Konuşmacı Prof. Dr. Bayram, CHP ve DP kurucularının sabetaistlerden oluştuğunu söyledi.

Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin bu haftaki Cuma Sohbetleri’nde Kayı Obasından Devlet-i Aliyye’ye gündeme geldi. Osmanlı Devleti’nin kuruluşuyla ilgili tarihi kaynaklara dayanarak açıklamalar yapan Selçuklu Tarihi Uzmanı ve emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Mikail Bayram, Türkistan’daki kayı bölgesi, Oğuzların kayı boyuyla ilgili Rus tarihçi Wilhelm Barthold’un Orta Asya Türk Tarihi adlı kitabında yer alan iddialara cevap vermek üzere tarihçi Mehmet Fuad Köprülü’nün, “Osmanlıların Menşei” adlı bir makale yazdığını, bu makaleye istinaden bir diğer tarihçi Zeki Velidi Toğan’ın da 1930’lu yıllarda kaleme aldığı bir başka makaleyle Fuad Köprülü’ye cevap verdiğini belirterek konuşmasına başladı.

İranlıların, Avesta’da Türklerden “Turaniler” olarak bahsettiklerini ve bu kitaptaki bilgileri referans olarak gösteren Zeki Velidi Toğan’ın, makalesinde Moğol – Türk ayırımı yapmayı da doğru bulmadığını ifade ettiğini belirten Prof. Dr. Mikail Bayram, “Fuad Köprülü ile Zeki Velidi Toğan aralarındaki bu mücadelenin maksadı neydi? Neyi paylaşamıyorlardı?” diyerek konuyu Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna bağladı. Sözlerine “Evvela yeni bir devlet kurulmuş. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir ölçüde Osmanlı enkazı üzerine kuruldu. Osmanlıların Devlet zihniyeti bellidir. Devlet anlayışları bellidir. Kültürel siyasetleri bellidir. Fakat Cumhuriyet döneminde devlet nasıl bir düşünce yapısı üzerine inşa edilecek? Devletin ideolojisi ne olacak? Türkiye Cumhuriyeti Devleti hangi ideoloji üzerine inşa edilecek? İşte bunu paylaşamadıkları için bu şekilde münakaşa ediliyor” şeklinde devam eden Prof. Dr. Bayram, şunları ifade etti: “Fuad Köprülü şunu istiyor. Kuzeyli Türkleri olarak adlandırılan Karaim Türklerinin kültürel yapısı üzerine Türkiye Cumhuriyeti inşasını öngörüyor. Zeki Velidi Toğan ise bütün Türk dünyasını esas alıyor. Turancılık yapıyor. Turanî bir düşünceyi öne sürüyor. Yeni T.C. Devleti’nin de Turanî zihniyet üzerine inşa edilmesi gerektiğini düşünüyor. O dönemde bir ideolog daha var o da Ziya Gökalp. Ziya Gökalp Türk ülküsünü, Türk insanının özelliklerini, hasletlerini gündeme getiriyor ve bu Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunda bu hasletleri devletin ideolojisi olması gerektiğini düşünüyor ve nitekim bu düşünceleri de, belli çevreler tarafından da kabul görüyor. ”

OSMANLI YALILARI SABETAİSTLERE VERİLDİ

Kendisini “Zeki Velidi Toğan ekolü”nde kabul ettiğini belirten Mikail Bayram, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranların daha çok Ziya Gökalp’in teorisini temel aldıklarını ifade ederek onların içerisinde de sabetaistlerin çoğunlukta olduklarına işaret etti. “Sabetaistler, T.C. Devleti’nin kendileri tarafından yönetilmesi gerektiğini ve devletin kurucusunun da sabetaistler olduğunu düşünerek ‘T.C. Devletini biz kurduk. Hatta İstiklâl Savaşı’nın finansmanını da biz sağladık’ diyorlar.” Şeklinde konuşmasına devam eden Bayram, hükümet üzerinde çok baskılar yapılınca Atatürk’ün İzmir İktisat Kongresi’ni düzenlemek zorunda kaldığını söyledi. Sabetaistlerin o kongrede haklarını istediklerini kaydeden Bayram, şunları kaydetti: “Harcamalarının tanzim edilmesini isteyen bu sabetaistlere; İstanbul’daki Osmanlılar’a ait yalılar ve köşklerin hepsi bu Yahudilere verildi. Atatürk, o yalılardan bir tanesini kız kardeşi Makbule’ye verdi. Bir tanesini de hanımı Latife’ye ve yakınlarına verdi. Geriye kalanların hepsi İbrahim Hakkı Konyalı’nın ifadesine göre; 70’den fazla köşk sabetaistlere verildi. Osmanlı paşaları bu yalı ve köşklerde oturuyorlardı. Böylece sabetaistler haklarını aldılar. Bu arada devlet yapısı içerisinde bulunan Karaimler adlı gurup da bir müddet sonra pay istedi. Bunun üzerine de Balıkesir Kongresi düzenlendi. Bir takım yerler de onlara verildi. Devletin yönetimi hususunda da bu iki gurup birbirleriyle çekişiyorlardı. Bir müddet sonra CHP teşekkül etti. Ve devletin yönetimi CHP’ye verildi. Bunlar tamamen sabetaistlerden oluşan bir kadro idi. Devleti onlar yönetiyordu. Atatürk de bunların içindeydi. Aralarındaki bu çekişme üzerine CHP gurubunun karşısına kadrosu Kuzeyli Türklerinden oluşan DP’yi çıkardılar. DP’nin iktidarı bir yerde Kuzeyli Türklerinin iktidarı ele geçirme anlamına gelir.”  Bir soru üzerine Bayram hoca, “Celal Bayar Romanya’da bulunan Eflak’lı, Fuad Köprülü ise Romanya’da Köprü diye bir yerdendir. Adnan Menderes Kırımlı’dır. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan Polanyalı’dır. Mehmet Emin Kalafat Moldovyalı’dır.” diye cevap verdi.