Çok konuşulan savcıdan şok iddia: TRAFİK ÇELMESİ!

Çok konuşulan savcıdan şok iddia: TRAFİK ÇELMESİ!

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeliğine aday olan Ankara Batı Adliyesi Savcısı Cihan Ergün, Memleket’e şok açıklamalarda bulundu. Fahri Trafik Müfettişleri’ne dikkat çeken Ergün, “Size çelme takmak istiyorlarsa trafik cezasıyla takarlar” dedi.

12 Ekim’de yapılacak Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) seçimleri öncesinde yargı camiasında hareketli günler yaşanıyor. HSYK’ya aday olan Ankara Batı Adliyesi Savcısı Cihan Ergün, bir dizi ziyaret için geldiği Konya’da gazetemize çok konuşulacak açıklamalarda bulundu. Ergün, bir ülkeye kastedecek illegal yapıların öncelikle Maliye ardından Vali ve Kaymakamları ele geçirmesi gerektiğini söyledi.

TRAFİK MÜFETTİŞİ FALANCA...

Savcı Ergün, Fahri Trafik Müfettişleri ile ilgili de şu iddiayı gündem taşıdı: Photoshop diye bir program var. Siz gazeteciler bu programı iyi bilirsiniz. Aracınızın plakasına İzmir’den ceza gelir, Batman'dan ceza gelir. Hepsi de fahri trafik müfettişi ‘falancadan’dandır.  Araç sizindir, plaka sizindir ama siz ceza tutanağının tutulduğu adrese hiç gitmemişsinizdir. Bir şekilde size çelme takılmak gerekiyor ve başka şekilde takılamıyorsa trafikle takarlar. 

12 Ekim’de yapılacak Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyeliği seçimleri için yargı camiasında hareketli günler yaşanıyor. Seçimleri M. Ali Elmacı'ya değerlendiren HSYK bağımsız adaylarından Ankara Batı Adliyesi (Sincan Adliyesi)'nin, ‘Yargıdaki paraleli 20 saatte bitiririm’ ifadesiyle gündeme oturan savcısı Cihan Ergün'den HSYK’daki gruplaşma ve kurumda yapılması gereken düzenlemeler hakkında bir önemli açıklamalar geldi.

10717957_635065693276584_350245639_n.jpg

-Sayın Savcım neden aday oldunuz?

-İlk defa yargıçlara kendilerini yönetecek bürokraside kendilerini seçilerek yönetme şansı tanındı. Cumhuriyet tarihinde şimdiye kadar yargıçlara kendilerini yönetme hakkı tanınmamıştı. 2010 yılında yaptığımız anayasa değişikliğiyle ilk kez yargı bürokrasisini belirleme hakkını hakim, savcılara verildi. Bu demokratik bir gelişme ve herkes sevinmişti. Ancak bir grup çıktı ortaya ve dediler ki, "oylar bölünmeyecek, oylarınız bize vereceksiniz hükümetle uyumlu bir yargının elitini oluşturacağız. Sizin lehinize geniş bir uygulama yapacağız". Yeni ve 'gülen' yüzleriyle ortaya çıkmışlardı. Hatta ilk toplantıyı da Konya'da yapmışlardı. 93 ya da 100 civarı arkadaşımız katılmıştı. Bir iftar yemeğiydi. Yemekten sonra elitist arkadaşlar karşımıza geçip bunları söyleyince, tek karşı çıkan bendim ve çıktım dedim ki, "sizi biliyorum aşağı yukarı aynı dönem başladık ve birçoğunuz da benden kıdemsizsiniz. Siz yargıya zulmedeceksiniz. Yargıyı taraf yapacaksınız".

-Yani siz yıllar önceden siz şifreyi çözdünüz mü? Kimlerdi bunlar?

-Ben isim ve şahıslar üzerinden şekillendirmem düşünce ya da olguyu. Ama bildiğiniz insanlardır bunlar. Ancak bu 2010'da değil, 2008'lerde bir takım yazılarımda da bunu yazmıştım. "Ergenekon bitti yeni bir Neocon yapı oluşuyor". Bu yapı dindar muhafazakâr görünüşlü olacak ama tıpkı 1945'ten önce Cemiyet-i Akvam diye bir kurum vardı. 1. Dünya Savaşı'nı önleyemediği için arşivleri, binası ve her şeyiyle Birleşmiş Milletler ismini aldı. Tabela değişti ama sistem aynı kaldı. Ergenekon tabelasını söktüler yeni bir 'paralel yapı' diye isimlendirilen bir tabela astılar. Bu yapının da dinci muhafazakâr olacağını fakat devletin altını oyma açısından diğer silahlı örgütlerden hiçbir farkı olmayacağını ben defalarca söyledim yazdım.

-Yazdıklarınıza devlet kademelerinden ya da konunun muhataplarından dönüş oldu mu?

-Hayır, pek olmadı hatta bir profesör arkadaş vasıtasıyla iletmiştim.  Dönüş tam tersi olmuştu. "Aynı kıbleye yöneldiğimiz ve alnı secdeye değen bu insanlara bu iftira vatana ihanettir" cevabını almıştım. Bunu bildiğim için 2010'da karşı çıktım ve "bu ekibe vermeyin, azıcık hakkım varsa bunlara oy vermeyin" demiştim.

-Yargıdaki paraleli 20 saatte nasıl bitireceksiniz?

-Bitirmek iradesine bağlı. Siz, bitirmek isterseniz emaneti ehline verirsiniz. Ehline vermek bütün kitaplı dinlerin emridir. Ben 2007'den beri bunları tespit etmiştim, biliyorum. 2010'da art niyetli bir takım yapı ve yapılar oluşturduklarını söylüyorum. Çalıştığım camiayı da 20 yıldır iyi tanıyorum. Hatta bu, listeniz hazırsa bir flaş diski bilgisayara sokup word belgesinden çıktı alıp adil, hak edeni hak ettiği yere vererek ya da emaneti ehline vererek yapacağınız bir işlemdir. Bu iş 20 saatten de daha azdır. Tanımaya bağlı, teşkilatınızı tanıyorsanız isim isim biliyorsanız bu iş çok kolay.

-"Türkiye'de bu ilişkileri bilen iki kişiden birisiyim" diyorsunuz. Diğer isim kim peki?

-Yargı teşkilatında çalışanları karşı taraftan bir arkadaş iyi bilir bir de ben bilirim. En başından söyledim. Ben isimler üzerinden yorum yapmam, isimler üzerinden konuşmam. Gerek de yok.

-Bütün bu açıklamalar ve gündemde anılan ismiyle 'Paralel' kimdir?

-Kendini dindar diye tanıtan, kökleri Pensilvanya'ya giden, bir zaman İstanbul grubu İzmir grubu olan, belki de en alttaki takımının hala samimi olduğu ve dinsel, maneviyata bağlı olduğu bir ekip... Ancak ne kadar dini, ne kadar milli, ne kadar manevi duygularınız olursa olsun, dinsiz ya da maneviyatsız bir silahlı çete, devlet ve hükümeti devirmeye çalışan bir örgüte ne kadar kötü ve habis bakıyorsak, dinsel görüntüsü ağırmış gibi görünen topluluk da yasadışı yollarla devleti ve hükümeti devirmeye kalkışıyorsa bu oluşuma da  o kadar habis ve bakmak gerekir. Dolayısıyla bunun kolları da olacaktır. Bir yeri, bir şeyi ya da devleti yönetmeye talipseniz üst elitlerde, her yerde adamınız olması gerekiyor ve bu oluşum, kısa sürede bu hale gelmemiştir. Yılların getirdiği bir birikimdir bu diyelim.

-Peki, yargı neden bu kadar önemlidir?

-Yargı bir erktir. Yasama ne kadar önemliyse, yürütme ne kadar önemliyse, yargı da o kadar önemlidir. Artı, yargı sığınacağınız son kaledir. Herkesin, benim de, dağdaki çobanın da işadamının da, bürokratının da devletin başkanının da sığınacağı son nokta hukuktur. Hak arama mekanizmasını son giriş kapısıdır. Bir diğer husus yargıyı elinizde bir çeteye ait olarak tutarsanız onun art geleni olan güvenliği de, parayı da hatta yönetimi de elinizde tutarsınız. Çünkü onların her türlü usulsüzlük, yolsuzluk iddiaları yargıda bitecek.

-Bu yapı seçimlerle birlikte bitirilecek mi yoksa siz kazanırsanız mı bitecek?

-Ben kazanırsam ya da başka grup kazanırsa bitecek değil çünkü yargının her kademesinde elemanları var. Kurtulmanın yolu yeniden, ben dâhil bütün yargıyı emekli etmektir. Yeniden hakim no-1 diye yargıç almaya başlamaktır. Bu da imkânsız. O zaman, bunun 1 yıllık çalışanı var, 10 yıllık çalışanı var, 15 yıllık çalışanı var. Yasal bir şey olmadan kimseyi emekli edemezsiniz. Ancak bir yasa çıkarır, toplu herkesi emekli eder, öylece kurtulursunuz. Aksi takdirde liyakati esas alırsınız, yani işi ehline verirsiniz. O zaman ehil olmayanlar çekilir, etkin yerlerde bunları çalıştırmazsınız ve bu durum kendiliğinden stabil, durgun hale gelir.

-Peki kim yapacak bütün bunları, yani hükümet bu konuda inisiyatif sahibi mi?

-Parlamento bu konuda inisiyatif sahibidir. Parlamentoyu tetikleyecek olan çoğunluğa sahip ki bu da hükümettir. Yasayla çözersiniz. Demokrasinin erdemi sandıktır. Seçime girersiniz, kazanırsınız.

-Sayın Erdoğan'la gündeme gelen konu, 'yargıyı ele alma' yorumları bu konuda inisiyatif kullanma yetkisi miydi?

-Sayın Erdoğan başbakanken bu konuyu öne çıkarmasaydı, bu cunta zulmetmeye devam edecekti. Ona teşekkür etmek lazım. İyi ki söyledi. Sanki yeni söylemiş gibi gündemde kaldı. Şairin dediği gibi ("vur kazmayı dağa Ferhat, çoğu gitti azı kaldı") ilk kazmayı vurdukları güne gitmek lazım.

-Sizin adaylığınız bazında devlet kurumlarıyla görüşmeniz oldu mu?

-Yok, yargı bağımsız bir güç ve erk olduğu için birilerinden icazet almanız gerekmiyor. Anayasada belirtiliyor, aday olmanız için şu şartları taşımanız gerekir diye. Bu şartları birlikte taşıyorsanız aday olmak hakkınızdır. Gider Yüksek Seçim Kurulu'na başvurunuzu yapar aday olursunuz. Kimseyle görüşmedim, kimseyle pazarlık yapmadım.

-Pazarlık yapanlar var mıdır?

-Mutlaka vardır.

-Neyin karşılığında?

-Onu bilemiyorum, yalnız pazarlıkla oy almanız zor, çünkü oy alacağınız kitle, hakim ve savcılardır ve pazarlığı da bunlarla yapmanız gerekiyor. "Seni filanca güçlere dövdürürüm bana oy verin" demek etken değil ama malum yapı her yıl sınavlara giren hakim ve savcıları alıp yetlştire yetiştire 4000 civarında oya sahip oldu.

-Yargıyı kaybederlerse bitmiş olacaklar mı?

-Bitişin başlangıcı olacak. Bunlar yargıdaki yerleşim açısından en az olan yerler... Sıralama yaparsanız yargı 5., 6. sırada kalır.

-İlk sırada hangi kurum vardır?

-Maliye bürokrasisi ilk sırayı alır. Çünkü devlete yönelen birilerinin gücü elde tutmasının ana unsuru parayı elde tutmasıdır. Ülke paralarını Maliye Bakanlığı elinde tutar. Önce orayı almanız gerekir. Kolluk ve askeri yapılanmayı elde tutması gerekir. Gücü elde tutanın iktidara yöneliyorsa, idareyi elde tutması gerekir. Bu neresidir? Kamu yönetimidir, vali ve kaymakamlıklardır. Bunlar SGK'yı bile ele geçirmişlerdir. Sonra polisi sonra yargıyı ele geçirmeye çalışmışlardır. Hatta size şunu da size söyleyeyim, polis kolluğunun içinde trafik kolluğu vardır. Bunun da altında fahri trafik müfettişliği denilen bir oluşum vardır. 'Paralel' denilen bu yapı fahri trafik müfettişlerinin yüzde 98'i bu yapı tarafından atanmışlardır. Fotoshop diye bir şey var, önemli değil, İzmir'den ceza gelir, Batman'dan ceza gelir. Hepsi de fahri trafik müfettişi 'falancadan' gelir. Araç sizindir, plaka sizindir ama siz oraya hiç gitmemişsinizdir. Bir şekilde size çelme takılmak gerekiyor ve başka şekilde takılamıyorsa trafikle takarlar.

-Adaylığınız noktasında şansınız nedir?

-Şanslarımız eşit sadece birazcık paralel oluşumun taraftarı fazla. Diğer anlamda şanslar eşit.

-Herhangi bir yerden tehdit şantaj aldınız mı?

-Direk tehdit gelmedi ama bizi destekleyen genç arkadaşlarımıza birilerinin adına oy isteyen arkadaşlara gelip "seçimlerden sonra hesabını soracağız" dediklerini duyuyoruz.

 

CİHAN ERGÜN KİMDİR?
GÖREVİ : ANKARA BATI ADLİYESİ (SİNCAN ADLİYESİ)
SİCİL NO :32235 
Görev Yeri: ANKARA C. SAVCISI

1964 yılında Sivas'ın Sarkışla ilçesine bağlı Kızılcakışla Beldesi'nde doğan Ergün, İlköğretimini, köyde tamamlayarak  1983 yılında eski Köy Enstitüleri'nin devamı olan Pamukpınar Öğretmen Okulu'nda liseyi bitirdi.1988'de Seluçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. 2005 yılında Konya Cumhuriyet savcılığı daha sonra Uşak Cumhuriyet Savcılığı yaptı. Halen Ankara Batı Cumhuriyet Savcısı olan Ergün Evli ve 3 çocuk babasıdır.
 

Röportaj- M.Ali Elmacı-Memleket