Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)

"(Suriye'de güvenli bölge oluşturulması) İlk etapta bir defa buranın arındırılması, temizlenmesi ve bu arındırma ve temizlenmeden sonra oranın güvenli hale getirilmesinden sonra güvenli bölge tanımının yapılması adımı da atılmış olacaktır"

ANKARA (AA) -  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de güvenli bölge oluşturulmasına ilişkin, "İlk etapta bir defa buranın arındırılması, temizlenmesi ve bu arındırma ve temizlenmeden sonra oranın güvenli hale getirilmesinden sonra güvenli bölge tanımının yapılması adımı da atılmış olacaktır" dedi. 

Erdoğan, Çin ve Endonezya’yı kapsayan resmi ziyaretleri öncesinde, Esenboğa Havalimanı’nda basın toplantısı düzenledi.

2012 yılında başbakan olarak Çin'e gittiğini, Cumhurbaşkanı sıfatıyla ilk, resmi olarak ikinci ziyaretini bu ülkeye gerçekleştireceğini dile getiren Erdoğan, Çin ziyaretinde kendisine Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Feridun Bilgin, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın eşlik edeceğini söyledi. 

Çin ile Türkiye'nin ilişkilerinin 2010 yılında stratejik işbirliği seviyesine çıkarıldığını anımsatan Erdoğan, bu ziyaretle mevcut ilişkilerin daha da geliştirmeyi arzu ettiklerini söyledi. 

Erdoğan, Pekin'de mevkidaşı Xi Jinping ile yapacağı görüşmelerde ikili ilişkileri etraflıca ele alarak, güncel, bölgesel ve uluslararası konular hakkında kapsamlı görüş alışverişinde bulunacaklarını ifade etti. 

Çin Ulusal Halk Parlamentosu Başkanı Zhang Dejiang ve Başbakan Li Keqiang ile görüşeceklerini kaydeden Erdoğan, Pekin'deki temasları sırasında bazı anlaşmaları da imzalayacaklarını bildirdi. 

Türkiye'nin dönem başkanlığını yürüttüğü G-20 konularını ziyareti esnasında ele alacaklarını anlatan Erdoğan, "Kasım ayı ortasında Antalya'da G-20 Zirvesi'ne ev sahipliği yapacağız. Akabinde 1 Ocak 2016 itibariyle ev sahipliği Çin Halk Cumhuriyeti'ne geçecek" diye konuştu.

Erdoğan, ziyaretinde Türkiye ve Çinli iş adamlarının arasında işbirliği forumu düzenleneceğini belirterek, Uygur Türkleri ve Hui Müslümanlarının temsilcileri ile bir araya geleceklerini ve hasbıhal edeceklerini kaydetti. Erdoğan, Türkiye ile stratejik işbirliği içinde olan Çin Halk Cumhuriyeti ikili ilişkilerine daha fazla ivme ve içerik kazandıracağına inandığını vurguladı. 

Çin Halk Cumhuriyeti'nin ardından, 30 Temmuz 1 Ağustos tarihleri arasında da Endonezya'ya ziyaret gerçekleştireceklerini anlatan Erdoğan, "Endonezya bizim kadim, beşeri ve kültürel bağlarımızın olduğu bir ülke. Endonezya ile ikili ilişkilerimizi yine 2011 yılında stratejik ortaklık düzeyine çıkarmıştık" dedi.

Endonezya'nın Güneydoğu Asya'nın en büyük ekonomisine sahip olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Bizim Uzakdoğu'daki en büyük ticaret ortağımızdır. G-20, İslam İşbirliği Teşkilatı ve MİKTA gibi uluslararası platformlarda yakın iş birliği içindeyiz" ifadesini kullandı. 

En fazla Müslüman nüfusa sahip ülke olarak Orta Doğu ve Güney Asya'daki meselelerin çözümü noktasında Endonezya ile eş güdüm içerisinde olduklarının altını çizen Erdoğan, geçtiğimiz yıl seçilen Devlet Başkanı Joko Widodo ile çeşitli bölgesel ve uluslararası gelişmeler hakkında telefon görüşmeleri yaptığını kaydetti. 

Türkiye- Endonezya iş forumu vesilesiyle iki ülke iş adamlarının yapacağı görüşmelerle yeni projelerin kapısını aralayacağını dile getiren Erdoğan, bu temasların ikili ekonomik ve ticari ilişkilerin ilerletilmesine katkı sağlayacağına inandığını belirtti. 

Yoğun bir gündemle bu ziyareti gerçekleştireceklerine işaret eden Erdoğan, dönüşte de Pakistan Başbakanı Navaz Şerif ile İslamabad'da havalimanında kısa bir çalışma yemeğinde bir araya geleceklerini söyledi. Erdoğan Çin, Endonezya ve Pakistan ziyaretlerinde yapacakları görüşmelerin ve imzalayacakları anlaşmaların Türkiye ve bölgeye hayırlar getirmesini temenni etti. 

- "Güvenli bölge Suriyelilerin dönmesi için zemin oluşturacak"

Daha sonra gazetecilerin sorularını cevaplayan Erdoğan, ABD ile terörle mücadele konusunda sağlanan mutabakat çerçevesinde Türkiye'nin gündeme getirdiği "güvenli bölge" ile ilgili bir anlaşmanın sağlanıp sağlanmadığı ve kapsamı hakkındaki soru üzerine şöyle konuştu: 

"Tabii burada ilk adım malum bu güvenli bölgenin alt yapısını oluşturmak. Konuyla ilgili olarak benim geçtiğimiz çarşamba günü Sayın Obama ile yapmış olduğumuz görüşmede bunları etraflıca ele aldığımız gibi daha önce Dışişleri Bakanlığımızın Amerikalı yetkililerle yapmış olduğu görüşmeler ve şuanda da devam etmekte olan görüşmelerle her şeyden önce malum terör örgütü ve DAEŞ ile özellikle Kuzey Suriye'deki mücadelenin verilmesi büyük önem arz ediyor. Aynı zamanda yine ulusal güvenliğimize tehdit oluşturan yine bölgedeki malum unsurlar var. Buradaki bizler için 'ikmal bölgesi' diye tanımladığımız bölgelerin tehditten arındırılması ve orada güvenlik bir bölgenin oluşturulması takdir edersiniz ki bizde ki 1 milyon 700 bin Suriyeli vatandaşın içerisinde artık ülkelerine dönme beklentisi içinde olmaları bakımından onlar için de bir zemin oluşturacaktır. Bunların çalışmalarını da görevli olan heyetlerimiz ayrıca yapmaktadırlar. İlk etapta bir defa buranın arındırılması, temizlenmesi ve bu arındırma ve temizlenmeden sonra oranın güvenli hale getirilmesinden sonra güvenli bölge tanımının yapılması adımı da atılmış olacaktır." 

-"Terör mevzi bir konu değildir"

Bir gazetecinin, "Türkiye ile Çin arasındaki stratejik ilişkileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Geçtiğimiz yıllarda hem Türkiye ve Çin'de terör ve şiddet olaylarında artış göründü. Türkiye ve Çin'in güvenlik ve terörle mücadele alanında nasıl bir işbirliği öngörüyorsunuz?" sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"Terör mevzi bir konu değildir, terör uluslararası içeriği olan bir konudur. Terör sadece Türkiye'yi ilgilendirmiyor, komşu ülkeleri de uluslararası camiayı da. Örneğin şimdi bir DAEŞ dediğimiz zaman DAEŞ'e gelen bütün yabancı savaşçıların dünyanın en ücra köşelerinden geldiğini görüyoruz. Avustralya'dan gelenler var, Çin'den gelenler var. Komşulardan, Avrupa'dan gelenler var. Fransa, İngiltere, İtalya her yerden. Bütün bunlara karşı Türkiye örneğin 16 bin yabancı savaşçıya rezerv koymuştur, içeriye sokmuyor. Aynı şekilde Türkiye'den deport edilenler var bin 600 civarında. Bunlar bu konudaki hassasiyetimiz gösteriyor. Fakat bu hassasiyet Türkiye'nin tedbirleriyle bitmez. Burada bütün komşuların, bütün dostların en azından iletişimi çok iyi sağlaması gerekiyor. İstihbaratı çok iyi sağlaması gerekiyor ki bu Türkiye'nin de işini kolaylaştırmış olsun, ona göre tedbirlerini rahat bir şekilde alabilsin. Bu mücadeleyi bu şekilde sürdürmeye kararlıyız. Nitekim bu ziyarette de zaten önemli konularımızdan bir tanesi de bu olacaktır."

-"İş birliği noktasında ciddi adımlar atacağımıza inanıyorum"

Stratejik işbirliği noktasında Türkiye ile Çin arasında başlatılan ama istenilen hızla devam etmeyen projeler olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bunları hızlandırmamız gerekiyor. Örneğin Sayın Devlet Başkanı ile başbakanlığım döneminde İstanbul'da yaptığım görüşmede gerçekten de çok çok önemli adımları hedeflemiştik. Onları hayata geçiremedik. Öyle zannediyorum ki bu ziyaretimle bunları tekrar görüşeceğiz. Gerek altyapı, gerekse üstyapıya yönelik Çin-Türkiye işbirliği noktasında ciddi adımlar atacağımıza inanıyorum. Zira bu arada yapılan birçok görüşmelerde de bunun sinyallerini zaten almıştık ama bu ziyaretimle bunları artık uygulama safhasına geçirelim istiyorum. Temennim odur ama kararlılık olarak da atacağımız imzalarla burada neticeyi alacağız" değerlendirmesinde bulundu. 

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı