Cumhurbaşkanı Erdoğan: (6)

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (6)

(Paralel Yapı) "Türk Silahlı Kuvvetleri'nde yoktur tezinin doğru olduğuna da inanmıyorum. Çünkü bunların sızmadığı yer yok. Bütün kurumlara sızdılar. Kendilerini kamufle etmesini gayet iyi biliyorlar. Dolayısıyla, süre içerisinde zaten bunlar da ortaya çı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Paralel Yapı"ya  ilişkin, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nde yoktur tezinin doğru olduğuna da inanmıyorum. Çünkü bunların sızmadığı yer yok. Bütün kurumlara sızdılar. Kendilerini kamufle etmesini gayet iyi biliyorlar. Dolayısıyla süre içerisinde zaten bunlar da ortaya çıkacaktır ve çıkıyor. Bu rakamları verenler neye dayanarak veriyor onu bilemiyorum ama yok ifadesini doğru bulmuyorum muhakkak vardır diyorum ama bu ne kadardır, nerededir bu ayrı konu. Onu biraz da zaman gösterecek diye düşünüyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NTV televizyonundaki canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.  

Önümüzdeki süreçte toplanacak Yüksek Askeri Şura'da Balyoz Davası'nda mağdur olanların durumunun düzelip düzelmeyeceği sorusu üzerine Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin belirli bir şerait içerisinde çalıştığını, şartlarının belli olduğunu ve bu şartlar içerisinde Yüksek Askeri Şura'ya giderken bunun öncesindeki aylarda da zaten puanlama, puantaj vesairelerinin yapıldığını belirtti.

Balyoz davası ve diğer davalar için yargının kararını verdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yargının verdiği karar çerçevesinde zaten atılması gereken adımlarda atılmıştır. Yüksek Askeri Şura'da ben bu noktada herhangi bir değişiklik olacağını zannetmiyorum" dedi.

"Paralel Yapı"nın Türk Silahlı Kuvvetler'e sızdığı ve sayıların verildiği yönündeki söylemlere yönelik soruya da Erdoğan, "Sayıların verilmesini doğru bulmuyorum ama Türk Silahlı Kuvvetleri'nde yoktur tezinin doğru olduğuna da inanmıyorum. Çünkü bunların sızmadığı yer yok. Bütün kurumlara sızdılar. Kendilerini kamufle etmesini gayet iyi biliyorlar. Dolayısıyla süre içerisinde zaten bunlar da ortaya çıkacaktır ve çıkıyor. Bu rakamları verenler neye dayanarak veriyor onu bilemiyorum ama yok ifadesini doğru bulmuyorum muhakkak vardır diyorum ama bu ne kadardır, nerededir bu ayrı konu. Onu biraz da zaman gösterecek diye düşünüyorum" yanıtını verdi.

Milli Güvenlik Kurulu'nda, Milli Siyaset Belgesi'ne bu konunun girdiği ve bunun sonuçlarını kamuoyuna nasıl anlatacakları sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle yanıt verdi:

"Oradaki ifadede şu hassasiyet çok çok önemli. Milli güvenliğimizi oradaki ifade ulusal güvenliğimizi tehdit eden legal görünümlü illegal örgütler... Bu sadece 'paralel'e ait değil. Paralel dışındaki örgütler de olabilir. Bütün bunların hepsini kapsayan bir ifadedir. Bu ifade çerçevesinde zaman içerisinde bu tür şeyler yakalandığı zaman burada Milli Güvenlik Siyaset Belgesi bu iş için önemli bir belge veya kayıt. Buradan hareketle inanıyorum ki karar mercileri buraya dayanarak kararlarını vereceklerdir. Yoksa bu belge öyle sıradan bir belge değil. Bu belgede tabi Milli Güvenlik Kurulu teklifini yapıyor, ondan sonra hükümette bununla ilgili olarak Bakanlar Kurulu kararını çıkarıyor ve tebliğ edilmesi gereken her yere de gerekli olarak bu tebliği yapıyor."

- Usulsüz dinlemeler

Usulsüz dinlemelere yönelik davalar kapsamında kriptolu telefonların dinlenmesi yönündeki soruya da Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çankaya var, Anayasa Mahkemesi var... Ben gene iddialı söylüyorum; Silahlı Kuvvetler var. Her yeri dinlediler. Bu dinlediklerini daha sonra kendileri şantaj olarak kullandılar. Bakanlıklar var. Dışişleri Bakanımız o zaman Ahmet  beydi, yine Genel Kurmay'dan bir arkadaşımız, MİT müsteşarımız hep beraber toplantıdalar; o toplantıyı dinliyorlar. Bunlar bu kadar ileri gittiler. Bunlar tamamen ajanlıktır casusluktur. Bunları yaptılar. Aynı şekilde bakanlıklarla yapılan görüşmeler... Bunları dinlediler. Bunlar sıradan olaylar değil" değerlendirmesinde bulundu.

Usulsüz dinlemelere yönelik yeni tedbirlerin alınıp alınmadığına ilişkin soruya ise Erdoğan, "Bunu zaman içerisinde göreceğiz. Ne denli hallolduğunu şuanda kesin bilemem. Şimdilik iş güvende gidiyor ama var mı yok mu olaylar sudur ettiğinde bunları göreceğiz"  dedi.

- Dış Politika

Mısır'da darbe ile görevinden uzaklaştırılan seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi hakkında verilen idam cezası konusunda uluslararası girişimlerin olup olmayacağı yönündeki soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda kendisinin yakın çalışma arkadaşlarının çeşitli girişimlerde bulunduklarını anlattı. 

Meydanlar da onların duyması için haykırdıklarını vurgulayan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Duyuyorlar da. Bunu kendi aralarında konuşuyorlar da. Burada eğer demokrasi diyorsak ve demokrasiye de inanıyorsak; o zaman demokrasi diyenlerin her şeyden önce Mısır'daki bu yapılanlara karşı tavır koymaları lazım. Eğer koymuyorlarsa ben onların demokratlıklarından şüphe ederim. Şuana kadar sadece soyut ifadelerle yaklaşıyorlar. Somut yaklaşmıyorlar. Öznesi belli olmayan ifadeler kullanıyorlar. Öznesi belli olmayan bir ifadeyi kullandığınızda bu nereye gider belli mi? Belli değil. Bakıyorsunuz bazen de böyle endişeyle izliyoruz. Bu çok çirkin bir şey. Bunu kendi damarlarına veya kendi sinir uçlarına basıldığı zaman öyle bakmıyorlar, o zaman farklı yaklaşıyorlar. Dünyanın değişik yerlerindeki ülkelere yaklaşım tarzlarını biliyoruz, nasıl yaklaştıklarını biliyoruz ama Mursi meselesinde düşünün yüzlerce insan orada idama mahkum oldu ses yok. 4 bin kişi şuanda aynı şekilde yargılanıyor. 40 bin  kişi cezaevlerinde. Bence Batı dünyası bir defa bu olayda sınıfta kalmıştır. Mısır'daki darbe girişimine yaklaşımı bırakın ondan sonraki süreçte de yaklaşım tarzları farklıdır. İşte Amerika'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda tutmuşlar bizi aynı masaya koyuyorlar. Ben böyle bir masaya oturabilir miyim? Bu benim için züldür  ve oturmadım, yarın da oturmam, öbür günde oturmam. Niye? Bu kendime saygısızlık olur. Ben bu makama geldiğim süre içerisindeki bu tür oluşumlarla ilgili hassasiyetimi korumaya devam edeceğim."

- DAEŞ konusu

DAEŞ konusunda, Türkiye'nin kırmızı bir çizgisinin olup olmadığı yönündeki soruya da Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"Bizim DEAŞ dahil, El Kaide dahil bütün terör örgütlerine karşı PKK vesaire hepsine karşı bir defa zaten güvenlik güçlerimiz müteyakkızdır, en üst düzeyde gerekli tedbirlerini almıştır. Gerek sınırlarda,  gerek içeride ne gerekiyorsa bu yapılmıştır, yapılmaya da devam edecektir. Bu konuda bizim taviz vermemiz asla mümkün değil. Atılacak adım neyse bunu atarız. Şu anda tabi gerek Irak'ta, gerekse Suriye'de ki olaylarda dikkat ederseniz her ikisinde de rejim kaynaklı oluyor bu işler. Yani rejim bir şeyi sağlam tutmuyor. Burada başka oyunlar oynanıyor. Dikkat çeken yanı bu. Orada da bir üst akıl var. Onun için Türkiye kendi kararını kendisi vermek suretiyle müteyakkızdır. bütün sınır bölgelerimizde her türlü tedbirimiz yerindedir ve yaklaşık 14 bin civarında Türkiye'den Suriye'ye giriş yapmak isteyenlere giriş yasağı vardır ve bin 400, bin 500 kadar da ülkesine gönderilmiştir." 

(Sürecek) 

Kaynak:Haber Kaynağı