seçim sonuçlarına ve halkın görüşüne razı olduklarını belirterek, şunları söyledi:

"Ama silahı bu anlamda seçim öncesi veya sonrası için bir baskı aracı olarak kullanmaya kalkılıyorsa buna taviz vermeyiz. Ben halkın benimsediği bir sürecin şu veya bu, art niyetli taraf tarafından durdurulamayacağı kanaatindeyim. Dolayısıyla Çözüm Süreci'nden kimse tereddüt etmesin. Doğu'da, Güneydoğu'da başbakan olduktan sonra da daha önce de gittim, halk buna inanmıştır. Öncelikle halkın sahiplendiği bu süreci neticeye ulaştırmak da bizim görevimizdir."

Silah bırakma çağrısı yapılmasına karşı örgütün silah bırakmadığı belirtilerek, "Öcalan acaba bu süreçlerde ne düşünüyor, ne yapacaktır, tahmininiz nedir" sorusu üzerine Davutoğlu, "Onların kendi aralarındaki ilişkiler" yanıtını verdi.

Davutoğlu, aynı gazetecinin "O da destekliyor mu acaba" demesi üzerine, şöyle konuştu:

"Onun yaptığı çağrı açıktı. İmralı'nın yaptığı çağrı açıktı. Bu konuda aralarındaki ilişkinin düzeyi ve bağlayıcılığı konusuna girmek istemem. Bizim için önemli olan netice burada. Gerek Kamu Güvenliği Müsteşarımızın, gerek MİT Müsteşarımızın yaptığı bütün görüşmelerde de bizim için tablo bu anlamda netti, seçime gitmeden silahların bırakılması. Bunun için Çözüm Süreci mekanizmaları içinde atılması gereken adımlar da atıldı. Ümit ederiz bu konuda basiret hakim olur ve neticeye ulaşırız. Silahla artık konuşmanın şeyini geçtik. Silahla birlikte konuşmak veya silahı baskı unsuru kılarak konuşmanın devri de geçti, Türkiye'de karşılığı da yok."

- "Hiçbir şeyden çekincem yok"

Başka bir gazetecinin "2013'te Pensilvanya'ya, iki şeyi sormak istiyorum, bu konunun tarafı olan paralel yapı, sizin bahsettiğiniz gibi bu görüşmenin böyle olmadığı yönünde açıklamalar yaptılar. Bir nezaket ziyareti çerçevesinde geçtiğini söylediler. İkincisi de 11. Cumhurbaşkanı Sayın Gül'ün bir açıklaması oldu, 'Benimle ilgili kısım öyle değil, sonradan haberim oldu' dedi. Sizin Sayın Gül'ün de haberdar olarak bu ziyareti gerçekleştirdiğiniz beyanınız üzerine" sözleri üzerine Başbakan Davutoğlu, şu karşılığı verdi:

"O görüşme bir kere Gülen ile baş başa yapılan bir görüşmeydi, dolayısıyla o da ne söylediğimizi gayet iyi biliyorlar. Ama her şeyi dinlemeye meraklı oldukları için eğer onu da kaydetmişlerse açıklasınlar. Ne söylediğimiz de orada açıktır. Tabii nezaket kuralları içinde söylenmiştir. Bir ültimatom, böyle bir şey yok o günün psikolojisi içinde ama söylediğimiz şey açıktır, 'Türkiye'ye dönmeniz ve bütün bu gerilimlerin durması için gereken adımların atılması, bürokraside olan unsurların kesinlikle siyasal bir şeyin parçası haline gelmemesi' vesaire. Yani uzun bir görüşmedir. Suriye konusunda ve dış politika konusunda da sürdürmekte oldukları yayınların bizim yürüttüğümüz politikalarla çelişkili, o zaman Dışişleri Bakanı olarak bunu söylüyorum ve başka ülkelerin söylemine yakın olduğunu, bu konularda bir bilgi eksikliği varsa her türlü bilgiyi herkesle paylaşabileceğimizi ama Türkiye'nin menfaatlerinin kollanması hususu da dahil olmak üzere çok geniş bir görüşmedir. Eğer dediğim gibi kaydetme, dinleme merakları olduğu için isterlerse yayımlasınlar, yani bunu çıkarsınlar, dinlemişler, kaydetmişlerse. Ben söylediğim her şeyin hem farkındayım, hem de ne dediğimi bilirim, ne söylediğimi de bilirim bu konuda hiçbir şeyden de çekincem yok. Ama tabii bunları, ben bir ilim adamıyım, o anda devlet yetkilisiyim, o nezaket kuralları içinde, nasıl Cumhurbaşkanımız başbakan iken 'ülkeye dön' davetinde bulunuldu. Şunu da açık bir şekilde söyleyeyim, 'Bütün bu ön yargıları giderecek olan yegane şey sizin Türkiye'ye dönmeniz ve iletişime açık olmanız', söylediğim şey de budur. 'Türkiye'ye dönmeniz halinde ve her an sizinle görüşülebilir olması durumunda zihinlerdeki bu şüpheler ortadan kalkar. Başbakanımız ne düşünüyorsa size doğrudan söyler, siz ne düşünüyorsanız söylersiniz, biz ne düşünüyorsak söyleriz. Sizin burada bulunmanız, bu iletişimi imkansız kıldığı için şüpheler artıyor. Türkiye'ye gelmeniz bunu kolaylaştırır.' Yani bu minvalde tabii şimdi, nihayetinde ben kaydetmediğim için bütün motamot ama söylediğimin, işin esası bu. İstiyorlarsa ben hayatımda hiçbir şekilde bir konuyu örtmedim, hiçbir görüşmemi devlet kayıtları dışında yapmadım, olması gereken şeyler içinde yaptım ve ne söylediğimi de dediğim gibi, söylediğim hiçbir sözden de bir adım geri adım atmadım. "

- "İlkeli tutumumu da eskiden takdir ederlerdi"

Davutoğlu, bunun onlar tarafından da gayet iyi bilindiğini belirterek, şöyle devam etti:

"İlkeli tutumumu da eskiden takdir ederlerdi. Kimsenin okullara gitmediği dönemlerde benim okullara ziyaret yapmış olmamı da takdirle anarlardı. Şimdi bir anda bu kadar saldırgan bir tavır sergilemeleri, bizde tutum değişmedi ama onlarda tutum ve  davranış tarzı değişti. Bizim ön yargımız olsaydı, yine söylemişler, 'Aksiyon'da yazdı', evet yazdım. Eğer bir ön yargımız olsaydı bunlar olmazdı. Özetle şunu söyleyeyim, mesajlarım da netti, gidişim de açıktı, berraktı, şu anda da bu konuda söylediklerim açıktır. Hiçbir şekilde söylediğim şeylerden geri adım da atmadım, mahiyeti de bellidir. Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ile ilgili olarak ise hafızalar yanılabilir tabii ama yine ben kendisiyle başdanışman olarak da daha sonra da cumhurbaşkanı olduğu dönemde Dışişleri Bakanı olarak da büyük bir onurla çalıştım, kendileri gayet iyi bilirler, ben herhangi bir yerde bir faaliyette resmi görevdeyken kendisinden izin almadan bırakın bir başka şehre gitmeyi, bir başka sokağa ya da toplantıya dahi gitmemişimdir. Bu görüşme biz BM Genel Kurul toplantıları için New York'ta bulunduğumuz sırada oldu. Dolayısıyla New York'tan Pensilvanya'ya gitmem söz konusu olduğunda da nihayet resmi görüşmelerin sürdüğü bir hafta sonuydu, kendisine de öyle görüşme için gideceğimi ifade etmiştim."

- "Benim için bu konu da berrak bir husustur"

Bir gazetecinin "Önceden söylediniz yani" demesi üzerine Davutoğlu, "Tabii. Ben hem şahsi ilişkimiz bağlamında hem de o anda dışişleri bakanıyım. Cumhurbaşkanının olduğu bir yerde dışişleri bakanı olarak Sayın Cumhurbaşkanımızdan izinsiz veya onun bilgisi olmadan herhangi bir yere gitmem, şehir değiştirmeyi bırakın, bir toplantı için bir yerden diğer yere giderken de bu benim devlet ahlakı etrafında benimsediğim bir ilkedir. Sayın Cumhurbaşkanımız tabii aradan süre geçti, kendisinde herhangi bir şekilde bu anlamda yanlış bir kanaat uyanmasını da istemem, kendisine olan saygımın ne kadar derin olduğunu, kendisi de bilir. Daha başbakanlığı döneminde, ilk başbakanlık görevini aldığında ve daha çok eskiye dayanan dostluğumuz gereği kurulmuş çok sağlam ilişkilerimiz var ama tabii kendisi de söylediği gibi bazen hafıza yanıltıcı olabilir ama benim için bu konu da diğer konu gibi berrak bir husustur" ifadesini kullandı.

Davutoğlu, "Sayın Gül ile New York'taydınız BM Genel Kurulu'nda. O toplantılar sürerken bir hafta sonu kendisi New York'ta kaldı siz gittiniz değil mi" denilmesi üzerine, şu yanıtı verdi:

Başbakan Davutoğlu, "Tabii. Türkiye'den ayrılmadan önce Sayın Başbakanımızla konuştum, 'Böyle bir teşebbüste fayda vardır diye' dedim. 'Taşların yerine oturması için ve olabilecek olumsuzlukları engellemek için' dedim. New York'a gittiğimizde de Sayın Cumhurbaşkanımızla o zaman bu ziyareti gerçekleştireceğimi ifade ettim, döndükten sonra da ne görüşülmüş olduğu konusunda da her ikisine de bilgi arz ettim."

(Sürecek)

Kaynak:Haber Kaynağı