M. Faik Özdengül

M. Faik Özdengül

Davulun sesi

İşte davullar çalıyor. Gecenin iki buçuğu. Bu yıl zurna da ilave oldu davulun yanına. Yoksa önce de vardı da ben mi sağırdım zurna sesine?

Gelmeden önce herkesten, bu yıl sıcaklarda nasıl tutulacak oruç sözlerini sizler de benim gibi işittiniz. Geldi işte, sıcak demedi. Tam zamanında gelmesi gerektiği zamanda geldi. Sıcağa aldırmadı.

Madem geldi. Hoş geldi safa geldi.

Önceden nasıl tutulur bu sıcakta bu oruç diyenler suskunlar şimdi. Sorunca, oluyor diyorlar. Allah bir sabır veriyor. Hele ikindiden sonrası nasıl keyifli orucun. O nasıl bir zevk. Boğazın biri kapanınca diğeri açılır derdi ya Hz Pir. Aynen de öyle.

Kapanınca beden kapıları, ruha giden bilmem kaç türlü yol nasıl da açılıyor yavaş yavaş.

Gecesi ayrı bir zevk gündüzü bir başka. Anlaşılıyor ki orucu bir ibadet olarak farz kılmasa Allah, farkında olamayacağız bu zevklerin. Hangi insan kendiliğinden aç ve susuz kalmanın da zevkli olabileceğine kanaat getirir ki? Kendiliğinden buna razı olur? Beden razı olur mu açlığa? Nefis yanaşır mı dizginlenmeye? Nerdeeeee.

Alın size şükretmek için bir neden daha. Bizi aç bıraktığı için de şükür Yaradana.

Nasreddin Hoca’nın, şu Konyalılar insana döve döve helva yediriyorlar demesine benziyor.

Ramazan ayını daha keyifli projelerle besleyip büyütebilsek diyorum. Keyif turları olsa. Farklı mekanlarda iftarlarımızı açmak ve sahurlar yemek için daha çok organize olsak. Bir çok insanın özellikle Ramazan ayında umre seyahatleri planlaması da bu yüzden zaten.

Konya’da yine akşamlarımızı Kültür Parkta Yakup Şafak Hocamız Mesnevi Şerhiyle tatlandırıyor, çeşitli mahallelerde Ramazan etkinlikleri düzenleniyor. İnsanlar hayırlara yöneliyor. Fakir fukara gözetiliyor. Çocuklar sevindiriliyor. Akraba eş dost birbirini daha çok ziyaret edip hal ve hatırlar soruluyor.

Daha bayramı da var bunun.

Teşekkür ederiz Allah’ım.

Bizim amacımız neydi? İyi insanlar olmak. Baki kalan bu kubbede hoş sedalar bırakıp ana yurdumuza göçmek. Geldiğimiz vatana geri gitmek. Misafirliğimizi tamama erdirmek.

İşte fırsat.

İyi insan olmanın yolu ruhun üzerini örten beden çamurunu, beden toprağını eşeleyip kaldırmaktan geçiyor zaten. Toprak yemekten vazgeçip ruhu gıdalandırmak olgun olmanın yolu. Öfke kontrolü de, sabır da, tahammül de, güzel düşünüp güzel konuşmak da, hayırlar yapıp gönüller yapmak da hepsi ve hepsi beden tasallutundan kurtulunca olabilen şeyler.

İşte fırsat.

Ruh hastalıkları denen şeylerin çoğu da ruhun ışığını görememekten, ruha ulaşamamaktan kaynaklanan illetler. Ruhun hastalığı değil. Ruhun ışığından mahrumiyet.

İşte fırsat.

Oruç sayesinde eşeleyip toprağı yol alalım o ışığa. Daha bir görünür bu günlerde tünelin ucu.

Azıcık gayret. Bizden istenen bu. Azıcık gayret.

Kesinlikle binlerce ruh ordusu tek bir adım atacaklar için yardıma hazır bekliyorlar.

Bizden istedikleri halis bir niyetle tek bir adım.

Buna da mecaliniz ve gayretiniz yoksa o azıcık gayret için elde mi açamazsınız?

O da yoksa benim de bundan başka söyleyecek lafım olmaz artık.

Ruhun ışığına giden yolcuların yanında kıl Allah’ım beni de.

Bu mevsim daha hızlı yol alınıyor çünkü.

Davulun sesi uzaktan da yakından hoş geliyor bu mevsimde.

Bir de sevgilisi olunca yanında insanın.

Hadi bir de Sezai Karakoç üstattan alıntı yapalım öylece son bulsun yazı:

Ne güzel konuktur o !. . Evimizi, ruhumuzu aydınlatır, bizlere dirilişin imkanlarını sunar. Hoş geldin! “Her yıl bir ay için oruç mimarı bize konuk gelir. Gelir gelmez de kollarını sıvar ve işe koyulur. Bir kahve içimlik bile beklemez, dinlenmez. Kutsallığın işçisidir o. İlkin vücut evini şöyle bir yoklar. Bir sarsar insanı. Öyle sarsar ki bacalarda ne kadar birikmiş kurum varsa dökülür. Tabiat etkisiyle gevşemiş ve kopmaya yüz tutmuş sıvalar düşer. Yerinden oynamış kiremitler kayar. Organlar arasında, kasların eklem yerlerinde, hareketsizliğin ve ölümün sembolü olarak gerilmiş kaç örümcek ağı varsa yırtılır. Vücut konağı, böylece konuğun, büyük konuğun gelmiş olduğunu bilmiş olur. Sonra Oruç onarmaya başlar”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.