Davutoğlu-Gruevski ortak basın toplantısı

Davutoğlu-Gruevski ortak basın toplantısı

Başbakan Davutoğlu: (3)

ANKARA (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, Müslüman Kardeşler üyelerinin Türkiye'ye kabulüyle ilgili tartışmalara ilişkin, "Uluslararası hukuk açısından sakınca taşımayan herkes Türkiye'ye gelebilir, herkes Türkiye'yi ziyaret edebilir, herkes Türkiye'de kalabilir. Biz bu konuda herhangi bir siyasi ya da dini tercihi bir gerekçe olarak görmeyiz" dedi.

Davutoğlu, Makedonya Başbakanı Nikola Gruevski ile görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi, soruları yanıtladı. 

Başbakan Davutoğlu, Müslüman Kardeşler üyelerinin kabulüne ilişkin soru üzerine, Türkiye'nin özgür, demokratik bir hukuk devleti olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Nasıl bu niteliklere sahip ülkelere giriş ve çıkışlar, uluslararası hukuk bakımından sakıncalı olmayan herkes için serbestse ve nasıl bazı ülkelere kendi ülkesinde siyasal sorunlarla karşılaşanlar rahatlıkla girip çıkmışsa Türkiye'ye de uluslararası hukuk açısından sakınca taşımayan herkes gelebilir, herkes Türkiye'yi ziyaret edebilir, herkes Türkiye'de kalabilir. Ayrıca bir talep olursa bunlar tek tek bu ilkeler etrafında incelenir."

Türkiye'nin bu konuda bir siyasi ya da dini tercihi bir gerekçe olarak görmeyeceğini ifade eden Davutoğlu, şunları belirtti: 

"Yani şu veya bu gerekçeyle şu veya bu dine, şu veya bu etnik gruba veya mezhebe ait olmakla bu ilke değişmez. Bizim tarihimizde kendisi için özgürlük ve güvenlik alanı bulmaya çalışan birçok siyasinin, Avrupa'dan gelen, Macar siyasiler 19. yüzyılda, Polonyalıların ve birçoklarının, hatta daha meşhurları biliyorsunuz bu yüzyıl içinde de vardır. Troçki ve diğerleri dahil olmak üzere... Türkiye özgür, demokratik bir hukuk devletidir ve bu çerçevedeki kuralları da uygular. Eğer uluslararası hukuk açısından bir sakıncası varsa yine herhangi bir ideoloji ve siyasi fark gözetmeden o kurallar o çerçevede değerlendirilir. Dolayısıyla her müracaat kendi içinde değerlendirilir ve o çerçevede karar verilir."

-Tampon bölge-

Ahmet Davutoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanının açıklamalarıyla tampon bölge konusu yeniden gündemde. Bugün bir güvenlik zirvesi yaptınız, bu konu gündeme geldi mi? Asker  bir hazırlık yapacak dedi Cumhurbaşkanı ama bazı noktalarda soru işaretleri var. Birincisi Irak ve Suriye tarafından mı olacak bu tampon bölgeler, belli noktalarda mı olacak? Askeri bir konuşlanma olacağı için bir tezkere hazırlığı var mı? Uluslararası meşruiyeti anlamında bu nasıl sağlanacak? Konu BM'ye mi taşınacak, nasıl bir yol izlenecek" sorusuna karşılık da Türkiye'nin çevresindeki olağanüstü güvenlik şartları ve riskler dolayısıyla bazı mekanizmaların devreye sokulduğunu ve geçen hafta bir ulusal güvenlik mekanizması toplantısı yaptıklarını söyledi.

Başbakan Davutoğlu, bu toplantının, çözüm süreci mekanizması toplantısıyla 15 günde bir tekrarlanacağını, çözüm süreci mekanizmasını da  yarın toplayacaklarını bildirdi.

Bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan toplantının genel bir değerlendirme toplantısı olduğunu aktaran Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Toplantının temel sebebi, geçen hafta ilgili birimlerle yaptığımız toplantı konusunda Cumhurbaşkanımıza bilgi arz etmek ve bu çerçevede genel bir değerlendirme yapmaktır. Biliyorsunuz önümüzdeki günlerde ben Azerbaycan'a, Cumhurbaşkanımız da BM Genel Kurulu toplantıları için New York'a gidecek. Bu ziyaretler öncesinde, ilgili bütün kurumlarımızla geçen hafta yaptığımız değerlendirmede ulaştığımız bazı sonuçları ve bu çerçevede her bir bakanlığımızın ve kurumumuzun düşündüğü tedbirler de dahil olmak üzere atılacak adımları bugün ele aldık.

Burada spesifik olarak tampon bölge veya herhangi bir konu ele alınmadı. Genel olarak bütün güvenlik riskleri ve bu çerçevede önümüzdeki dönemde kurumlarımızın yapması gereken hazırlıkları ele aldık. Takdir edersiniz ki Türkiye'nin sadece Irak, Suriye değil, Ukrayna ve bütün çevre bölgelerdeki krizler dolayısıyla güvenlik şartları itibarıyla her an her senaryoya hazır olması icap eder. Bunun için de mekanizmaları devreye sokarak atılacak adımları sürekli bir şekilde istişare etmek ve değişen şartları süratle değerlendirmek bir zorunluluktur. Bugün de yapılan çalışma temelde bu hedefe dönüktür.

Şunu açık bir şekilde kamuoyumuzun ve uluslararası kamuoyunun bilmesini isterim: Türkiye Cumhuriyeti devleti kendi güvenliği için, halkının güvenliği, huzuru ve bölgesel istikrar için yapılabilecek her türlü hazırlığı yapar ve bu konuda alınabilecek her türlü tedbiri alır."

(Bitti)

 

Kaynak:Haber Kaynağı