Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Muhtarlar Toplantısı

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Muhtarlar Toplantısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (3)- "Ne inanç özgürlüğüne, ne fikir özgürlüğüne, ne düşünce özgürlüğüne asla bugüne kadar yasak gelmemiştir, bundan sonra da gelmeyecektir" - "(Fırat Kalkanı Harekatı) El Bab'daki kuşatma harekatı yoğun bir şekilde devam ediyor ve

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ne inanç özgürlüğüne, ne fikir özgürlüğüne, ne düşünce özgürlüğüne asla bugüne kadar yasak gelmemiştir, bundan sonra da gelmeyecektir." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 35. Muhtarlar Toplantısı'nda muhtarlarla bir araya geldi.

"Ne inanç özgürlüğüne, ne fikir özgürlüğüne, ne düşünce özgürlüğüne bu ülkede asla bugüne kadar yasak gelmemiştir, bundan sonra da gelmeyecektir." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiçbir yerde oyuna gelmeyen milletin terör örgütüne tarihinin en büyük darbesini vuran devletine güvendiğini ve onun yanında yer aldığını belirtti.

Mahalli idareler seçimlerinde, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde farklı neticeler elde ederek siyasi kaos çıkarma hesaplarının yapıldığını dile getiren Erdoğan, milli iradenin kendi temsilcilerinin yanında güçlü bir duruş sergilediğini bildirdi.

Türkiye'ye 7 Haziran ve 1 Kasım milletvekili seçimleri arasındaki dönemde "siyasi belirsizlik üzerinden diz çöktürmek isteyenlerin çıktığını" ifade eden Erdoğan, "Milletimizden aldığımız destekle biz buna da izin vermedik" diye konuştu.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "15 Temmuz darbe girişimi tüm bu başarısızlık zincirini kırmak için yapılan en cüretkar, en pervasız ataktı. Hamdolsun milletimiz cesareti, kahramanlığı, dirayeti ve kararlılığıyla bu ihaneti gördü ve onu da başarısızlığa uğrattı. Ben bu milletle onur, gurur duymayacağım da kiminle duyacağım." dedi.

- "DEAŞ tamamen artık kaçıyor"

Erdoğan, Suriye sınır hattı boyunca terör hattı oluşturularak Türkiye'nin kardeşleriyle, geleceğiyle, tarihiyle irtibatını kesmenin hesabına girildiğine dikkati çekerek, terör örgütleri DEAŞ, PYD, YPG'nın oralardan Kilis'i, Gaziantep'i, Hatay'ı Şanlıurfa'yı, sınırdaki ilçeleri vurmaya çalıştığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"İşte, 'sabır' dedik sonunda dedik ki 'Hayır, artık buralara girilecek'. Özgür Suriye Ordusu ile beraber Cerablus'tan başladık Er Rai, El Bab'a kadar girdik ve şu anda yoğun bir şekilde oralardaki kuşatma harekatı devam ediyor ve DEAŞ tamamen artık kaçıyor ve PYD, YPG onlarla da bu mücadele kararlı bir şekilde sürüyor, sürecektir. Çünkü bizi tehdit eden hangi unsur varsa o unsurları tehdit eden o bölgelerden temizleyeceğiz. Hep, 'Terörden arındırılmış güvenli bölge' diyorum, bu bizim hakkımız. Eğer o bölgelerden benim vatandaşım sürekli olarak tehdit altındaysa biz ne yapacağız? Onlara karşı vatandaşımızı koruma altına almak görevimiz var. Can, mal güvenliği, bunlar bizim için en önemli görevler, devlet bunun için var. Bu adımları bunun için atıyoruz, atmaya devam edeceğiz."

- "Bu kirli hesabın döneceği günler de yakındır"

Irak'ta da benzer oyunların hazırlıkları içinde olunduğunu ifade eden Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım'ın beraberindeki bakanlarla Irak'a giderek önemli konuları konuştuğunu, görüştüğünü anımsattı. Bundan sonraki süreçte Irak'ta da bu tür şeylerin olmamasına yönelik temennisini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"DEAŞ denilen, YPG denilen örgütlere verilen gizli-açık desteğin paratoner gibi dünyadaki tüm teröristleri, tüm sapkın tipleri bölgemize ve ülkemize çekmelerinden kaynaklandığını çok iyi biliyoruz. Kimler tarafından yapıldığını da çok iyi biliyoruz. Aslında çok kısa bir sürede bitebilecek El Bab operasyonunun bu kadar uzamasının gerisindeki sebeplerin de gayet iyi farkındayız. Herkesin bir hesabı varsa bu milletin, bu ümmetin, hepsinden önemli Allah'ın da bir hesabı var. Bizim başımıza çorap örmeye kalkanlar kendi başlarına ördükleri ağın farkında değiller. Atalarımızın dediği gibi, 'Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner', inşallah bu kirli hesabın döneceği günler de yakındır, hiç endişe etmeyin."

- "Fiziki sınırlarımız başkadır, gönül sınırlarımız bambaşkadır"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyadaki çatışmaların özünde güç mücadelesinin yer aldığını vurgulayarak, "Haklı da olsanız bunu hayata geçirebilmek için güçlü olmanız gerekiyor. Biz bu coğrafyada önce Selçuklu ile ardından Osmanlı ile tarihte eşine ender rastlanır büyüklükte ve güçlü devletler kurduk ve yönettik. Hala bu coğrafyada yaşıyor, itibarımızı koruyor olabilmemizi, gücümüzü zulme dönüştürmememize, herkese ve her kesime adil davranmaya borçluyuz. Cumhuriyet döneminde geçmişte yaşanan kimi sıkıntılara rağmen özellikle son dönemde bu kuşatıcı, herkesi kucaklayan yönetim anlayışımızı sürdürdüğümüze inanıyorum" ifadelerini kullandı.

"Bizim fiziki sınırlarımız başkadır, gönül sınırlarımız bambaşkadır" diyen Erdoğan, fiziki sınırları 81 vilayette, 780 bin kilometrekare vatan toprağında ve yurt dışındaki vatandaşlarla 83,5 milyon nüfusun oluşturduğunu ancak gönül sınırlarının hududunun olmadığını söyledi.

Abdurrahim Karakoç'un "Kara Haber" şiirinin, "Ellerin yurdunda çiçek açarken bizim ile kar geliyor gardaşım / Bu hududu kimler çizmiş gönlüme, dar geliyor, dar geliyor gardaşım" dizelerini paylaşan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Biz devletimize sınır çizebiliriz ama şu gönlümüze sınır çizemeyiz. Çünkü tarih bize bunu emrediyor, Allah bize bunu emrediyor. Bu gönlün içinde Suriye'deki, Irak'taki, Myanmar'daki, Türkistan'daki mağdur kardeşlerimiz de vardır, Bosna'daki, Afrika'nın ve Avrupa'nın dört bir yanındaki mazlum kardeşlerimiz de vardır. Milletimiz bunca saldırıya rağmen hala dimdik ayaktaysa gönül sınırlarımızın içindeki yüz milyonlarca kardeşimizin duası, sevgisi, teşviği sayesindedir. Hem kendimiz hem de gözünü ve gönlünü bize çevirmiş kardeşlerimiz için güçlü olmak, güçlü kalmak zorundayız. Türkiye yıkılırsa sadece bir ülke yıkılmış olmaz. Nasıl dua ediyorlar biliyor musunuz? O, 15 Temmuz gecesi yapılan dualar çok enteresan. Dün akşam anlattılar, Medine'de bir Müslüman kardeşimiz, Suudi değil, Türki Cumhuriyetlerden, televizyonda izliyorlar, ne zaman ki iş tersine dönüyor, döndükten sonra kalkıyor oğluna diyor ki 'Oğlum, ne kadar paran var? Şu paralarını al gel'. 'Anne' diyor, 'Var'. 'Al gel' diyor. 92 yaşında bu anne. Getiriyor paraları. 'Valizde de var, onu da al gel' diyor. 'Oğum' diyor, 'Eğer o gece onlar Türkiye'de başarılı olsaydı, biz her şeyimizi kaybederdik. Sen şimdi git, Ravza-ı Mutahhara'da, Kabe'de bu paraları oradaki fakir, fukaraya dağıt' diyor. Görünene bakmayın bir de bu işin görülmeyen boyutu var. Bu millet seviliyor, çok seviliyor ama biz de tüm dünyadaki ümmeti çok seviyoruz."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :