Cumhurbaşkanı Erdoğan Şanlıurfa'da

Cumhurbaşkanı Erdoğan Şanlıurfa'da

Erdoğan, toplu açılış ve şehir hastanesi temel atma töreninde konuştu: (3)-"Biz dağları, ovaları aşarak, dağları delerek Şanlıurfa'yı suya kavuşturuyoruz. Birileri ise maalesef Van'da musluklardan kan akıtıyor. İşte bölücü terör örgütünün arkasında olduğu

ŞANLIURFA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz dağları, ovaları aşarak, dağları delerek Şanlıurfa'yı suya kavuşturuyoruz. Birileri ise maalesef Van'da musluklardan kan akıtıyor. İşte bölücü terör örgütünün arkasında olduğu belediye bu, parti bu. Musluktan kan akar mı? İşte ülkeyi bunlar böldü. Bunlar bu ülkeyi ayrımcılığa tabi tuttu. Kürt dediler, Arap dediler. Meydana çıkıyorlar, 'biz bölücü değiliz'. Ne bölücü değilsin? Bölücünün ta kendisisin" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanlıurfa Topçu Meydanı'nda düzenlenen Şanlıurfa Şehir Hastanesi'nin temel atma ile kentte yapımı tamamlanan tesis ve projelerin toplu açılış töreninde vatandaşlara hitap etti.

Ferhat gibi dağları delip Şirin'e ulaşmak gerektiğini belirten Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu aralar, Ferhat ve Şirin lafını çok kullandığını söyledi. Erdoğan, "Öğrendi onu galiba. Böyle bir durumu var" diye konuştu. 

Boğaz'da, 3. köprünün yapıldığını hatırlatan Erdoğan, bunun, dünyanın en geniş köprüsü olduğuna dikkati çekti.

Köprünün, dört gidiş dört gelişinin bulunduğunu, ortasından da hızlı trenin geçeceğini anlatan Erdoğan, bu yılın sonuna kadar inşaatın biteceğini bildirdi.

Hep ilkleri yaptıklarının altını çizen Erdoğan, geçen gün Türkiye'nin üçüncü büyük asma köprüsü Nissibi Köprüsü'nün açılışını gerçekleştirdiğini hatırlattı.

 "Eşek, ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri" sözünü anımsatan Erdoğan, "Biz eserlerimizle konuşuyoruz. -Cek, -cak yok, yaptık, yapıyoruz. Biz, böyle konuşuyoruz. Biz dağları, ovaları aşarak, dağları delerek Şanlıurfa'yı suya kavuşturuyoruz. Birileri ise maalesef Van'da musluklardan kan akıtıyor, kan. Gördünüz değil mi onları? İşte bölücü terör örgütünün arkasında olduğu belediye bu, parti bu. Musluktan kan akar mı? İşte ülkeyi bunlar böldü. Bunlar bu ülkeyi ayrımcılığa tabi tuttu. Kürt dediler, Arap dediler. Meydana çıkıyorlar, 'biz bölücü değiliz'. Ne bölücü değilsin? Bölücünün ta kendisisin. İşte bunlarda bir tane, müftü efendiymiş. Sözde müftü. Utanmadan, sıkılmadan ne diyor biliyor musunuz? 'Benim partimin dini Zerdüştlük olsa, yine orada olurdum.' Bu nasıl bir anlayıştır. Bunlar, ne hale düşmüşler görüyorsunuz" diye konuştu.

CHP'nin 'imam hatiplerin orta kısımlarını kapatacağız' dediğini aktaran Erdoğan, "Bunlar, zaten hep böyle. Ne diyor? 'Yok ben öyle bir şey söylemedim.' Nerede diyor? Kayseri'de. Bunu Şanlıurfa'da diyebilir mi? Diyemez" değerlendirmesinde bulundu.

O formülleri iyi bildiğini ifade eden Erdoğan, kendisinin ve 4 çocuğunun da imam hatip mezunu olduğunu anımsatarak, kızlarının başörtüsü, oğlunun ise katsayı nedeniyle yurtdışında okumak zorunda kaldığını anlattı.

"Öz yurdunda garipsin öz vatanında parya" dediklerini aktaran Erdoğan, çocuklarının yurtdışında, en güzel üniversiteleri başarıyla bitirdikten sonra ülkelerine döndüğünü söyledi. Alandakilere, "Şimdi, artık başörtüsü sorunu var mı? Artık düz liselerde bile başörtüsü sorunu var mı?" diye soran Erdoğan, "Hayır" yanıtını aldı. 

-"Bu oyunları siz bozacaksınız" 

Danıştay'ın bu konudaki kararını verdiğini anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hayır, başörtülü olarak okuyabilir' dedi. Tamam. Katsayı diye bir şey kaldı mı? İstediğin üniversiteye gidebilir misin? Şimdi ben de sizden bekliyorum. Başarılı olacaksınız. Tamam. En üst düzeylere geleceksiniz. Tamam. Bu konuda sizlerden başarı üstüne başarı bekliyorum. Bu da hakkım, bu da arkadaşlarımın hakkı. İnanıyorum ki bu ülkenin milli ve manevi değerlere sahip bir nesli olarak, inşallah bu oyunları siz bozacaksınız. Biz yaşatmak için mücadele ediyoruz ama ne yazık ki terör örgütünün arkasında olduğu zihniyet hala kanın, canın, tehdidin, tedhişin peşinde. Üstelik bunun adına da 'siyaset' diyorlar.

Bu nasıl siyasettir Allah aşkına? Siyaset, terör örgütünün silahlarının gölgesinden çıkamamak mıdır? Siyaset, 6-8 Ekim olaylarında insanları sokağa döküp, 50 kişinin ölümüne yol açmak mıdır? Siyaset, daha dün Çağlayan Adliyesi'nde savcımızı şehit etmiş, canlı bombalarıyla, milletimizi tehdit eden örgütle kol kola girmek midir? Siyaset, tek amacı bu ülkeye ve millete düşmanlık olan, Ermeni lobileriyle işbirliği içinde olmak mıdır? Ne diyor? Çok enteresan Avrupa'da, parlamentoda, tören yapılıyor. CHP ile bu terör örgütünün arkasında olan partinin üyeleri saygı duruşuna kalkıyor. Bizim arkadaşlarımızın hepsi oturuyor. Siyaset ülkeye ihanet tescillenmiş olan Pensilvanya'daki paralel örgüte teslim olmak mıdır?"

Milletin inancına hakaret edenlerin 7 Haziran'da cevabını alması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, Siyaset benim Kürt kardeşimi istismar ederek saygısızlık yapmak mıdır?" diye sordu. 

-"Hz. Ali Radıyallahü Anh Efendimiz gibi yaşamaya çalışıyorum"

Siyasetin, Avrupa'da projesi yapılan "Ali'siz Alevilik" oyununu oynadığına işaret eden Erdoğan, "Böyle bir fitne var şimdi. Biz ne bilirdik eskiden Aleviler, Hz. Ali Radıyallahü Anh Efendimizi sevenler diye bilirdik. Öyle mi? Ben de onun için derdim ki  eğer Alevilik Hz. Ali Radıyallahü Anh Efendimizi sevmekse ben bu Alevi'yim diyenlerden daha Alevi'yim. Çünkü ben Hz. Ali Radıyallahü Anh Efendimiz gibi yaşamaya çalışıyorum ama bunlar öyle yaşamıyorlar ki?" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:

"Siyaset her türlü sapkınlığı savunurken, Diyanet'i ve imam hatipleri kapatma sözü vermek midir? CHP'de, MHP'de diğerleri de Diyanet İşleri Başkanımızın bir araba meselesi oldu ya? Ne yaptılar? Kalkmış bu HDP 'kaynak' diyor. Kaynak neymiş? Mercedes'i satacaklarmış oradan gelen para kaynakmış? Mercedes'in bedeli ne biliyor musunuz? 330 bin lira. Bunlara 5 tane koyun ver kaybedip gelirler. Baktım ki Diyanet İşleri Başkanımıza, o makama gerçekten haksızca saldırıyorlar. Dedim ki ve Diyanet İşleri Başkanımıza dedim ki 'Sayın Başkan, ben makam araçlarımdan, bir tanesini size tahsis edeceğim ve bu, zırhlı bir makam aracı olacak. Benim bindiğim araçlardan, bir tanesini size tahsis ediyorum' dedim.

Şimdi Sayın Bahçeli çıkmış diyor ki 'Diyanet İşleri Başkanı bunu iade etmeli.' Sana mı soracağım? Diyanet İşleri Başkanımızın istifasını istiyor? Neden? Niye rahatsız oldun? İslam'ın hükümlerini açıklamasından mı rahatsız oldun? O makama bu denli hakaret etmek sizin haddinize mi? Dünyada bu tür dini temsil edenlerin oluştuğu merciler ortada, kullandıkları bütün araç gereçler ortada. Bunların düşünebiliyor musunuz, Türkiye'de İslam'ı temsil eden bu yüce makama yaptıkları saldırıya bakın. Biz bu makama leke sürdürtmeyeceğiz."

(Sürecek)

Kaynak:Haber Kaynağı