Cumhurbaşkanı Erdoğan: (6)

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (6)

"İsrail'in oraya (Paris'teki yürüyüş) davetli olmadığı halde geldiğini daha sonra ilgili mercilerden öğrendik

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İsrail'in oraya (Paris'teki yürüyüş) davetli olmadığı halde geldiğini daha sonra ilgili mercilerden öğrendik. Mesela Sayın Abbas oraya davet edilerek gitti ve Sayın Hollande'ın ısrarla oraya gelmesini istediğini bana Sayın Abbas söyledi" dedi. 

Erdoğan, TRT'deki canlı yayında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Paris'teki saldırının altında bir komplo olabileceğine dair yorumlar ve Avrupa'da yabancı düşmanlığı ile İslamofobi'nin artmasına yönelik değerlendirmelerinin sorulması üzerine, komplo üzerinden hareket ederek bir komplo üretmek gayretine girmeyeceğini söyledi. 

Saldırının faillerinin daha önce tutuklandığını ve hapiste kaldığını hatırlatan Erdoğan, "Fransa gibi bir ülkenin istihbaratı ne yapar? Bunlar içeriden çıktıktan sonra Fransa'nın istihbaratı bu kişileri niye takip etmedi acaba? Şimdi bu sorunun cevabında neler gizliyse, aslında buradaki olayda da bana göre bu gizli" diye konuştu. 

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın, saldırıdan kısa süre önce Filistin ile ilgili yaptığı açıklamaya da işaret eden Erdoğan, "Tabii çok çok olumlu bir açıklamaydı. Böyle bir olumlu açıklamadan sonra, böyle bir eylemin yapılması, dediğiniz gibi gerçekten düşündürücüdür. Ya Hollande karşıtlarından böyle bir şey kaynaklanıyor veya burada çok daha farklı bazı soru işaretleri, sırlar gizlidir" değerledirmesinde bulundu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yahudiyim ve Polisim sloganları atıldı. Sokaklardan çok İsrail yanlısı bir ses yükseldi. Bu da 'İsrail'in parmağı olabilir mi' diye düşündürdü, biraz komplocu düşünebiliriz ama" ifadeleri üzerine ise şunları söyledi:

"Dediğiniz gibi İsrail zaten bu tür şeyleriyle geçmişten bu yana maruftur, bilinir. Mesela oraya davetli olmadığı halde geldiğini, daha sonra ilgili mercilerden öğrendik. Mesela Sayın Abbas, davet edilerek oraya gitti ve Sayın Hollande ısrarla oraya gelmesini istediğini bana sayın Abbas söyledi ve onun için oradaydı.

Tabii buraya gidişteki sebep, o hepsi ayrı bir tarafa ama ben birşey söylüyorum. Şimdi orada terörü kınamak için bir araya gelindiyse ki peşinen bir şeyi ifade etmemiz lazım. Bir defa terörün dini, milliyeti, ırkı, vesairesi hiçbir şeyi olmaz. Terörist, hangi dinden olursa olsun katildir, canidir, barbardır, vahşidir, ne derseniz deyin yakışır. Fakat, bu Netanyahu denilen adam, şimdi bu akşamki programdan sonra yine rahatsız olacak, bir defa devlet terörü estiren bir adamdır. Bireysel değil, devlet terörü estiren bir adamdır. Yani bakın şu anda Lübnan ile ilgili açıklama yapıyor. Çok enteresan. 'Gazze'yi hatırlatırım' diyor. 'Orada yani 2 bin 500 insanı, nasıl çoluk çocuk  öldürdüm, 70'den 70'e. Aynı şeyi size de yaparım'... Hala tehdit... Bölgede barışın, huzurun arayışı içerisinde değil. Yine terör, savaş... Bu tür işlerin içerisinde. Buna yatıyor aklı. Çünkü bunların geçmişinde sıkıntılar var."

- "Kan akıtmaktan, kan emmekten huzur buluyorlar"

Eski İsrail başbakanlarından birisinin, Tel Aviv'deki görüşmelerinde, kendisine "En zevkli olduğum an, Filistin'de tankların üzerinde olduğum andır" dediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Düşünebiliyor musunuz, bir başbakan, bunu bir Müslüman başbakana nasıl söyler? Tabii ben şok oldum ve 'Ya siz ne diyorsunuz, herhalde basın toplantısında da bu ifadeleri kullanmazsınız' dedim. Tabii basın toplantısında bu tür şeye giremedi. 

Şu anda bakıyorsunuz aynı mantık burada da var. Kan akıtmaktan, kan emmekten huzur buluyorlar. Buna karşı bir defa gerçekten bizim tavır olarak belirleyici olmamız, dik durmamız, omurgalı olmamız lazım. Fakat birçok, halkı Müslüman olan ülkede ben bu konuda sıkıntıları olduğunu görüyorum. Halklar açısından söylemiyorum bunu, yönetimler açısından söylüyorum. 

Ben mesela Hollande'ın özellikle Filistin'e karşı takındığı tavırdan dolayı kendisine teşekkür ediyorum. O tavır, hakikaten şükranla anılacak bir tavırdır. Arka arkaya aldığı o kararlar, gerçekten çok çok yerinde olmuştur. Çünkü itilmiş kakılmış, hakkı olan vergileri dahi ödenmiyor şu anda, Gazze'nin de Filistin'in de ödenmiyor. Buna karşı bir duruş gerekiyor aslında. Temenni ederim ki burada da bir an önce bölge huzura kavuşur. İsrail'deki seçim ne getirir ne götürür onu bilemem. Orayla da zaten bizim çok çok derdimiz, sıkıntımız yok. Biz kendi işimize bakacağız. Türkiye'yi çok daha güçlü hale getirmenin gayreti içinde olacağız. Türkiye eğer güçlü hale gelirse, halkıyla gerçekten huzur içerisinde, terörden arınmış bir ülke haline inşallah gelirse göreceksiniz gündem belirlemede çok daha inşallah aktif olacaktır, çok daha verimli neticeler alacaktır."

- "Siyaset duygusallığı çok kaldırmaz ve popülizmin ayarını iyi yapmak lazım siyasette"

Yunanistan seçimlerinden Syriza'nın birinci çıkmasına ilişkin değerlendirmesi de sorulan Erdoğan, ülkenin son dönemde ekonomik olarak çok ciddi bir sıkıntı içinde olduğunu vurguladı. 

Yüz milyarca avroluk bir borç olduğuna dikkati çeken Erdoğan, bu borcun içinde mevcut hükümetlerin puan kaybettiğini, Syriza'nın da hiç denenmemiş bir parti olarak, alanlarda verdiği mesajlarla halktan destek bulduğunu ifade etti. 

Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Aleksis'in bu işi iyi kullanması, iyi değerlendirmesi lazım. Ben inanıyorum ki iyi değerlendirirse tabii ki Yunanistan halkı yeni şansları da onun önüne koyacaktır. Yalnız bazı mesajlarda, bence çok daha temkinli, mutedil olmak yarın o mesajların altında kalmayı giderir. Siyaset duygusallığı çok kaldırmaz ve popülizmin ayarını iyi yapmak lazım siyasette. Eğer siyasette popülizmin ayarını iyi tutturamazsanız o zaman da vatandaş soruyu sorar.

Ben, Türkiye-Yunanistan ilişkileri noktasından birçok şeyler yazılıyor çiziliyor, o tür şeyleri de kabullenmiyorum. Biz 'devletlerin devamlılığı esastır' kuralından hareketle, her yönetimle ilişki halinde olduk. Yunanistan'da biz sosyal demokrat iktidarlarla da çalıştık, Hristiyan demokratlarla da çalıştık, hepsiyle de bunları yaşadık. Ben Simitis'den bu yana hepsini gördüm. Papandereu, Karamanlis ile hepsiyle çalışmalarımız oldu. İkili münasebetlerimiz her zaman da iyi olmuştur. Temenni ederim ki şu anda da yine Sayın Aleksis ile ki Sayın Davutoğlu'nun Atina ziyaretinde de zaten geniş bir görüşmeleri oldu. Yunanistan-Türkiye ilişkilerini çok daha ideal bir noktaya getireceğimize  inanıyorum ve kendisine de başarılar diliyorum."

- "Kendileri çalıp, kendileri oynarlar"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Freedom House'un raporunda, "Türkiye'de özgürlüklerin geriye gitmesine gösterilen nedenler arasında Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gölge bir kabine kurulması" iddiasının yer aldığının belirtilmesi ve "Burada gölge bir kabine var mı? Bu Türkiye üzerine karabasan gibi çöküyor mu?" diye sorulması üzerine, şunları söyledi:

"Freedom House'un filan, bunların dünyada itibarı filan yok. Bunların itibarı sıfır. Bunlar kendilerini bir şeye oturtuyorlar, oradan kendilerine bir değer atfediyorlar. Bunlar belki de kurdurulan kuruluşlar olabilir. Biliyorsunuz dünyada bu tür kuruluşlar vardır. Özel olarak bunlar kurdurulmuştur, bunlara özel görevler yükleniyor ve kendileri çalıp, kendileri oynarlar bunlar. Bir defa bu gerçekleri bilmemiz lazım.

Cumhurbaşkanlığı makamında, burada, bizim gölge kabine kurmamız için, benim burada 25 müdürümün olması lazım veya daire başkanımın olması lazım. Burada böyle bir şey yok. Bunu söyleyenler, bugüne kadar acaba gelip benimle böyle bir söyleşi mi yaptılar, böyle bir görüşmeleri mi oldu? Böyle bir şey de yok."

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın teşkilat yapısına ilişkin açıklama yaptığına işaret eden Erdoğan, Cumhurbaşkanlığındaki çalışmaların, "hükümetin yatırımlarını takip" olduğunu belirtti. Yasal düzenlemelerin onay için Cumhurbaşkanlığı'na geldiğini anımsatan Erdoğan, konularla ilgili altyapı olmadığı takdirde değerlendirme yapılamayacağını söyledi. 

- "O tür grup veya kuruluşlar bizi çok da ırgalamıyor"

Cumhurbaşkanı olarak ülkedeki faaliyetlerden haberdar olması gerektiğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunları takip eden birimlerimin olması lazım ki, ben bunlardan haberdar olayım. Herhangi bir vilayete gittiğimde orada yapacağım konuşmada, benim bütün bu konuşmalarımla ilgili bilgileri alan arkadaşlarım kimlerden alacak? Bu işleri takip eden birimden alacak. Bunların burada olması lazım. Bundan önce böyle bir şey var mıydı? Bundan önce burada böyle bir şey yoktu.

Şimdi biz, bu birimleri çalıştırarak burayı daha aktif, daha koşturan, düşündüren bir yapı haline getirdik. Onun için zaten şu anda bu konuyla ilgili gerek başmüşavirler, müşavirler gerek genel sekreter yardımcıları gerek daire başkanları, müdürler noktasında, buradaki yapıyı çok güçlü hale getiriyoruz, getireceğiz. Daha da burada yapacaklarımız var. İnşallah cumhurbaşkanlığı makamı, bütün bu çalışmalarıyla da sadece Türkiye'de değil, uluslararası camiada da inşallah ses getirecektir, bunu da zaman gösterecek. O tür bence gruplar veya kuruluşlar bizi çok da ırgalamıyor."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir başka soru üzerine, yurt içindeki teşekkür mitinglerine başladığını anımsattı. Bu ziyaretleri sıklaştıracağını, yurt dışı ziyaretlerinin de artarak devam edeceğini söyleyen Erdoğan, yurt dışı seyahatlerini hafta içinde, yurt içindekileri ise hafta sonlarında yapacağını ifade etti.

(Sürecek)

 

Kaynak:Haber Kaynağı