Davutoğlu-Rutte ortak basın toplantısı

Davutoğlu-Rutte ortak basın toplantısı

Başbakan Davutoğlu: (2)- "Türkiye ve Almanya hem Birleşmiş Milletler'de hem NATO'da, Rusya'nın 2254 Sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararını yok sayan uygulamaları karşısında ortak girişimde bulunuyorlar. Bizimle birlikte savunma bakanlarımız

 Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Türkiye ve Almanya hem Birleşmiş Milletler'de (BM) hem NATO'da, Rusya'nın 2254 Sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararını yok sayan uygulamaları karşısında ortak girişimde bulunuyorlar. Bizimle birlikte savunma bakanlarımız da NATO'da şu anda toplantı halindeler Brüksel’de. Onları da aradık. Türkiye-Hollanda-Almanya birlikte hem BM hem NATO’da bu konuların gündeme getirilmesi konusunda çaba sarf edecekler" dedi.

Davutoğlu, Hollanda'nın Lahey kentindeki Başbakanlık Konutu'nda Hollanda Başbakanı ve AB Dönem Başkanı Mark Rutte ile görüştü.

Hollanda Başbakanı Rutte'nin Başbakan Davutoğlu onuruna verdiği yemeğin ardından iki lider, ortak basın toplantısı düzenledi.

Daveti ve misafirperverliği için mevkidaşı Rutte'ye teşekkürlerini ileten Başbakan Davutoğlu, Rutte ile son üç hafta içinde üçüncü görüşmeyi gerçekleştirdiklerini, Davos’ta ve Londra'da da bir araya geldiklerini, önümüzdeki hafta da Brüksel'de buluşacaklarını belirtti.

Bu görüşmelerin Türkiye ile Hollanda arasındaki klasik dostluğun bir gereği olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Bu kadar yoğun görüşmenin çok boyutlu yönü de var. Hollanda'nın aynı zamanda Avrupa Birliği (AB) dönem başkanı olması dolayısıyla Türkiye ile AB arasındaki ilişkiler bağlamında bu yaptığımız görüşmeler önem taşıyor. Bir kere her şeyden önce değerli dostumla mutabık kaldığımız bir hususu vurgulamak istiyorum. Davos'ta bir araya geldiğimizde Türkiye ile Hollanda arasında hükümetler arası zirve formatında bir sürecin başlatılması kararını almıştık ve inşallah ben de bu ziyaret sonrasında ekim ayında, gelecek sonbaharda Sayın Başbakanı Türkiye'de ağırlayıp, Türkiye ile Hollanda arasındaki ilk hükümetler arası zirveye eş başkanlık yapmaktan büyük memnuniyet duyacağım" diye konuştu.

Başbakan Davutoğlu, Türkiye ile Hollanda dostluğunun 404 yıl önce kurulan diplomatik ilişkilere kadar gittiğini, ileriye dönük olarak da bu dostluğu pekiştirmeye kararlı olduklarını bildirdi.

Hollanda-Türkiye siyasi ilişkilerinin yanında ekonomik ilişkilerin de mükemmel seyrettiğini vurgulayan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Bugün sabah Türkiye'de yatırım yapan Hollandalı yatırımcılarla bir araya geldim ve kendilerine teşekkür ettim. Çünkü Hollanda Türkiye'de en fazla yabancı yatırım bulunduran ülke konumunda 21 milyar dolarla. Yine Türk yatırımcılar da Hollanda'da 9 milyar dolarlık bir yatırıma sahipler. Büyük bir potansiyele sahibiz. Kültürel ve tarihi ilişkilerimiz, ekonomik ilişkilerimiz, siyasi ilişkilerimizi destekleyen çok güçlü temelleri taşıyor. Bugün tabii ikili ilişkiler yanında ayrıca Türkiye-AB sürecinde katettiğimiz mesafeyi ele aldık ve tabii 29 Kasım'da Türkiye-AB Zirvesi'nde mutabık kaldığımız Türkiye-AB Ortak Eylem Planı'nı ele aldık ve bölgesel sorunlar bağlamında Suriye mültecileri konusunu da bu çerçevede görüştük."

Önceki günlerde Ankara’da Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bugün de Hollanda'da Rutte ile yaptığı görüşmelerde ortak bir perspektifi barındırdıklarına dikkati çeken Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Şunu görmekten memnunum, kendisinin de biraz önce zikrettiği gibi son 4 yıldır Suriye konusu genelde bir Ortadoğu meselesi olarak görüldü ve Suriyeli mülteciler de sadece Türkiye'nin yüklenmesi gereken bir sorumluluk alanı gibi algılandı ve bu konu dünyada ve Avrupa'da hak ettiği yeri almamıştı. Ancak geçen yazdan itibaren çok ciddi bir farkındalık oluştu ve mülteciler konusu herhangi bir ülkenin tek başına ya da komşu ülkelerin birlikte taşıyacakları bir konu değil, insanlığın bir meselesi olduğunu ve mültecilere karşı insani bir sorumluluk taşıdığımızı daha yakından fark ettikçe iş birliği alanlarımız genişledi. Bugün karşı karşıya kaldığımız tablo her şeyden önce insani bir sorumluluk alanıdır ve uluslararası hukukun gerektirdiği bütün araçlar kullanılarak her ülke... Suriye'de barbarca yapılan saldırılardan, Suriye rejiminin varil bombalarından, DEAŞ terör saldırılarından ve son olarak da Rusya'nın bütün bu uluslararası hukuku çiğneyen barbarca saldırılarından kaçan insanların sığındığı bir ülke Türkiye ve bu insanlar bugün evlerini, yurtlarını, barklarını sadece ve sadece ailelerinin hayatlarını kurtarmak için bırakıp kaçıyorlar. Dolasıyla bu insani trajediye karşı hepimizin birlikte davranma sorumluluğumuz var."

Başbakan Davutoğlu, bu bağlamda ele aldıkları eylem planı çerçevesinde atılacak adımları gözden geçirdiklerini ve 29 Kasım’da mutabık kaldıkları birçok eylem planını da birlikte hayata geçirmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu anlattı.

Almanya Başbakanı Merkel ile mutabık kaldıkları 10 maddelik eylem planına verdiği destek dolayısıyla da Rutte'ye teşekkür eden Davutoğlu, "Türkiye ve Almanya hem BM'de hem NATO'da, Rusya'nın 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararını yok sayan uygulamaları karşısında ortak girişimde bulunuyorlar. Bizle birlikte savunma bakanlarımız da NATO'da şu anda toplantı halindeler Brüksel’de. Onları da aradık. Türkiye-Hollanda-Almanya birlikte hem BM hem NATO’da bu konuların gündeme getirilmesi konusunda çaba sarf edecekler. Ayrıca gelen mültecilerin Türkiye'de en iyi imkanlara sahip olması için Hollanda'nın ve AB Dönem Başkanı olarak Sayın Rutte'nin yürüttüğü çalışmalara da teşekkür ediyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Davutoğlu, birlikte bu mültecilerin akışını durdurmanın önem taşıdığını, öncelikle yeni mülteci akınlarını durdurmak gerektiğini kaydetti.

Son 1 haftadır Halep'teki sivil yerleşim merkezlerine ve Halep ile Türkiye arasındaki sivil yerleşim kamplarına dönük yürütülen insafsızca bir hava bombardımanın sürdüğünü vurgulayan Davutoğlu, şu görüşlerini paylaştı:

"Rus savaş uçakları karadan, birçok silahlı milisler, Hizbullah, İran milisleri, Rus askeri unsurları Halep'e dönük bütün savaş hukukunu da yok sayan bir uygulamada bulunuyorlar. Bu, Cenevre'deki toplantının da temel hedeflerine aykırı. Dolayısıyla buradan kaçan ve Türkiye ile Halep arasındaki koridorun kapanması dolayısıyla sınırlarımıza gelen Suriyeli kardeşlerimizle ilgili olarak Sayın Rutte ile görüşmeler yaptık. Suriye vatandaşlarının Suriye sınırları içinde mümkün olan en uygun şartlarda ağırlanması, Türkiye'ye gelenlerin Türkiye'de bir külfet paylaşımı çerçevesinde ele alınması konularında mutabık kaldık. Bundan sonra Suriyeli mültecilerin bu insani meselelerini istismar ederek onların yollarda, denizlerde hayatlarını kaybetmesine yol açan insan kaçakçılarına karşı FRONTEKS ve NATO ile birlikte çaba göstereceğiz.

Gerek Suriye krizine çözüm bulunması, gerekse Suriyeli mültecilerin Türkiye ve Avrupa'da en iyi şartlarda hayatlarını idame ettirmeleri için ortak yapacağımız projeleri bundan sonra da kapsamlı bir şekilde ele almaya devam edeceğiz. Türkiye-Hollanda dostluğu çok kıymetli bir dostluktur. Bugün bu dostluğun ruhuna uygun görüşmeler yaptık. Ayrıca değerli dostumu mayıs ayında Türkiye'de gerçekleştirilecek insanlık tarihinin ilk zirvesine de davet ettim. İnşallah en kısa sürede önce Brüksel'de, daha sonra İstanbul'da ve tekrar İstanbul ve Hollanda'da buluşmak üzere."

Başbakan Davutoğlu, Türkiye- AB ilişkileriyle ilgili bir soru üzerine, son olarak Brüksel'de yapılan Türkiye-AB Zirvesi'nin 2002 yılından bu yana Türkiye- AB ilişkilerinde ciddi mesafelerin alındığı bir zirve olduğunu aktardı.

Her şeyden önce bu zirvenin bizatihi yapılmış olmasının bile büyük bir ümit oluşturduğuna ve yeni bir mekanizmayı ortaya çıkardığına dikkati çeken Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Nitekim o günden bugüne daha sık bir araya geliyoruz. İnşallah mayıs ayında tekrar bir Türkiye-AB Zirvesi'nde de bir arada olacağız bu zirvede aldığımız kararlar çerçevesinde. Bu zirve sadece mülteciler konusuyla ilgili değildi. Türkiye-AB ilişkilerini tekrar canlandırmak fikrini de taşıyordu. Bu canlandırmanın birkaç ayağı var. Türkiye-AB zirvelerinin düzenli yapılması. Bu yapılıyor. İkinci önemli ayağı, Türkiye ile AB arasındaki Şengen vize muafiyeti ve geri kabul anlaşmasının yapılması. Bu süreç de gayet sağlıklı bir şekilde ilerliyor. Üçüncüsü Gümrük Birliği'nin upgrade edilmesi. Daha iyi bir şekilde, kapsamlı bir şekilde yeniden ele alınması. Bu da son derece iyi seyrediyor. Burada en kritik konu yeni fasılların açılması. Yeni fasılların açılmasının önünde engel teşkil eden blokajların kalkması için de birlikte çaba sarf ediyoruz. 17. Fasıl açıldı. Şimdi 23 ve 24. fasılların ki yasa dışı göçü de içeren unsurlar barındırıyor 24. fasıl, açılması için Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin yaptığı blokajların kaldırılması önem taşıyor."

Başbakan Davutoğlu, 2004 yılında müzakerelerin başlama kararının Hollanda'nın dönem başkanlığında alındığını anımsatarak, şimdi de yine Hollanda dönem başkanlığında birkaç faslın birden açılmasını ümit ettiğini kaydetti.

 

 

Davutoğlu-Rutte ortak basın toplantısı

 

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :